Hani hep kendi ağzımızdan dinlemişizdir ya Kurtuluş Savaşı 'nın acımasızlığını, Yunanlıların ne kadar zalim ne kadar vahşi olduğunu. Bu kez de Yunanlı Pandeli' nin ağzından dinliyoruz Kurtuluş Savaşı'nı.
Pandeli Yunan kralının isteği üzerine köyünden alınarak savaşa katılmak, zorunda kalmış biri. Annesi ise savaşa katılmasını hiç mi hiç
Oldukça akıcı bir dille yazılan roman biraz hüzün, biraz öfke, biraz burukluk veriyor okuyucuya.
Sabahattin Ali’nin yapıtlarını okumuş olanlar, yaşamöyküsünü bilenler için boşlukları dolduran bir roman. Yazarın herhangi bir yapıtını okumayanlar içinse onu okumaya teşvik edecek türden bir roman diyebilirim.
Kurmacadan çok gerçeği dile getirmiş
Arkadaşımın tavsiyesiyle okuduğum ve beni derinden etkileyen bir kitap... Yazarın okuduğum ilk kitabı. Tanımadığım bir yazar ve ilk kitabı... Böyle başlangıçlar zor benim için...Ama konu o kadar ilginç ve çarpıcı ki su gibi içiyorsunuz kitabı. Gelelim kitabın konusuna:3 yaşındayken babası şehit olan Kemal babasının yokluğunu acısıyla birlikte fazlasıyla hissetmektedir. Annesinin babasıyla ilgili şeyleri sakladığı kutuyu annesinin odasındaki çekmeceden bir şekilde almayı başaran Kemal, bulduğu mektuptaki adrese en yakın arkadaşı Dilarayla birlikte gider. Aradığı kişiyi bulur ve babasının emanetini ondan alır. Geri dönerken telefonunun yok olduğunu fark eder ve bulmak için gittiği apartmana geri döner. Apartmanda asansörde karşılaştığı tuhaf adama bakarken birden kendini 2019'un haziran ayından 1985'in şubat ayında bulur ve ilk karşılaştığı kişi babasının 15 yaşındaki hali Mustafa'dır. Gerisi ise tahmin edilemeyecek kadar ilginç, çarpıcı olaylarla dolu. Hem polisiye hem de fizikötesi bir roman. Okunmaya fazlasıyla değer...
#okumakgüzeldir️️️
#okuyunokutun
Okumadığım türleri bile bana okutan yazar... Sen nasıl olağanüstü bir yazarsın Yaşar Kemal...Seni anlatmaya kelimeler yetmiyor...
Romanlarıyla tanıdığımız Yaşar Kemal BU DİYAR BAŞTANBAŞA serisinin ikinci kitabı YANAN ORMANLARDA ELLİ GÜN'deki röportajlarıyla karşımızda.1950'nin ilk yıllarında gazeteci kimliğiyle halkın
Su ve Toprak'tan sonra serinin üçüncü kitabı. Merakla beklediğim bir kitaptı. Ancak önceki kitaplar kadar sarmadı beni. Su ve Topraktaki mitoloji zenginliği, elementin Kaman geleneğindeki yerine doğru düzgün değinilmemiş. Hatta kitabın bütününde "hava" ya neredeyse hiç değinilmemiş. Sadece iklim değişikliğinden dolayı kış zamanı havanın sıcak olduğundan bahsedilmiş bolca. Havanın unsuru olarak verilen "kartal"ın bile adaletin simgesi olmasından bahsedilirken çok zayıf kalmış kitap. Sadece sonunda Defne Kaman'ın bulunamamasıyla merakımızı gelecek olan kitaba bırakmış yazar. Gelecek olan kitap bizi fazlasıyla doyurur diyelim o zaman :)
