Uzun bir zaman oldu ‘İşte Bunu Herkes Okumalı’ kategorisine girebilecek ‘çok’ (veya iyi diyelim) tanınmamış bir yazar yakalayamıyordum.
Yakınlaşmalar o eser işte.
Hikaye, müthiş bir doyuruculuk içeriyor. Evet; doyurucu. Bu kısmen bir hibrit bilim kurgu olmasından kaynaklanıyor. Uzay operası…değil. Kıyamet sonrası senaryosu gibi…ama değil. Sert bilim kurgu öğeleri var…sert bilim kurgu denmez. Hepsinden mevcut kısacası. Müthiş bir karışım var.
Eğer
Çocukluğun Sonu beğendiyseniz-bu not size özel- devamı veya tamamlayıcısı niteliğinde bir eser. Tabii ki bir
Arthur C. Clarke beklemeyin ama yazarın kalemi+kurgusu+olayları akıtma şekli çok çok çok çok benzer. Ve gerçekten kaliteli.
Çeviri…gerçekten kötü. Beter. Böyle cümle mi olur dediğiniz yer sayısı hiiiç az değil. Fakat hemen çevirmeni dövmemek lazım, bu kitap, son okuması yapılmış. Yani işi, bize bunu söyletmeden çevirmene bir kaç not sunmak olan kişinin kabahati daha fazla. Şaşırtıcı olan ise Ayrıntı’da rastladığım ilk kötü (dürüst olayım; berbat) çeviri.
Can Yayınları’na kızgınım diye
Malte Laurids Brigge’nin Notları Ayrıntı’dan aldım. Neyse…Fare dağa küsmüş ve göl tabii ki maya tutmazmış…olsun…tuttuğunda görüşürüz.
Yani pek keyfimi yerine getiren kitap oldu. Hemen kütüphanemde ‘Bunu Bilim Kurgu Sevsin Sevmesin Herkese Tavsiye Etmelisin’ rafına kaldırıyorum. Büyük alkış
Benim için sen her şeydin aşkım
Uğruna yüreğimin yandığı
Denizde bir yeşil adaydın aşkım
Çeşmeydin, bir sevda tapınağı
Masal meyveleriyle, çiçeklerle bezenmiş
Benim olan o çiçeklerdin aşkım.
Asimov'un milyarlarca gezegene yayılmış galaktik imparatorluğun Hari Seldon adında bir bilim adamı tarafından psikotarih adıyla hayata geçirdiği bilimsel metod ve bilgi aracılığıyla karşı karşıya olduğu yıkımı minimum zararla atlatma sürecini anlatan Vakıf serisinin 5. kitabı Asimov kitabı olmanın getirdiği tipik özellikleri barındıran, serinin
Korkutucu bir distopyada geçen hikaye okumaya başladığınız ilk andan itibaren sizi içine çekmeyi başarıyor. Hikayeyi bir ana karakterin gözünden görüyoruz, çoğu şeyi kitap ilerledikçe öğreniyoruz. Bu yapısı sürekli bir merak duymanızı ve bir adım öteyi merak etmenizi sağlıyor. Bazen size öyle bir umut veriyor ki birkaç sayfa o umudun peşinden
Konusu harika, kurgu süper, çeviri berbat...
Gwendy kilo problemi olan, arkadaşları tarafından alay edilen, 12 yaşında bir kız. Spora başlamaya karar verir ve bu spor sırasında hiç tanımadığı bir adam ona bir düğme kutusu emanet eder. Bu kutu Gwendy nin hayatını değiştirecektir. Üzerinde sekiz düğmesi olan bu kutu, iyiliği ve felaketi beraberinde getirecektir. Asla basılmaması gereken bir düğme kime cazip gelmez ki?...
İskandinav mitolojisi okumaktan keyif aldığım mitoloji türlerinden bir tanesi. Fakat çeviri berbat. Birçok cümle tekrar edilmiş, kelimeler anlamsız yerde kullanılmış. İskandinav mitolojisine daha önceden hakim olmasam ya hiç anlamazdım ya da çok zor anlardım herhalde bu kitabı. Bu çeviriden okunmasını tavsiye etmiyorum fakat mutlaka okunmalı. Birçok noktada dört büyük dinle çok fazla benzerlikleri olan bir mitoloji türü.
Newsweek Magazine dergisinin 30 Eylül 2022 tarihli sürümünün kapağı hoşuma gittiği için, içeriğini de merak ettim.
Lakin derginin Türkçe sürümü yoktu. O zaman iş başa düştü diyerek İngilizcesinin (USA sürümü) merak ettiğim kısmını çevirmeye çalıştım.
Dergi bu sayısında ABD'de antideprasanlar üzerinde yapılan yeni araştırmalarla ilgili bilgi
Tolstoy evliliğin “kölelik, tokluk, tiksinti” olduğu ve “çirkinlik, kirlilik, koku, yaraların” yakınlığına katlanmak anlamına geldiği şeklinde yorumluyor.
Sektör sattıran algoritmayı keşfetti: Kitap değil, kitap simülasyonu
2000’lerin başında çok satan bir kitap söz konusu edildiğinde iyi edebiyat olup olmadığı konuşuluyordu; şimdinin çok satanlarının edebiyat olup olmadığını tartışıyoruz… Ama sonuçta bu kitapların da çokça seveni, okuyanı var… Bunu gözardı edebilir miyiz, “edebiyat değil” diyerek geçebilir miyiz?
Niye böyle oldu? Ve yeni tür yazın ve bu ekonomik
Güzel bir fragman. Önünü sonunu çıkarırsanız sadece 100 sayfa. Ahlak, din, ekonomi, sosyalizm gibi birçok olguyu tarihle ilişkilendirerek anlattığı bölümlerden oluşuyor. Fakat bir solukta okunuverecek bir eser değil, oldukça ağır; her bir bölüm ayrı bir bilimsel makale niteliğinde. Kısa olmasına rağmen insanı çağdan çağa hızla sürükleyen dolu bir eser. Antik Yunan’dan Çin medeniyetlerine, inkalardan Ortadoğu’ya her coğrafyaya gidebilir, Sezar’dan Cengiz Han’a Platon’dan Ramses’e kadar her şahsiyete rastlayabilirsiniz.
Lakin çevirisi çok kötü. Bazı satırları okurken gözlerim kanadı. Hatta alıntı bile yapamadım çok anlaşılmaz olduğu ve değiştiremeyeceğim için. Çevirmen
Nejat Muallimoğlu beyin İngilizcesi çok da iyi değilmiş anladığım kadarıyla. Ya da Türkçesi yeteri kadar iyi değildi artık bilemiyorum, cümleler inanılmaz düşüktü bazı kısımlarda. Bu okuma zevkini hayli düşürüyor, insanı yavaşlatıyor. Çok sayfalı bir eser olsa asla tahammül etmezdim. Eğer okumayı düşünürseniz kesinlikle diğer çevirilerden okumanızı tavsiye ederim. Bir umut daha iyidir diye düşünüyorum.
Bu tarz tarih okumalarını seviyorsanız