Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ah, gönlümde ne ateşler yanıyor. Ciğerime ne hançerler vuruluyor. Gözümden ne zehirler akıyor!.. Bilseydi belki beni böyle bırakacağına acırdı da öldürür öyle giderdi. Beyim! Sen beni vatanın için terk ettin. Ben seni kimin için terk edeyim? Benim vatanım da sendin, canım da...
Sayfa 13 - ZEKİYEKitabı okudu
Vallahi, Allah'a yemin ederim ki Aydınlık günlerde ve karanlık gecelerde, Yoktur benim için uyku ve yemek, Sadece iki gözümden kan akıyor. Her iki gözün sanatı uyanık kalmaktır, İçimin gıdası da kan içmektir. ~~~~~~~~~~~~~~ We'llahî qesem dikim bi Barî Rojêd-i spî, şevêd-i tarî Nînin ji me ra çu xwab û xwarin Îlla ku du dîde xwîn dibarin Bîdarî ye sen'etê du çavan Xwînxwarî ye xwarina hinavan
Reklam
Ben can gülşeni içinde dikenim ve akıl aynası üzerinde bir tozum, Neyim var ki, söz edeyim özümden?. Mahvet beni benim gözümden!
Sabahın erken saatinde, Hilâl-i Ahmer’in hademelerinden Halis gelmiş, İstanbul’un gece yarısından sonra saat ikide askerî işgal altına alındığını söylemiş. Hilâl-i Ahmer’i otuz kişilik bir askerî müfreze işgal etmiş. Türk veya Ermeni tercüman olmadığından, sadece İngilizce konuşmuşlar. Telefonlar koparılmış, kâğıtlar paramparça edilmiş, uyuyan hademelerin başına tabanca dayayarak Dr. Adnan’ın nerede olduğunu sormuşlar. Dolaplar, hatta kâğıt sepetleri bile aranmış. Dr. Adnan’ın orada olmadığını öğrenince, evini sormuşlar. Bunların birer işaretle sorulduğunu zannediyorum. Yalnız, içlerinden biri birkaç kelime Türkçe biliyormuş. Nihayet, Balkan göçmenlerinden Hamid adlı ve Dr. Adnan’ın himaye ettiği öksüz oğlanı yakalayarak sorguya çekmişler. O da bilmediğini söyleyince, askerler çocuğu dipçikle dövmeye başlamışlar. Çocuk, Hilâl-i Ahmer’den ayrıldığı zaman, yüzü kan içindeymiş. Bununla beraber, hademe Halis’e ne yapsalar evi haber vermeyeceğini ve Halis’in gidip ablama bunu haber vermesini rica etmiş. Bu, güzel muhabbet nişanesi Dr. Adnan’ı ağlatmaya başladı. Benim gözümden bir tek yaş akmadı. Çünkü, daha iyi günlere kavuşmadan önce, bir damla gözyaşı dökmemeye karar vermiştim.
Adnan, tehlikeden ziyade, verdiği sözde durmamış olmaktan üzgündü. Bundan başka da, Adnan’ın fikrince, şayet Türk mebusları İngilizler tarafından esir alınırsa, Garp efkâr-ı umûmiyyesi bizim tarafımıza dönecekti. Benim tuttuğum yol, tehlikeli olduğu kadar şüpheli idi de. Bütün bunlara rağmen, gece gayet sakin uyudum. Uyandığım zaman, Nigâr’la Dr.
Yaşamak için ya otları ya hayvanları öldürüp yemek çok adi, çok görülen bir işkence, nedense, o güne kadar benim gözümden kaçmış.
Sayfa 56
Reklam
Bir şeyler yapmayı gerçekten kafasına koymuş olanlar, kayıtsızlara ve yanlış yolda gidenlere kıyasla hayli az.
Muhakkak ki ruhumun benim gözümden kaçacak kadar uzak köşelerinde bir şeytan saklı... Beni oyuncak gibi kullanıyor...
Vurduğun her yerden gül biter sanma Sen beni ilk defa yaralamadın Ben sana kul köle olurdum amma Sen bana bir günlük yar olamadın Bu kadar yüklenmek var mı susana Yerimde olupta çıldırmasana Ben gönül köşkümü açtım da sana Sen sokak kapını aralamadın Hançerle mavzerle yıkılmazdım da Süründüm aklımı senle bozdum da Ben sana yüzlerce roman yazdım da Sen bana bir satır karalamadın Onbinde bir kula nasip olsam da Kadrimi bilmedin nimet olsam da Ben senın bağına rahmet olsam da Sen benim dağıma kar olamadın Kalplere şifalar sunan meyvaydım Her keyfe kedere derde devaydım Ben senin bahtına gülen ayvaydım Sen bana ağlayan nar olamadın Yıllara mal oldu gözümden düşmen Ey şimdi aynayla kavgalı düşman Her zaman mahcupsan her zaman pişman Sen kendi kendine yar olamadın.
Sayfa 223
Muhakkak ki ruhumun benim gözümden kaçacak kadar uzak köşelerinde bir şeytan saklı… Beni oyuncak gibi kullanıyor…
Sayfa 144 - Yapı Kredi Yayınları 70. BaskıKitabı okudu
Reklam
Muhakkak ki ruhumun benim gözümden kaçacak kadar uzak köşelerinde bir şeytan saklı...
"Duygu üreten herkes gibi benim gözümden de yaş akıtan hiçbir şey karşısında suskun kalamıyorum."
Sayfa 127 - Gece kitaplığı 2016Kitabı okudu
Meğer aşk, dokunamamakmış; geç anladım... Tam sevecektim, ardından bakakaldım! Gittin ya; görünmeyen gölgende, bedduaya daldım!.. Gözümden çağladı tuzlu nehirler de kirpiklerimden aşağı saldım. Adım, yenilgi kaldı benim. Artık sadece, yalnızlığım ve ben vardım... Ey hikâyem, sar Beni!..
Muhakkak ki ruhumun benim gözümden kaçacak kadar uzak köşelerinde bir şeytan saklı... Beni oyuncak gibi kullanıyor...
Sayfa 144Kitabı okudu
"Gençlik yıllarında entelektüel eğitime verilen ara, daha sonra doldurulması çok güç olan boşluklar doğurur."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.