Betül

“sen ne kadar iyi bir insan olursan ol, diğer insanların seni sevmek gibi bir zorunlulugu yok. Aynı durum diğerleri için de gecerli. Kimseyi sevmek zorunda değilsin. Böyle düsününce insan daha iyi hissediyor.”
Sayfa 85
Reklam
"fırtına geçtikten sonra onu nasıl atlattığınızı hatırlamayacaksınız. Nasıl hayatta kaldığınızı da. Hatta fırtınanın dinip dinmediginden bile emin olamayacaksınız. Ancak bir şey kesindir; fırtınadan çıktıktan sonra fırtınaya girenle aynı insan olmayacaksınız"
Sayfa 69
"Bir şeyden ya da kişiden (eş, sevgili, iş, para ya da ölüm) ayrıldığın zaman, neden benim hayatımdan gitti demek yerine, zaten en başında da benim hayatımda değildi, geldiği yere geri döndü diye bakabilmek insana iyi hissettiriyor"

Reader Follow Recommendations

See All
Kötülük, tanrılık taslayan kişide yuvalanır. O yüzden sufiler "Nefsi dininin elinde kar gibi erimeyen kişinin dini, nefsinin elinde kar gibi erir" demişlerdir.
Reklam
İsrail , işgal ettiği topraklarla ve gasp ettiği mallarla yetinmemektedir. O ne işgale doymak bilir ne de malları soyup yağmalamaktan bıkar... İsrail bu haliyle "doldun mu?" sorusuna "daha yok mu?" şeklinde karşılık veren cehennem gibidir.
Onların referansı Talmut ise bizim de referansımız Buhari ve Müslim olacaktır. Onlar, "bizim kutsal günümüz cumartesidir" diyecek olurlarsa onlara, "bizim de kutsal günümüz Cumadır" diyeceğiz. Onlar için önemli olan "heykel" ise bizim için önemli olan "Aksa"dır. Şayet onlar Yahudilik bayrağı altında birleşip bize karşı savaşırlarsa bizimde İslam sancağı altında birleşip onlara karşı savaşacağımız muhakkaktır. Onlar, ordularına Musa ismini verecek olurlarsa biz de o vakit ordularımıza Musa, İsa ve Muhammed -Allah'ın Salat ve selamı üzerine olsun- isimlerini vereceğiz. Zira bizler Hz. Musa'ya (aleyhisselam) onlardan daha layık ve onda daha hak sahibiyiz.
Son derece garip olan 'barış karşılığı toprak' formülü, düşmanın işgalci zorba mantığının bir ürünüdür. Toprak bizim toprağımız; onların değil ki barışları karşılığında lutufta bulunurcasına onu kalkıp bize versinler!
Yüce Allah, Peygamberi Muhammed'e (sav) bu kutsal şehri düşmanlar tarafından işgal edileceğini ya da işgal yolu ile büyük bir tehdide maruz kalacağını haber vermiş olmalı ki, Peygamber (sav) sürekli olarak ümmetine burayı korumalarını, düşman eline esir düşmemesi için uğrunda cihat etmelerini ve esir düşmesi halinde ise savaşıp onu özgürlüğünü kavuşturmalarını söylemiştir. Yine Hz Peygamber, Müslümanlarla Yahudiler arasında gerçekleşecek savaşı da haber vermiştir. Zaferin, sonunda müslümanlara ait olacağını, öyle ki ağaç ve taşların bile Müslümanların safına durup onlara, düşmanın saklandığı yeri söyleyeceğini müjdelemiştir.
Bir kadın evde çocuklarını perişan etse, ama çok iyi bir iş kadını olsa, bu kişiyi akıllı, bu davranışa akıllılık denebilir mi? Oysaki asıl önemli ve öncelikli olan çocuk yetiştirmektir. Bu iş fabrika kurmaktan daha değerlidir. Bir kadın çocuk yetiştirmeyi değil, bir şirkette sekreter olmayı önemsiyorsa, bu doğru ve akıllıca bir haraket değildir. Bir kadın iyi bir iş kadını olmayı, güzel bir kariyer yapmayı hedefliyorsa, evliliği ikinci plana atmak zorundadır. Evliliğini ikinci plana attığında da, uzun vadede bu kararın sonuçlarıyla yüzleşmek zorundadır.
Reklam
"Bir daha mı geleceğiz sanki dünyaya?" diyerek anı yaşamaya illüzyonuna da kanma sakın! Çünkü bir saniye öncesi ve sonrasını düşünmeye katlanamayan zihinlerin afyonudur anı yasama zırvası. Varoluş düşüncesiyle basa çıkamayan zavallıların, ölümden sonraki hayatı bir tehdit olarak algıladıkları için takvim yapraklarını hayatlarından çıkarma çabasıdır.
239 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.