"...Ve herkes deliliğimin geçtiğini sandı. Ama ben buna hiç inanmadım. Kim yaptıklarımdan ve bu çocuğun babasını benim öldürmüş olma ihtimalimi biliyor olmamdan sonra buna inanırdı ki?"
Tabii ki Atalarımın başına gelenleri biliyorum. Buna kimileri "Katliam", kimileri "Soykırım", kimileri "Tehcir", kimileri de "Trajedi" diyor. Atalarım Anadolu diliyle "Kıyım"derdi... Ben ise 'Yıkım' diyorum. Ve biliyorum ki eğer bu yıkımlar olmasaydı, bugün benim ülkem çok daha yaşanılır, çok daha imrenilir olurdu. Yıkıma sebep olanlara da, maşa olanlara da lanetim bundandır. Lakin lanetim geçmişedir. Elbette tarihte olan biten her şeyi öğrenmek istiyorum ama o nefret, ne menem bir rezillikse o... Onu tarihteki karanlık inine bırakıyor, "Olduğu yerde kalsın, onu tanimak istemiyorum", diyorum.
Sayfa 446 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mimar Sinan Çocuğun fikirlerine saygı duymak, bize saygı duymalarının ilk basamağıdır. İşte buna güzel bir örnek: Koca Sinan, yine bir camisini bitirmiş, ustaları ve devlet erkânıyla karşısına geçmiş, eserin heybetini izlerler. Yakınlarında oyun oynayan çocuklardan biri koşarak yanlarına doğru gelir ve minarelerden birini işaret ederek: Ama bu
Selimiye
“Padişah Selim beni huzuruna çağırdığında bana şunları söyledi: – Biz ömrümüzü sefaya vermişiz. Bu böyle geldi ve böyle gideceğe benzer. Korkarım ki bizden geriye, ne bir zaferin adı kalacaktır ne de bilgece bir işimizin tadı. Benim adıma öyle bir bina yap ki eşi benzeri bulunmaya! Bu caminin hiçbir yerinde fazlalık ve noksanlık olmaya! Hatta öyle ki yükseldiği yere kudret eliyle indirilmiş hissi vere! Adımı geleceğe taşı."
Benim hayatım bu değil, olamaz. Bir gün bir şey olacak, bir şey kökten değişecek ve gerçek hayatım başlayacak, ben de onu yaşayacağım, yaşarken de diyeceğim ki hah işte buydu.
Benim hayatım bu değil, olamaz. Bir gün bir şey olacak, bir şey kökten değişecek ve gerçek hayatım başlayacak, ben de onu yaşayacağım, yaşarken de diyeceğim ki hah işte buydu.
Reklam
195 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.