Canım çekiyor diye öpemem seni güzel çocuk! Canım çekiyor diye giremem sana deniz, göğsüm zayıftır; doktor yasağı. Canım çekiyor diye içemem : körkütük oluncaya kadar, aklı boğuluncaya kadar:karaciğer yasağı. Canım çekiyor diye bir vapura binip Haydarpaşa'ya, oradan da tabana kuvvet Van'a kadar gidemem. Yollarda geberirim... Çarşıya inemem. Çarşıyı Allah kahretsin. Karamanlı bakkal bıyıklarına inciler dizse dizdirebilir, saçlarına altın yaldız yaldızlatsa yaldızlatabilir. Bütün vücudunu gümüşle kapatabilir. Gümüşün lafı mı olurmuş?
"Bir yazarın işi, yargıda bulunmaktan çok betimlemektir. Edebiyat, insan zaaflarının bir kaydıdır. Bu zaaflarla ilgilenirken hoşgörülü olmalısınız ve onların nedenlerine inerken meraklı bir tahammül göstermelisiniz."
(Thomas H. UZELL)