Bende artık hayattan eser kalmadığını, içimden yaşamaya veda ettiğimi hissediyorum. Bu da benim pek umrumda değildi, hiç aldırış ettiğim yoktu, bilakis odamdan gittikçe uzaklaşarak şehrin alt tarafına, rıhtımlara doğru gidiyordum. Ölmek için yol ortasında memnuniyetle uzanıp yatardım. Istıraplar beni gittikçe hissizleştiriyordu, yaralı ayağımda şiddetli acılar vardı, hatta ağrıların yukarılara çıktığını duyuyordum fakat bu bile canımı fazla acıtmıyordu. En fena hislere karşı bile sertleşmiştim.