Şairlerin dediği gibi, "Paris güzel bir salon, Londra güzel bir park, Berlin güzel bir kışla ama İstanbul güzel bir şehir"di.
Naciye Sultan'ın Enver Paşa'ya yazdığı, 1919, 2 Kânûnısânî [Ocak] 336 (1920), 14 Kânûnısânî 336 (1920) tarihli mektuplarda: “Bana gel diyorsun, fakat düşünmüyorsun ki, yaşadığım muhit eski İstanbul değil. Bir cehennemdir. Muhakkar, metruk bir kadının yardımcısı Allah'tan başka kimse olamaz. Zamanında bana tapan insanlar, şimdi beni tarassutla
Reklam
“...14 Temmuz 1919'da ikinci çocuğum Türkân dünyaya geldi. Tazyik devam ediyordu. Her gün gelip gidip boyuna bir şeyler soruşturuyorlardı. 1919 sonlarına doğru, artık memleketten çıkmaya karar verdik. Teşebbüse geçtik. Konsültasyonlar yaptırdık. Dışarıda tedavi görecektik. Ama bu sefer de Babıâli, yani Mütarekedeki Itilâfçı hükümet raporlarımızı
Enver Paşa 8/9 Kasım 1918 gecesi İstanbul'dan kaçtıktan sonra, karısı Naciye Sultan da 1920 başlarında İstanbul'dan ayrılmak zorunda kalıyor. Naciye Sultan, kendi anılarında bu olayı şöyle anlatmaktadır der Şevket Süreyya Aydemir, “Enver Paşa” kitabında (İstanbul'u işgal eden devletlerin temsilcilerinden biri olan Fransız Generali Franchet
Kâmil Bey, fedakâr kardeşin, bizim için ne kadar fedakârâne çalışıyor. Bütün işleri kendi görüyor ve beni yalancı mürâîlerin elinden kurtardı. Zavallı insanların bu kadar fenâ kalpli olduğuna inanmıyor, beni hiç yalnız bı­rakmıyor. Her an bana senden bahsederek ve kitap okuyarak bu felâket günlerimi geçirmeye çalışıyor... ” Naciye Sultan'ın bir hayli kızgın tarihsiz bir mektubunda da, Enver Paşa'nın “gel” demelerinin mümkün olamayacağını anlatan eşi, “Ben Kâmil ile değil, senin ile izdivâç ettim. Eğer benim ile yaşamak istemiyorsan üzülme efendi, “ben seni iste­miyorum, senden bıktım” de, ben de o zaman anlar, senin başından defolur gider, sen de ben de rahat ederiz..." diyor. Bu mektubun başında “îki sene İstanbul'da bir sene Berlin'de. Her an üzüntüyle sensiz geçen günler..." dediğine göre, mektubun yazılış tarihi 1921 ya da 1922 başları olmalı.Enver Paşa'nın Sultanından bıkması tabii söz konusu değil ama, Rusya'daki serüveni bırakıp gelmeyi de -eşine bütün sev­gisine rağmen- başaramıyor.24 Aralık 1920'de Enver Paşa karısı ve çocuklarıyla İsviç­re'de son defa beraber olmak fırsatını buluyorlar.Enver Paşa'nın ölümünden sonra Naciye Sultan, Enver Paşa'nın kardeşi Kâmil Bey ile evleniyor. Anlaşılıyor ki, hem ço­cuklarına hem de Naciye Sultan'a en kötü günlerinde en büyük yardımcı olan Kâmil Bey, Enver Paşa'nın ölümünden sonra da ailenin başı koruyucusu oluyor.
Tazyik devam ediyordu. Her gün gelip gidip boyuna bir şeyler soruşturuyorlardı. 1919 sonlanna doğru, artık m em leket­ten çıkmaya karar verdik. Teşebbüse geçtik. Konsültasyonlar yaptırdık. Dışarıda tedavi görecektik. Ama bu sefer de Babıâli, yani M ütarekedeki Itilâfçı hüküm et raporlarımızı kaybediyordu. Yabancı işgal kuvvetleri ise, tabiî
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.