"İnsanlar hâlâ büyük bir çocuğa benzemektedir. Aptal ve küçük çocukların yaptığı gibi, aralarındaki anlaşmazlıkları kavga ederek ve savaşarak çözmek istiyorlar. Tanrı ve hayatın kutsallığı hakkında yaptıkları tartışmalarda akılsız çocuklar gibi kaprisli ve inatçı davranıyorlar. Tanrı'yı sopalarla, taşlarla, idamlar ve ateşle korumak niyetindedirler. Aptal çocukların yaptığı gibi, bilgeliği kendiler için oyun ve eğlence olarak görüyorlar.
Reklam
Vahim olanda bu..
Milyonlarca insan fiziksel, zihinsel ve ahlaki olarak çürüyor ve kimse bu kokuyu hissetmiyor: Herkes alıştı. Kanıksadı. Normal görmeye başladı.
Sabır, zorunlu itaat ve yoksunluk âdeta halkın kaderi haline geldi.
Halkın dış veya iç ruhsal yaşamını iyileştirmek kimsenin umurunda olmadı. Ziraatı, sığır yetiştiriciliğini, tuğla, kağıt, kumaş imalatını geliştirdiler ancak zihinleri ve kalpleri iyileştirmeyi, milyonlarca çalışan nüfusun sağlığını, beslenmesini, yaşam konforunu yükseltmeyi düşünmediler, düşünmek istemediler.
İnsanlık hâlâ tam büyümemiş bir çocuk gibidir.
Reklam
En kültürlü halklar bile ne yazık ki barış içinde yaşamayı hâlâ öğrenemedi.
Sayfa 106 - Koridor YayıncılıkKitabı okudu
Adaletsizliğin başöğretmeni kim biliryor musunuz? Yetkililer! Hukukun temsilcileri! İnsanlara yasalara uymamayı öğretiyorlar.
Sayfa 102 - Koridor YayıncılıkKitabı okudu
Merkez için memurlarını özenle seçer, toplumun en alçak ayak takımını ise taşraya atardı.
Sayfa 101 - Koridor YayıncılıkKitabı okudu
Geçmişlerinden utanç duyarken aynı zamanda geleceğe sevinçle bakıyorlardı.
Sayfa 99 - Koridor YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Halkımızın ruhu gerçekten hasta.
Sayfa 98 - Koridor YayıncılıkKitabı okudu
Rahip gökten düşmez, bataklıktan esen rüzgâr onları getirmez. Din adamlarımız bizim içimizden çıkar. Din adamlarımız, iyisiyle kötüsüyle bizim yansımamızdır. Halkımızın ürünüdür.
Sayfa 97 - Koridor YayıncılıkKitabı okudu
Halkın cehaletine karşı mücadelenin tüm yükünü omuzlarımızda taşımak zorundayız.
Sayfa 93 - Koridor YayıncılıkKitabı okudu
beispiellos...
Anavatandaki yaşam tarzına baktığınızda büyük bir halkın sahip olduğu güçle örtüşmeyen başarısızlık, eksiklik, geri kalmışlık ve tembellik görürsünüz. Bu durum karşısında yüksek sesle “Artık işe koyulmanın vakti geldi!’ demelisiniz.” Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Grigory Petrov
Beyaz Zambaklar Ülkesi
Beyaz Zambaklar Ülkesi
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Grigory Petrov
Grigory Petrov
Bu halkın cehaleti, kabalığı, sınırsız sarhoşluğu, hastalığı, fakirliği sizin ayıbınızdır, sizin suçunuzdur.
Sayfa 91 - Koridor YayıncılıkKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.