"Arapça isteyen Arabistâne, Acemce isteyen Acemistâne, Frenkçe isteyen Frengistâne."
Yasaklı bir şarkının hazin hikayesi...
Bu imtidâd-ı cevre-ki bahtın şitâbı var. Mihnet-medâr olan feleğe intisâbı var. Eyler nesîm-i subhu bize gird-bâd-ı gam. Bu rûzgâr-ı bî mededin inkılâbı var. İstiklal Mahkemelerinin asıp kestiği bir dönemde bir idam mahkumuna son arzusu sorulunca "Bu rûzgâr-ı bî mededin inkılâbı var." demiştir. Herhangi bir amaca matuf olmaksızın Nedim'in kaleme aldığı, Lemi Atlı'nın bestelediği bu eserin, bir idam mahkumunun darağacındaki son sözleri olacağını kimse bilemezdi. Hikayesi Atatürk'ten Adnan Menderes'e kadar uzanan yasaklı bir şarkının, ünlü bestekar Alaeddin Yavaşça tarafından bizzat dönemin Başbakanı Adnan Menderes'in isteği ile tekrar gün yüzüne çıkışı... Hikayenin detayını Beşir Ayvazoğlu'nun Altı Çizili Satırlar isimli kitabından veya küçük bir internet araması ile açık kaynaklardan bulabilirsiniz. İyi okumalar.
Reklam
Beşinci Ordu Erkân-ı Harbiye Şubesi'nde Topçu İhtiyat Zabit vekili olarak görev yapan Ahmet Haşim, Ruşen Eşref'e, Fikret'in öldüğünü Şamlı bir muvazzaf zabitten öğrendiğini söyler. Zabitin sesi bildirdiği felaketin elemiyle titremektedir ve o gün karargâh tam bir matem havasına bürünmüştür.
... karşısına kim çıkarsa,o adamdan bir an önce kurtulmak için 'dahi sizsiniz,ben değilim!' diyor. Meramı kendi kendine kalmak! Haklı! Kendisi varken başkası çekilir mi?
Sayfa 119 - KapıKitabı okuyor
Masa da masaymış ha
"Elhan-ı Şita" şairi Cenap Şahabeddin, "Daüssıla" şairi Süleyman Nazif,Makber şairi Abdülhak Hamit Tarhan, Sergüzeşt yazarı Sami Paşazade Sezai ve Mehmed Akif,mükellef bir sofrada bir araya gelmişlerdi.
Sayfa 10 - KapıKitabı okuyor
332 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
1924 yılında Mithat Cemal, Mehmet Akif'in Asım şiirini tamamlaması üzerine Mısır Apartmanı'ndaki evinde bir yemek tertip eder. Yemeğe; Cenap Şahabettin, Abdülhak Hamit, Sami Paşazade, Süleyman Nazif, Faruk Nafiz gibi dönemin edebiyatçıları davet edilir. Kitabın kapağındaki fotoğraf da bu yemekte çekilir. Beşir Ayvazoğlu bu fotoğraftan hareketle Akif'i merkeze alarak bir edebiyat şöleni hazırlamış. Sadece fotoğrafta yer alanlar değil dönemin sanat ve fikir hayatına damga vuran önemli simalar da kitapta kendine yer buluyor. Bütün bunlar yazarın akıcı üslubuyla birleşince ortaya muhteşem, tadına doyulmaz bir eser çıkmış. Keşke çabucak bitmese diyerek okudum. Meraklısına şiddetle tavsiye edilir.
1924 Bir Fotoğrafın Uzun Hikâyesi
1924 Bir Fotoğrafın Uzun HikâyesiBeşir Ayvazoğlu · Kapı Yayınları · 2022232 okunma
Reklam
...ve çiçekler toprağın zindanından yağmurun ipine tutunup çıkarlar. Beşir Ayvazoğlu
eski yeni
..zaman bir sanat ve edebiyat ekolünün cicili bicili elbisesini çürüttüğünde, altından bazan canlı bir mahluk, bazen ıslanmış ve boyaları bozulup akmış bir ucube, bazen de buzdan yapılmış gibi bir hiç çıkar.
Sanatta eski ve yeni
“Eski yeniyi çekemez ve yeni eskiden hoşlanmaz” aksiyomunu kullanırken ihtiyatlı olunması gerektiğini söyleyen Şair’e göre, “zamanın tahripkâr pençesinin parçalayamadığı bir şey vardır; onun nasıl olduğunu ekseriya müphemdir, zamanla tahdit edilemeyecek kadar güzeldir. Asırlar üzerinden karanlık bulutlar gibi geçer, rengi kararmaz, daima okşayan ve gülümseyen bir güneş vardır ki onu karanlık bulutlar arasından görür, sever ve zaman zaman bulutları parçalayarak çıplak ve ısıtıcı ışıkları ile yıkar.”
Reklam
Mısrı Kadîm
acaba ot gibi yerden mi bittim acaba denizlerde mi şaşırdım ve zamanı nasıl unutmaktayım zaman unutulunca mısri kadîm yaşanabiliyor kendimi unutunca seni yaşıyorum yaşamak bu ânı yaşamaktır ammon râ' hotep veya tafnit kim olduğumu bilmek istemiyorum yalnız etrafında nefes almalıyım dut bu â'ru ünnek pahper kama pet kama tâ mısır metinlerinde okuduğum cümleler seninle okuduklarımsa büsbütün başka şeylerdi seninle bir bahçedeyiz geliyor bana orada hem var hem yok gibiyim daha dogrusu bütün bir bahçe oluyorum insanlığımdan çıkarak kama pet kama tâ
Eskiden Çok eskiden Ben senin kölendim Bir serinlik tesellisi buluyordum Kirpiklerinin gölgesinde Bir köle başımız vardı Benim Sana aşkımı sezmiş olacak ki Kırbacıyla dövüyordu Her vuruşu Bana Senin bir busen gibi geliyordu Ve öldüm “ eskiden Çok eskiden”
"Eğer kalbiniz seraba aldanmıyorsa, görüşünüzün keskinliği ile gururlanmayınız.Çünkü aldanmamış olmanız, susuzluğunuzun tam olmaması yüzündendir." Urfi- Şirazi Beşir Ayvazoğlu'nun Mehmet Akif ve Muhammed İkbal makalesinden alıntı.
"sonra burnu! ya rabbi! o ne muazzam burun! insan görün görünce onu mutlaka der ki: durun, takmadir bu, çıkarır, hele sabredin biraz!' herkesin canı çıkar, fakat o burun çıkmaz."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.