Eser, Finlandiya’ya sürekli gidip gelen Rusya’nın bilinen papazlarından biri olan Grigory Petrov’un (1866, Rusya – 1925, Paris) gözlemlerinden oluşur. Onun gözünden Finlandiya’nın bataklıktan nasıl bir ülkeye dönüştüğünü, ekonomi, spor, sağlık, kültür, bilim, eğitim gibi birçok alandaki değişimi ortaya koyarak anlattığı bir eserdir. Bizde de öyle bir geçiş dönemi olması hasebiyle ulu önderin dikkatini çekmiş ve askeri okulların müfredatı na girmesini istemiştir.
Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
İskandinav ülkeleri günümüzde herkesin hayranlıkla baktığı, ekonomisiyle, özgür düşüncesiyle, refahlık seviyesi ve insanlara verdiği değerle herkesin yaşamak istediği bir konumdadır. Farklı eğitim sistemleriyle, farklı inançları bir arada tutabilmesiyle, hapishanedeki insanlarına bile verdikleri değerle ve belki de hapishanelerinin olmasıyla
Selam.
Bu kitaptaki çocuklar ve aileler bence milletçe kanayan yaramız. Gelin görün ki sorun da sonuçları da maalesef evrensel.
Biliyorsunuz çocuklar doğar, büyür, agudu bugudu der, yürümeye başlar, okula gider, karşı cinse yürümeye başlar, meslek tercihi yapar ve ilerde sigma bir karaktere sahip olabilmek için benliğini tanımaya devam eder.
milyonlarca halk bedenen, ruhen, fikren ve ahlaken çürüyor da hiç kimse bu kokuşmuşluğu görmüyor. Herkesin karakteri bozulmuş veya herkes bu yozlaşmışlığa alışmış da bunu doğal bir durum sanıyor sanki ama bu böyle mi olmalıdır?
"Özür diliyorum ama sizlerle açıkça konuşmak istiyorum: Her meslekte olduğu gibi, öğretmenler arasında da mesleğine layık olmayan çok kişi var. Bunlar öğretmenlik etmeyi aşağılık bir iş kabul eden gündelikçilerdir. Böylelerine bir dost nasihati veriyorum: Öğretmenliği bırakıp kendilerine başka bir meslek arasınlar. Tüccar olsunlar, başka işler bulsunlar ama canlı bir ruha ve bilgiye sahip fedakar insanların bulunması gereken yerleri işgal etmesinler."
susmam mümkün değil!
haykırarak ve tehlike çanları çalarak yöneticilerin, yazarların, bilim insanlarının ve özellikle de ruhban kesimlerin uyumakta olan düşünce ve vicdanlarını uyandırmak zorundayım.