Yüzün yakın çekiminde bütün arkaplan bulanıklaşmaktadır. Dünyanın kaybına sevk etmektedir. Yakın çekimin estetiği bir toplumu yansıtmaktadır ki bu toplumun kendisi bir yakın çekim toplumu olmuştur. Yüzün kendisi yakalanmış görünür ve kendi kendisine refere eder. Artık dünyayı içermez, yani artık ifade edici değildir. Selfie işte tam da bu boşluktur, ifadesiz yüzdür. Selfie bağımlılığı "Ben"in iç boşluğuna işaret eder. "Ben" günümüzde kendisini tanımlayabileceği, ona sağlam bir kimlik verebilecek ifade biçimlerinden çok yoksundur. Günümüzde sabit kalan bir şey yoktur. Bu istikrarsızlık "Ben"i de etkilemiştir ve sabitliğinden etmiştir, onu eminsiz kılmıştır. Bu güvensizlik, kendi etrafındaki korku Selfie bağımlılığına itmektedir ve hiçbir zaman rahat vermeyecek olan "Ben"in başıboşluğuna götürmektedir. İç boşluğunun karşısında bu Selfie öznesi beyhude yere kendisini üretmeyi denemektedir. Selfie benliğin boş biçimidir. Boşluğu üretir. Ne narsist kendi kendine delice bağlanma ne de kibir Selfie bağımlılığını çıkaran şeydir; fakat iç boşluk bunu üretir. Burada sabit, kendi kendisini seven narsist bir "Ben" yoktur. Daha ziyade bir negatif narsizm söz konusudur.
sunyata anlayışı, Budizm'de sahip olduğu özgün anlamdır. Bu şu soruyla akla geliyor: Boşluk neyin boşluğudur ? Alex Wayman şöyle açıklıyor:
Ananda Buda'ya "Dünya geçersizdir" sözünü sordu. Buda şöyle açıkladı: "Benlikten ya da kendine ait olandan yoksun olduğu için, bu nedenle, 'Dünya boştur'." Buda şunu
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin.
_Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur.
_Sağlıksız bir zihinle ne
"Kişinin her tarafta karşısına çıksa da, boşluğu kabullenmeyi reddedişi, her yerde saygısızlık edilse de insan saygınlığı konusundaki inatçı ısrarı ve etkinliklerimiz sıradanlaşsa da benliğin inatla bu etkinliklere içerik kazandırma iddiası."
Bazen hayat maratonundan yorulur ve bir köşede durup sadece soluklanmak istediğiniz zamanlar olur ya, tam da böyle bir zaman da sanki bütün hayatın yükünü sırtlanmışım ve eziliyormuşum gibi hissettiğim bir zamanda bu kitabı kitapçıda buldum. Bu kitaba izin vermenin kitabı diyorum.
Her şey Youngju'nun yıllardır hayal ettiği ve uğruna gençlik
İyi savaşçılar düşmanlarının kendilerine gelmesini sağlar, onlar diğerlerine gitmezler. Bu diğerlerinin ve benliğin boşluğu ya da doluluğu prensibidir. Rakiplerinizin size gelmelerini sağladığınızda güçleri her zaman boştur; siz onlara gitmediğiniz sürece sizin gücünüz hep doludur. Dolulukla boşluğa saldırmak yumurtaya taş atmaya benzer.
İyi savaşçılar düşmanlarının kendilerine gelmesini sağlar, onlar diğerlerine gitmezler. Bu diğerlerinin ve benliğin boşluğu ya da doluluğu prensibidir. Rakiplerinizin size gelmelerini
sağladığınızda güçleri her zaman boştur; siz onlara gitmediğiniz sürece sizin gücünüz hep doludur. Dolulukla boşluğa saldırmak yumurtaya taş atmaya benzer (Zhang Yu, XI. Yüzyıl Savaş Sanatı
yorumcusu)
Video: youtu.be/tjdvCrKq490
Tarih ve Ütopya.
E. M. Cioran'dan okuduğum 3. kitap.
Tarih ve Ütopya, 118 sayfalık güzel bir deneme kitabı.
Kitapta; birey, intikam, tarih, toplum, toplum kuralları, ütopya ve yaşam gibi temalarda çok güzel denemeler yer alıyor. Cioran diğer kitaplarında olduğu gibi toplumla olan problemlerini okuru
Bizim düşündüğümüz öncesiz sonrasız şimdiden yeğ olduğu ve ümitlerimizin temeli olan kökensel benliğin boşluğu çağrıştırdığı, sonunda da ona indirgendiği mi söylenecek? Pekâlâ! Ama doluluğu telafi eden bir boşluk, tüm tarihin sahip olduğu gerçeklikten daha fazla gerçeklik içermez mi?
Kitap 6 bölümden oluşmakta. Son bölümü okumakta zorlansam da genel olarak verdiği mesajlar güzeldi. Yazar benlik, küreselleşme, siberalan, kaos ve anksiyete konuları üzerinde durmuş. Çağlar boyu özgürlük için savaşan insanların şimdi de özgürlüğün baş dönmesini yaşaması, şehir hayatının karmaşası, reklam dünyası, benliğin boşluğu ve tv aygıtının günümüzdeki yansımaları çok güzel tahlil edilmiş.
"Teşhir kültürü bütün ülkede bir epidemi, bir salgın hastalık halinde kol geziyor."
"Benliğin boşluğunu reklam endüstrisi ve psikoterapi kurumu doldurmaya sıvanmaktadır."
Yüzün yakın çekiminde bütün arkaplan bulanıklaşmaktadır. Dünyanın kaybına sevk etmektedir. Yakın çekimin estetiği bir toplumu yansıtmaktadır ki bu toplumun kendisi bir yakın çekim toplumu olmuştur. Yüzün kendisi yakalanmış görünür ve kendi kendisine refere eder. Artık dünyayı içermez, yani artık ifade edici değildir. Selfie işte tam da bu boşluktur, ifadesiz yüzdür. "Ben" in iç boşluğuna işaret eder...
Selfie benliğin boş biçimidir. Boşluğu üretir. Ne narsist kendi kendine delice bağlanma ne de kibir Selfie bağımlılığını çıkaran şeydir; fakat iç boşluk bunu üretir.
Bireye güven veren temel bağlar koparıldıktan, birey kendisi dışındaki dünyayı tümüyle ayrı bir varlık olarak görmeye başladıktan sonra, dayanılmaz güçsüzlük ve yalnızlık durumunu yenmek zorunda olan bireyin önünde iki yol vardır. Birinci yolda ilerlerse, "olumlu özgürlük" dediğimiz gelişme gerçekleşir; birey, sevgi ve çalışma ile,