Ayasofya paylaşımımız epey etkileşim aldı. Çoğunluğu bizimle aynı fikirde değildi ama olsun.
Ayasofya’nın müzeden camiiye çevrilmesi kararına karşı olan yurttaşlarıma son mesajım şudur: “Arkadaşlar yorumlarınız çaresizliğinizi ele veriyor. Bu siyasi bir karar değil; bu dini-millî bir karardır. Bakın Yunanistan, Ermenistan, Ortodoks Kilisesi bilmem ne’si hepsi karşı bu karara. Bir bakıyorum paylaşımın altında yorumlarını bırakan çoğu insan da olayı ilime, bilime, eğitime dayandırarak karardan dolayı duyduğu hazımsızlığını dile getiriyor. Ama vallahi iş böyle değil. Ayasofya’nın müze olma durumunu; şahsen egemenliğimize karşı bir zincir, bir pranga, bir bukağı olarak görüyordum. Düşünün; bir müze camiiye çevriliyor. Devletler, kiliseler, UNESCO, götü boklu Yunan bakanlar, Ruslar şunlar bunlar Türkiye’yi tehdid ediyor. Dünya ayağa kalkıyor. Allah için yâ da taptığınız, sevdiğiniz şey için bir düşünün: niye böyle? Çok değil, birkaç saniye beyninizi kullanmanızı istiyorum. Bir de şu: Eğitim faaliyetleri durdu, teknolojiye karşı kapılarımızı kapatmış, bilim adına hiçbir şey yapılmıyor ama tek dert Ayasofya’ymış gibi beyaz Türk yaklaşımlarınız yok mu; beni bi gülme alıyor ki, hiç demeyin gitsin. Arkadaşlar; bu dünyayı etkileyen bir karardı. Yorum yapanlardan birinin profilinde şu yazıyor: “Tanrılarınızı rahatsız etmeye geldim!”
İşte bu karar putları, nemrutları, firavunları, ‘ben tanrıyım’ diyen baronları rahatsız etti. O kesin.
Son olarak; IBAN numaralarını yollayan ilk 5 kişiye bir Beypazarı maden suyu parası göndereceğim. Sözüm söz. Ve’s-selâm :)”