Japonlar yüzyıllardır, kırılan bir eşyayı altın tozu ile tamir ettiklerinde onun daha da değer kazandığını düşünüyorlar. Bu altınla onarma sanatının ismi de Kintsugi Kintsukuroi. Bence bu sanattan hayatımıza dair bilgece yorumlar çıkarabiliriz. Her şeyin yenisinin makbul olduğu bir dönemde, çoğunluk yeni başlangıçlar yapmak için yeni eşyalara ve yeni insanlara ihtiyaç duyuyor. Ancak bu altınla onarım konusunda olduğu gibi, kırılan ilişkilerimizde bile yaptığımız değerli onarımlar, o ilişkiyi muadili yeni bir ilişkiden çok ama çok değerli yapıyor. Modern zamanlar kafamızdaki yeni başlangıçlar hayalini, yeni eşyalara bağladı. Bundan dolayı çok fazla alışveriş yapmıyor muyuz? Bütün yeniler zihinde başlar, zihinde biter. Yenisini almak ya da yenisi hayatımıza sokmak yerine, var olanı tamir ettiğimiz ve daha değerli hale getirdiğimiz günler dilerim hepimiz için... Bir yandan da hasarlı olan taraflarını saklamak yerine, şunu demek gerek, ben hasarlarımla, yaralarımla değerliyim. Mükemmel değilim ama değerliyim. Yaralarından utanmak yerine onları altınla kaplarsan, kabullenirsen her şey çok daha farklı olacak. Geçmişindeki yaraları silmeye çalışma, bu mümkün değil. Herkes biraz yaralı, yaralarını kabullen, yoluna devam et. Sen yaralarınla daha değerlisin.
Beyhan Budak