"Ağrıları, düşleri, anıları, bir ölçüde de olsa iletilebilir kılmak çabası, bir noktadan sonra gülünç olabiliyor. Avutmak ya da katılmak isteyenlerin anlama çabası, ne kadar büyük olursa olsun, iletilemeyen, belki de baştan - iletilemeyeceğine erdiğimiz için- iletilmek istenmeyen bir anlamın suruna çarpar. Ağrılar tek kalıplı, düşler akışkandır. Olsa olsa anıların, paylaşılabilir noktalarına dayanarak, anlaşılmaz olmaktan sıyrıldığını görebilmişizdir. işin püf noktası, paylaşılabilir görüneni öne çıkarmak, sezilebilir görünene - belli etmeden- bütün gücüyle dayanmak, gerisini de kendimize göre getirmek; yani, bildiğimiz, istediğimiz düzeni kurarak."