Kanser dokusu devamlı açlıktan ölmenin eşiğinde ve vücuttan kendisini şekerle beslemesini talep etmekte. Vücut, kanseri beslemeye çalışırken mütemadiyen kapasitesinin üstünde çalışıyor. Eğer sevdiği besini (yani şekeri) vermezseniz kanser açlıktan ölmeye başlıyor. Bu nedenle kanser hücreleri şekeri kuru bir süngerin suyu emmesi gibi emiyorlar. Kanser hücreleri sağlıklı hücrelere göre 3-5 kat daha fazla şeker kullanıyorlar.
Konu ortada, uzun uzadıya anlatmayacağız. Ciddi, derin bir düşüncesi var. Tam anlamıyla bir trajedidir ve fatum’u{43} içkidir; içki her şeyi etkisi altına alıyor, tutsak ediyor, yönlendiriyor ve sonra da mahvediyordu. Yazar, konusunun “sürekli içmek hayır getirmez” olduğunu yapıtının başlığında bildirmekle birlikte, gerçek bir sanatçı olarak,
Bira içinler dikkat(!)
MÖ beşinci yüzyıldan itibaren Yunanlılar birayı, erkekleri "efemine" yaptığı gerekçesiyle kötülemeye başlamışlardı. Biranın efeminelikle bağdaştırılması muhtemelen vücut sıvıları hakkındaki düşüncelerinin sonucuydu. Erkeklerin sıcak ve kuru, kadınların soğuk ve nemli olduğuna inanılıyordu. Aynı kavramsal çerçeve içinde, şarabın sıcak bir içki olduğu (bazı istisnalar vardı), bu nedenle erkeklere uygun olduğu düşünülüyordu. Hipokrat tahılın soğuk bir nesne olduğunu, ama ekmek yapılınca ısındığını düşünüyordu. Daha sonra tıp yazarları (Hipokrat yazmamıştı), bira hakkında yazdıkları zaman onu soğuk bir içecek olarak tanımlamışlar ve bu nedenle erkekten çok kadına benzediğini belirtmişlerdi. Kısacası, şarabın erkek içkisi, biranın ise kadın veya efemine içkisi olduğu düşünülüyordu.
Sayfa 39 - Maya Kitap
"Doğru yönlendirildiğinde tutku iyi bir şey olabilir ama bunu gereğince süzmediğin zaman kendine ve çevrendekilere zarar verebilirsin."
Bilgi gücü doğurur: güçse baştan çıkarılmaya hazırdır..