Tsinandali'de esir alınan Prensesler ve Madam Drancy, acı ve korku dolu bir diyara doğru yol alıyordu. Başlarındaki dağlılar, esirleri kendi malı gibi görüyorlardı. Onları İmam'a teslim ettik­lerinde büyük bir mükafat alacaklardı. Fakat dağlılar, esirlerinin önemi ve konumunun farkındaydı. Son derece gaddar tavırlar sergileseler de kimse
88 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
İdealist Öğretmen Kitap Yorumum
Grigory Petrov ile tanışmam yıllar önce herkesin bildiği Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabıyla olmuş ve kalemine hayran kalmıştım. Kitabın kapağı bile beni ziyadesiyle heyecanlandırmaya yetti, ilk önce Grigory Petrov'un yazmış olması sonra ismin 'öğretmen' kelimesi barındırması kitabı elime alır almaz satır aralarına gömülme isteği
İdealist Öğretmen
İdealist ÖğretmenGrigory Petrov · Koridor Yayıncılık · 20176,3bin okunma
Reklam
Beyazların dünyası, tek onurlu dünya, kapılarını kapamıştı bana. Bu onuru paylaşmaya yanaşmıyordu benimle. İnsandan insan gibi davranması isteniyordu. Benden istenense, bir Siyah adam gibi davranmamdı yahut en azından bir Zenci gibi davranmam. Ben dünyaya seslenmek, dünyayla bütünleşmek istiyordum, ama şevkimi kırıyor, hevesimi kursağımda koyuyordu dünya.
Sayfa 143Kitabı okudu
Çünkü beyaz adamın gerçek tanrısı, kendisinin “para” adını taktığı yuvarlak metal ve ağır kağıttan başka bir şey değildir
Sayfa 35 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
1930'lu yıllarda Thurgood Marshall, National Association for the Advancement of Colored People (NAACP Farklı Irktan Halkların İlerlemesi Ulusal Birliği) için çalışan genç bir avukatken Güney'de küçük bir şehre ciddi bir ithamla suçlanan siyahi bir adamı savunmak üzere gönderildi. Şehre vardığında sanığın beyazlardan oluşan öfkeli bir
Sayfa 743Kitabı okudu
İhtiyar adam çocuğun hâlini canlandırdı gözünde: Çocuklar büyük bir gürültüyle okuldan çıkıp, bağrışa çağrışa evlerine koşuyorlardı. Acıkmış olmalıydılar. Daha dışarıdayken, kendileri için hazırlanan yemeğin kokusunu alıyor, sevinç çığlıkları, heyecanları artarak pencerelerin önünden koşup geçiyorlardı. Analarının gözleri de yoldaydı zaten. Anaların saçları başları karışık, yorgun-argın olsalar da, dudakları gülümsüyordu. Durumları ister iyi olsun ister kötü, ister mutlu olsunlar ister mutsuz, yavruları için gülümseyecek gücü her zaman bulurlardı. Çocuklarına "Aa ellerine bak, ne kadar kirli! Senin ellerini ben mi yıkayacağım her zaman?" diye bağırsalar da, gözlerinden ve dudaklarından gülümseme eksik olmazdı.
Sayfa 83
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.