Mü’min besmele çekemeyeceği bir hayatın adamı değildir. Onun yaptıklarının tamamı kulluk akdine uygun olmalıdır. Yaptığı her şeyin yaptırıcısı Allah olmalıdır. İşte o zaman mü’min her işinin başında besmele çekebilecektir.
Müslümanlardan büyük bir çoğunluk şöyle inanıyorlar: Efendim, Kur’an
gibi yüce bir kitabı bizim anlamamız mümkün değildir. Biz kim, bu Allah
kelâmını anlamak kim? Bu kitabı ancak büyük zâtlar anlar. Bizler bu Allah
kitabını elimize almaya bile lâyık insanlar değiliz diyerek Allah’ın kitabına karşı
bir ürkeklik taşımaktadırlar.
Bakara sûresinin 104. âyetinde yahudilerin “Râinâ ya Resû-lallah” dedikleri
anlatılmıştı. Yahudiler bu kelimeyi kullanırlarken; Ey peygamber, biz senin ne
dediğini anlayamıyoruz. Biz senin okuduğun bu kitabın âyetlerini anlamaktan
uzağız demeye getiriyorlardı. Biz sürüleriz demeye getiriyorlardı da Allah buyurdu ki; Ey müslümanlar! Sakın sizler bu yahudiler gibi olmayın! Sizler
Peygamber karşısında sürüler kesilmeyin! Dinleyin! Söze iyice kulak verin!
Peygamberin sözleri, peygamberin benden getirip sizlere duyurduğu bu mesaj
anlaşılmayacak bir mesaj değildir. O mesaj karşısında sürüler kesilmeyip iyice
dinlerseniz, kulak verirseniz mutlaka onu anlayacaksınız bu-yurulmaktadır.
Sakın sizler o yahudiler gibi olmayın ve onların kullan-dıkları bu başka
mânâlara çekilebilecek kelimeleri kullanmayın! Buyuruyordu Rabbimiz.