Sepetleri yaparak kendi üstüne düşeni yerine getirdiğini ve onları satın almanın da beyaz adamın görevi olduğunu düşünüyordu. Sepetleri başkalarının satın almayı isteyecekleri şekilde yapması, ya da en azından böyle düşünmelerini sağlaması, ya da en olmadı, satın almak isteyecekleri başka bir şey yapması gerektiğini keşfedememiş olmalıydı. Ben de zarif desenli bir sepet örmüştüm ama bir başkasının satın almayı istemesi için yapmamıştım. Hem ben onları örerken harcadığım zamana değdiğini düşünmüştüm ve ötekilerin benim sepetlerimi almasını nasıl sağlayacağımı düşünmek yerine, onları satma gerekliliğinden nasıl kaçınacağımı düşündüm. Yalnızca tek bir yaşam biçimi var, insanların övgüyle söz ettiği ve başarılı gördüğü. Niçin bütün öteki yaşam biçimlerini elimizle itip birini abartıyoruz ki?