"Evli kadınların kocalarınca dövülmesi erkeklerin yasal hakkıydı ve bu hak, yüksek sınıflarda olduğu gibi aşağı sınıflarda da utanç duyulmadan uygulanırdı! " diye okudum. Tarihçi şöyle sürdürüyordu sözü: "Aynı biçimde, anne babasının seçtiği beyefendiyle evlenmeye karşı çıkan kız çocuk, kamuoyunda hiçbir tepki uyandırmadan odaya kilitlenip dövülebiliyor, yerden yere savrulabiliyordu. Evlilik, özellikle 'şövalye' (nezaket ve cömertlik) niteliklerine sahip yüksek sınıflarda, kişisel bir beğeni olayı değil, ailesel açgözlülük meselesiydi... Evlenecek taraflara çokluk beşik kertmesi yapılır, evlilikse çocukluktan çıkar çıkmaz gerçekleştirilirdi!''
Hz.Peygamber , kadını hazine olarak anmışken Müslüman olduğunu söyleyen birinin kadına şiddet uygulaması düşünülebilir mi ? Kendi söküğünü diken Peygamber'in ümmeti , nasıl olur da eşe yapılan her yardımı kılıbıklık yakıştırması ile anmaktadır ? Kızı Fatıma , yanına geldiğinde ayağa kalkıp onu öpen, kendi yerine oturtan Peygamber'in tavrı ile kız çocuklarını küçük yaşta evlendirenlerin, beşik kertmesi, başlık parası uygulamaları ile kızları ticari bir meta olarak görenlerin ahvali birbirinden ne kadar farklıdır! Bunlar Peygamber'e nasıl ümmet olabilirler ? "Namusumdur." diyerek eşini, kızını, kız kardeşini öldürenler mi Allah Resûlü'nün temsilcileridir ? Okumak isteyen yavrusunu gözü yaşlı bırakıp kara bir cehalete mahkum eden babalar mı Peygamber'in takipçileridir ? İnsanların kendi yanlışlarını, dine mal etmeleri ne kadar ağır bir şeydir. Onlar bu halleriyle kendi nefislerini Tanrı edinmekte ve din diye pazarlamaktadırlar.
Yıldızlar gökyüzü denen o şemsiyeye düşmüş yağmur tanesi,
İste orada, düşüncelerin oluk oluk kanadığı o pençe izi,
Abiciğim, abiciğim dinle bu annemizin o hiç bitmeyen ninnisi,
İşte simdi ensendeyim, adım ölümün kızıl gölgesi,
Ben kuyunun dibine kök salıp gökyüzüne doğru uzanan o ağacın çürüyen gövdesi,
Hep kulaklarımda, kanatlarımdaki ecelin
Dede Korkut'ta görülen (Beşik kertmesi) adeti Yörükler arasında elân mevcuttur. Kız ve erkek babaları anlaşıp, beşikteki çocukları nişanlarlar. Oğlan babası, kızın beşiğinin bir yerini bıçakla çenter. Buna Beşik kertmesi denir.
Bazı karartmalar vardır ki insan kendi içindeki savaşa at, erzak ve melankoli yetiştiremez.
Beşik kertmesi yoluyla kucaklaştığı yalnızlığını görücü usulü elde ettiği özgürlüğü ile alt etmeye çalışır.