… bir daha yitirmekten acı duyacak kadar sevmeyecektim hiç kimseyi…
Bu hüzün, hüzün dediğimiz şeyin ta kendisi midir yoksa? Anılardaki mutluluk bir durumdan değil, gerçekleşmemiş bir vaadden kaynaklandığı için, geçmişe bakarken güzel anılarımızın dağıldığını görüp de kapıldığımız hüzün müdür bu?
Reklam
Beni zaten kimsenin anlamadığını, kim olduğumu ve beni şunu ya da bunu yapmaya iten şeyin ne olduğunu kimsenin bilmediğini hissederdim hep. Ve biliyor musun, eğer seni anlamıyorlarsa, senden hesap da soramazlar.
… kendimi dışlanmış hissediyordum; insanların yaşadıkları, çalıştıkları ve seviştikleri normal dünyadan dışlanmış. Sanki o boş vagonda hedefi ve sonu olmayan lanetlenmiş bir yolcu gibiydim.
Düşün ki, bir insan bilerek felakete sürüklüyor kendisini ve sen onu kurtarabilirsin- kurtarır mıydın? Öyle bir ameliyat düşün ki, hasta narkozla bağdaşmayacak uyuşturucular kullanıyor, ama uyuşturucu kullanmaktan utandığı için, bunu anestezi uzmanına söylemiyor - onun yerine sen konuşur muydun anestezi uzmanıyla? Bir mahkeme düşün ki, sanık solak olduğunu ve bu yüzden sağ elle işlenen cinayeti kendisinin işlemiş olamayacağını açıklamadığı takdirde mahkum olacak, ama solak olmaktan utandığı için bunu yapmıyor - durumu sen açıklar mıydın hakime? Sanığın eşcinsel olduğunu ve suçun bir eşcinsel tarafından işlenmiş olamayacağını düşün, ama sanık eşcinsel olmaktan utanıyor. Sorun solak ya da eşcinsel olmanın utanılacak bir şey olup olmadığı değil - yalnızca sanığın utandığını düşün.
Sayfa 120 - İletişim 2016 basımKitabı okudu
192 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Spoiler vardır. Geçen aya kadar Bernhard Schlink’in adını bile duymamıştım. Taki Melih Elal Okuma grubunda bu kitabın okunacağı söylenene kadar. Kitabı okulun kütüphanesinde rafta gözükmesine rağmen bulamayınca bisikletime atladım ve soluğu kitapçıda aldım. Kitapla ilgili bir bilgim olmadan başladım kitaba. İlk sayfalarda gördüm ki 15
Okuyucu
OkuyucuBernhard Schlink · İletişim Yayıncılık · 20143,267 okunma
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.