.. hepimiz hiç tanımadığımız kimi insanların berbat bir kopyasıyız; şu anda sevdiğimiz kişilerin yanına yaklaşmayan ya da onları es geçen ya da eğer duruyorsa bile zaman içinde bunu yapmaktan yorulan, geride iz bırakmadan toz olup giden, ya da ardında sadece kaçıp giden ayakların toz zerreciklerini bırakan insanların ya da ölüp giderek, sevdiklerimizde ölümcül yaralar açan, en nihayet kapanıp iyileşmiş kimi yaralar açanların kopyasıyız ...
.
Sayfa 103 - Türkiye · Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Birisinin bir daha hiç gelmeyecek olması, bir şey söylemeyecek olması, asla tek bir adım atmayacak olması, ne yakınımıza ne uzağımıza doğru -bize bakmayacak, gözlerini başka yöne çevirmeyecek olması... Kim bilir buna nasıl dayanıp sonrasında bunu nasıl atlatıyoruz? Gel zaman git zaman nasıl olup da unutuyoruz, sessizliğe gömülen onlardan nasıl uzaklaşıyoruz, bilmiyorum.
.
Durmaksızın özlüyorum onu biliyor musun? Yataktan kalktığımda, yatağa yatarken, rüya görürken ve tüm gün boyunca, adeta onu durmaksızın beraberimde götürüyormuşum gibi, sanki onu kendime, bedenime katmışım gibi.
Anımsamanın en çileden çıkaran yanı, anımsamaya bir türlü son verememek. Niçin her keresinde bir utanç hissedilir ardından? Bir de neden kırışır insanın yüzü tam da anımsarken?
Yaşam, insanlar öyle her istediklerini elde edemedi diye değil, arzuları kendilerine hasar vermeye başladığında, istedikleri şey katlanılmaz kayıpları gebe olduğunda trajik bir hal alır.
"Kendine bak - kendini hiçbir zaman anlamayacaksın. Çünkü kendini bir dizi tasarım içinde görüyorsun, sonunda da dağılıp gidiyor hepsi. Çünkü kişi kendisine dışardan bakamaz, zira kişi kendisinin
nasıl göründüğünü sahiden görmez, çıkarsayabilir ancak. Kişi kendine gerçi, bu koşullar altında ben biz başkası için ne derdim, diye sorabilir. Ama yanıt şu: Bilemezdim. Bilseydim de, o başkasıyla
ilgili haklı olduğum konusunda birşey söylemiş olmazdı. Kişinin kendi üzerine sığ bir yargıda bulunması, kendisini ucuz bir biçimde şu ya da bu komedinin ya da trajedinin oyuncusu sayması, bunları
bir başkası için yapması kadar iğrenç bir şey. Düşün ki, başına ne gibi bir mutsuzluk , nasıl bir acı gelirse gelsin, bu sen kendin hakettin."