فإني لم أر في الرجال رجلا هو أرصن منك عقلا و لا أحسن أدبا و لا أصبر على طلب العلم و لا أكتم لسره، و لا سيما في بلاد غربة و مملكة غير مملكتك و عند قوم لا تعرف سننهم و لا شيمهم
Ben insanlar arasında mantığı seninkinden sağlam, edebi daha güzel, ilim talebinde daha sabırlı, sırrını daha ziyâde gizleyebilen -özellikle de gurbet elinde, ülkenden başka bir memlekette, ahlâk ve âdetlerini bilmediğin bir millet arasında böyle olan birisini görmedim.
Biz tesettürle modern birey kadının evi kaybederek 'sokağa çıktığına' işâret ediyoruz. Ancak söylemimiz erkeğin sokaktaki durumunu masumlaştırmamaktadır. Onun da ´ev inşâ etmek' yükümlülüğünü terk ederek 'bireyleştiği' unutulmamalıdır.
Bizi "evsiz" bırakan, kutsalı yaşayan bir "biz" olan ailenin ve içinde hayat bulduğu cemaatin yıkılışıdır.
Sanayi, kentleşme ve kapitalizmin dağıtıcı hareketleri kutsalın yaşadığı alanları (ev-mahalle) ters yüz etmekte, yenidenyapıma ve dönüşmeye zorlamaktadır.
Kalp, ibâdet suyuyla sulanan bir ağaç, meyveleri ise sezgi ve idraktir.
Kulağın meyvesi, Kur'ân'ı dinlemektir.
Dilin meyvesi, Allâh'ı zikretmektir.
El ve ayakların meyveleri de hayrı yapmaya yönelmektir.
Kalp susuz kalıp kurursa, meyveleri yok olur.