Bütün bildiklerimi Edmundo Dayım anlatmıştı, hatta bir gün hayvanat bahçesine götüreceğine söz bile vermişti. Ama öyle yavaş yürüyordu ki, birlikte gitsek oraya vardığımızda geç kalmış olacaktık.
Üzerinde asılı bir yığın kol ve bacağın rüzgarda sallandığı çamaşır ipiyle büyülenmiştim. Derken, şeytan, bir vuruşta bütün kol ve bacakları yere devirebileceğimi fısıldadı. Çok eğlenceli olabileceğini kabul edip ona hak verdim.
Glória da onu hiç sevmiyordu. Yarasaların, çocukların kanını emen vampirler olduğunu söylerdi.
"Doğru değil bu Glória!" diyordum. "Luciano vampir değil, dostumdur. Beni tanıyor."
Edmundo dayım karısından ayrı yaşıyordu ve beş çocuğu vardı... O kadar yalnızdı, o kadar yavaş yürüyordu ki... Belki çocuklarını çok özlediğinden bu kadar ağır hareket edebiliyor, diye düşündüm. Ve çocukları hiç onu görmeye gelmiyordu.