Jack Kerouac Kendini Anlatıyor
Ben hayatım boyunca pranga mahkûmiyetlerinden kaçan köksüz bir ağaç oldum. Ne durmayı ne de aynı yolu ileri geri kat etmeyi severim. Bana sorarsanız, gerçek yaşam hiç durmadan dosdoğru denize doğru gitmektir. Öyküler söylemek, öyküler dinlemek, öyküler yaşamak…
Benim öyküm de onlardan biri. Her zaman gizlice
Karaladı geçmiş, benim her yazdığımı...
Aldı, götürdü içinde yaşadığım her duyguyu!
Razı olamadıysam da her seferinde
Amacı uğruna yiten her cümlemi yaşattım
Kibirli harflerden uzaklaşmaya çalıştım
Uğruna kaç kalemim kırılsa da
Rivayetini bozmadı hiç, hiçbir kalemim
Tarih yazmasa da tükenmeyen mürekkebim vardı benim!
İçimin Harabe Döküntüsü
Kalemim ağlıyor, artık gözlerim yazıyor hayat defterine son satırlarını sana olan sevdamla, ela bir iz bırakıyor bir gün okursun umuduyla ama sen bilmiyorsun, bilmeyeceksinde, ta ki üstüme atılan her toprak parçasını bedenimle birleştirirken yerçekimi...
Ben yine senin çekimine kapılıp farklı dünyalarda olacağım…
Bilmiyorum geçen her an ne kadar değiştirecek bendeki seni, yahut sendeki dik duruşları…
Ama şunu biliyorum Ben Sendeki ilkbahara tutuldum ve bu benim sonbaharım oldu …
-H.A-
ÜÇ NOKTA
Ey benim gözü kara sevdalım
Masumca yazdın adımı gönlüne bilirim
Bilmezmisin ki küsüm ben aşka sevdaya
Yüreğimi çaldın deme karşıma çıkıpta
Al! Kalmasın bende emanetin
Al da yüreğinin ağırlığı binmesin omuzlarıma.
Beyhude kulaç atma hayat sularına
Girdaplara karışır giderim.
Ne de olsa küsüm aşka sevdaya.
Güneş olsun sana olan sevdamın