Bulanıktı gölün dibi. Uğultulu bir basınç oluştu kulak lannda. Dağın görüntülerini görebiliyordu hala. Biliyordu, oradaydı hepsi. Gök, dağ ve güneş. İki cılız ağaç, gölün kı
yısında. Onlar orada güvenle durdukça içi rahatladı. Bı raktı kendini. Hiç devinmedi, çırpınmadı Peri. Küçük bir taş gibi kıpırtısız, gerilen lastiğin ona kattığı hızdan kurtul muş, yavaşça dibe çöktü.
Geziyordum ben de herkes gibi. Yürüdükçe usumda açılan bir yolda bir kadın yürüyordu benimle birlikte. O nereye giderse ben oraya gidiyordum. Hiç böyle bir şey gelmemişti başıma daha önce.
Şimdi onca yıldan sonra dışarıda olmak ... Tüm varlığın şekli değişmiş gibi gelmişti bana. Oysa aynıydı, ne değişebilir ki. Gök mü, deniz mi, sahildeki kayalar mı?
Değişen, bakışım olmalıydı.