"Ama, bir Savașcı kendini bir Yüksek Rahibe'ye adadığı zaman aralarında özel bir bağ oluşur." "Evet, bunu zaten biliyorum." "Bu bağ bir yeminden fazlasını ifade eder. Eski çağlardan beri, Nyx Yüksek Rahibelerini ve onlara hizmet eden Savaşçıları hep kutsamıştır. Siz ikiniz, Tanrıça'nın kutsamasıyla birbirinize bağlanmış durumdasınız. Bu ona seni korumak için ihtiyaç duyduğu sezgisel bilgiye ulaşma kolaylığı sağlıyor." "Sezgisel bilgi mi? Yani Damgalanma gibi mi?" Tanrıça aşkına! Bu, iki adamla aynı anda Damgalandığım anlamına mı geliyordu? "Damgalanma ve Savaşçı Bağı arasında bir takım benzerlikler vardır. İkisi de iki insanı birbirine bağlar. Ama Damgalanma daha ham bir bağlantı biçimidir." "Ham mı? Ne demek istiyorsun?" "Demek istediğim, her ne kadar Damgalanma genelde bir vampirle çok değer verdiği bir insan arasında yaşansa da, bu, kaynağını kandan alan bir bağdır ve en temel duygularımızın -tutku, șehvet, ihtiyaç, açlık ve acı- hakimiyeti altndadır."
Sayfa 95 - PEGASUSKitabı okudu
Vedik ve Grek panteonları arasındaki benzerlikler pek açıktır. Coğrafya ve zaman bakımından birbirlerinden böylesine uzak iki bölgeden nasıl böylesine bir benzerlik ortaya çıkabilmişti?
Reklam
“Her birimizde, hiç durmadan gelişen ve ancak hayatın büyük altüst oluşlarında sarsılan zekâmız, alışkanlıklarımız ve kişiliğimiz konusunda benzerlikler vardır.”
Belki insanlar koskoca yaşamları boyunca yalnızca bir süre için farklı olmaya katlanabiliyor, sonra da yavaş yavaş öteki insanların davranışlarına, düşüncelerine ve duygularına bürünerek, durup dinlenmeden kendini tekrarlayan uçsuz bucaksız bir benzerlikler kaybolup gidiyorlardı.
Sayfa 48
1930'lu yıllarda Amerikalı yazar Milman Parry, Sırbo-Hırvat kahramanlık şiirlerini doğaçlama biçimde nakleden gusların dilini fonograf aracılığıyla kaydetmeye ve bilimsel olarak analiz etmeye çalışmıştır. Parry, homerik şiirlerde kullanılan dil ile benzerlikler bulmuştur. Her şeyden önce, belli başlı karakterize edici sıfatları tekrarlama tekniği ve kalıplaşmış, serbestçe tekrarlanabilir cümle birimleriyle kurulan belirli tipik sahne yapıları -örneğin bir kahramanın zırhını kuşanışının veya bir düellonun nasıl gerçekleştiğinin tarif edilmesi-, farklı biçim ve uygulama yoğunluklarına sahip olmakla birlikte her iki sözlü şiir geleneğinde de benzerdi. Bu durum, Homeros destanlarının sözlü şiir olarak sınıflandırılması gerektiğinin, yazılı kompozisyon unsurlarına ek olarak, yazılı forma girmeden önce sözlü şiir okuyan şairlere özgü kalıplaşmış bir dile sahip olduklarının kanıtıydı. Tekrarlar ve formüller aracılığıyla kompoze etme tekniği, şairin bir hikayeyi belirli bir metne bağlı kalmadan ustaca aktarmasını sağlamıştır. Benzer sözlü şiir dillerine baktığımızda şiirsel kalıpların, tipik sahnelerin ve sıfatların akılda tutma ve hatırlatma işlevlerine sahip olabileceğini görürüz.
Sayfa 49 - Runik KitapKitabı okuyor
"Aşkla ölüm arasındaki en büyük benzerlik, her zaman sözü edilen muğlak benzerlikler değil, her ikisinin de bizi gerçekliğini kavrayamamaktan, elimizden kaçırmaktan korktuğumuz kişiliğin sırrını daha derinlemesine sorgulamaya itmeleridir."
Reklam
"Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri"nin Müslüman bir okuyucu için en sarsıcı tarafı, konu edilen dönemdeki İslâm dünyasının, bugünküyle büyük benzerlikler içermesi.
Sayfa 68
Bu hikayenin nasıl bittiğini Bilmeyecek dostluk da sevi de. Gün günden sesin daha içeri, Gün günden yitişin derinlere. Böyle, artık endişelerden ari, -Ancak ağaç kımıldatır yaprakları­ Buzlu bir boğaza düşer gibi Göğsüm - sana fena çarpıldı! Benzerlikler hazinesinden İşte rastgele bir fal sana: İçimde kristal bir tabut misali Uyursun - derin bir yarada
Çocuk düşürmeyi icad edən kadındı, doğan çocukların öldürülmesini kontraseptiv'leri de [ gebelikten koruyucu tedbirler ] o buldu. "Vahşi" ve "medenî" kadının doğumu önleme yolundakı düşüncelerinde hayret uyandırıcı benzerlikler var: çocuk büyütmenin yükünden kurtulmak, genç bir form muhafaza etmək, evlilik-dışı anneliğin lekesini silmek, ölümden kaçınmak, ilh.
Sayfa 87
Platoncu ve Pythagorasçı Sayı Metafiziklerinin Karşılaştırılması
Pythagorasçıların bir yandan sayıları her şeyin ilkeleri olarak kabul ederken, diğer yandan sayının kendisinin ilkeleri olarak sınırlı olanla sınırsız olanı kabul ettiklerini belirtmiş ve Pythagorasçıların sonunda evrende her tarafta sayıyı ve uyumu aradıklarını, uyumun ise zıtlıklar­dan meydana geldiğini savunduklarını ve uyumu meydana getiren on
Reklam
Bir toplumdaki aydınlar nasıl yok edilir, kaale alınmayarak.
Gündelik yaşam, herkese hitap eden bir ortalama çatmak zorunda olduğundan, uçta olan her şey törpülenir. Karmaşık olan her şey basitleştirilir. Yüksek olan ne varsa indirgenir. Entelektüel çaba gerektirenler göz ardı edilir ve yalnızca herkeste doğuştan bulunan ve zamanla geliştirilmesi güç görünen duygulara odaklanılır. Zira insanlar arasında varılan entelektüel sonuçlar arasında benzerlik ve tutarlılık kurmak, onlar arasında duygusal benzerlikler ve tutarlılıklar kurmaktan çok daha güçtür. Topluluklar kültür, dil, bağlam, bakış açısı ve siyaset bağlamında, üyeler arasındaki en zayıf olanların seviyesine indirgenir. Ancak bu şekilde topluluğun tümüne hitap edebilen bir toplumsal dünya inşa edilebilinir.
Sayfa 189 - Karakarga YayınlarıKitabı okudu
Tom tabloyu biraz daha yakından inceledi. Çocuk kılıcı sol elinde tutuyordu; Tom ise sağ elini kullanırdı. Bunun dışındaki benzerlikler gerçekten inanılmazdı. Tom tedbiri elden bırakmadan tabloya daha da yaklaştı. Parmaklarını, tablodaki oğlan çocuğunun kolu boyunca gezdirip, elinin üzerine geldiğinde duraksadı. Tom, ikinci bir şok dalgasıyla neye uğradığını şaşırdı. Çocuk yüzüğü sağ elinde tutmuştu ve yüzükten sular damlıyordu. Gözleri ona meydan okur gibi, doğrudan Tom’unkilere bakıyordu. Yüzük!
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
Ancak bu benzerlikler, olayların biricikliğine gölge düşüremez ve tarihin tekerrür etmesinden bireyler, toplumlar ya da devletler ders çıkarmazlar. Çünkü insan; unutkan, zayıf ve hırslı bir varlıktır.
Sayfa 7
Ruhumuzu içten içe yiyip bitiren ölümcül yüzler, ölümcül benzerlikler vardır ve bunlar giderek ruhumuzu bir öz yıkımın eşiğine sürükler.
Sayfa 71 - İş Bankası YayınlarıKitabı okuyor
Futbolu ve bunun bir benzeri olan parlamento siyasetini icat eden İngilizlerdi. İkisi arasında dikkate değer benzerlikler vardır ve her ikisi de açıkça aynı ulusal dehadan çıkmıştır. Rekabetçi takım oyunlarının benimsenmesi, Ortadoğu'da şimdiye kadar parlamento yönetiminin benimsenmesinden çok daha başarılı olmuştur.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.