2020 nin son kitabı oldu Kirpinin Zarafeti ve iyi ki katıldı kitaplığıma. Satırlarında gezerken muhteşem insanlarla tanıştım beyhude işler peşinde kendini tatmin eden komşularını gördüm. Muhteşem kadın Renée, harika çocuk Paloma, ve kibar beyefendi Kakuro sizi tanıdığıma çok sevindim. Ve isterim ki sizde tanışınız.
Biz neden doğduk? sorusunu
Tanrının varlığının kanıtı ile yokluğunun kanıtının özdeşimi
Tanrı kelimesinin etimolojisine baktığınızda türkçe bir isim ve kökeni "tengridir.İslami literatürde ise "Allah'tır" ve El ve İlah kelimelerinin kaynaşmasıyla El-İlah/Ellah/Allah olarak günümüze kadar gelmiştir.
İnsan ve Tanrı kitabında Gerorges Gusdorf Tanrıyı tanımlamaya çalışırken hem teologların tanrısından hem de filozofların tanrısından bahseder.Tanrının yokluğunun kanıtlanmaya çalışılmasının aynı zamanda varlığının kanıtlanmaya çalışılmasıyla aynı kaderi paylaştığından bahseder.Beyhude bir çaba olduğunu ima eder.Tanrıyı kanıtlamaya çalıştığınız zaman Tanrıyı öldürmüş olursunuz aynı zamanda.Yani Tanrı kavramını dar bir alana kıstırmış olursunuz.Oysa ki kutsal kitaplar Tanrı tahayyül edemeyeceğiniz insani akıl ile izah edilemeyecek bir olgudur der.
Ateistlerin bakış açısından tutun da agnostiklerin bakış açılarına kadar geniş bir yelpazeden Tanrı kavramını ve Tanrının varoluşunu sorgulamaktadır.Her tartışma sonrasında geldiği sonuç ise : Tanrı vardır.Tanrı ispatlanamaz.
Ben şahsi birkaç çıkarsamada bulunmak istiyorum.Özellikle Din ile Ahlak kavramının özdeş olmadığını ve insanlara eğitim verilirken Din ve Tanrı kavramından ziyade Ahlak kavramının öğretilmesi gerektiğini düşünüyorum.Ahlaksız bir birey Tanrıyı algılayamaz,anlayamaz.Oysa Ahlaklı biri Din olmadan da Tanrıyı algılayabilir ,anlayabilir ve Tanrıya yönelebilir.
Derviş’i bekleyen ölüm...
Derviş ve Ölüm kitabı toplam on altı bölümden oluşur. Ancak konuların muhtevası kitabı iki ana kısım etrafında ele almamızı mümkün kılar. İlk kısım 1’den 9’a kadar olan bölümler, ikinci kısım ise 10’dan 16’ya kadar olan bölümlerdir.
Romanın birinci kısmında, Derviş Ahmet Nureddin’i, baskıcı bir idarenin elinde tutulan kardeşini kurtarmak için
392 syf.
9/10 puan verdi
Gökyüzü Gibi Bir Şey Bu Çocukluk
Hiçbir Yere Gitmiyor
"Bazı acılar var ki onlardan kurtulabilmek için insanın çaba sarf etmesi yetmez; unutmaya çalışmak, zamana bırakmak yahut kabullenmek, yüzleşmek, üstüne gitmek beyhude, ne yapsan geçmez. Kurtulmanın tek yolu o acının seni terk etmesini beklemek; bazen insanlar kadar acılar da yorulur ve giderler."
Aslına bakarsanız Tarık Tufan'ın
İvedilikle hayata geçirilmesi gereken bir başyapıt..
İrade Terbiyesi
Kitapta İrade Terbiyesi konusunu kuramsal bir biçimde değil de ona uzun süreli ve azimli entelektüel çalışmanın gerektirdiği şekilde temel bir konu olarak yaklaşılmış ve bu da bizim ondan olabilecek en somut düzeyde faydalanmamızı sağlıyor bence . Koridor Yayıncılıktan
Eşimin yeğenine kitap okumayı sevdirmeye çalışıyorum. Sanırım beyhude bir çaba benimki. Ben ona kitap verirken o da okuduğu kitapları bana veriyor ( 2 tane var zaten ) işim çok zor değil yani. Uzun bir süredir yorum yapmamıştım özledim sizleri
Okuduğu kitaplardan biri;
İÇİMDEKİ MÜZİK hadi yorumlayalım. Ben başlarken biraz sıkıldım açıkçası çünkü dönüp dönüp aynı şeyi tekrarlıyor gibi geldi. Ama sonrasında çok beğendim. Hatta biraz "Sol ayağım" kitabına benzettim. O kadar güzel bir kitaptı ki... Hiç bitmesin istedim. Melody'nin yaşadıkları beni çok çok etkiledi. Okuduğum en anlamlı kitaplardan birtanesi diyebilirim. Melodi'yi dinlerken, belki yanlarından hergün defalarca öylesine geçip gittiğimiz insanlar geldi aklıma. Bu kitapla empati yeteneğinizin gelişeceğini söyleyebilirim. Okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum aldığı ödülleri hak eden bir kitap
Konusu; her duyduğu kelimeyi hafızasına kaydeden beyin felçli bir kız.Sadece beden olarak farklı görünüyor fakat zeka olarak hiçbir kusuru yok,fazlaca iyi.İnsan olarak engelli insanlara karşı ne kadar anlayışsız ve duyarsız olabileceğimiz işlenmiş kitapta, bazı bölümler içimi acıttı diyebilirim, bu kadar mı anlayışsız olabilme potansiyeli taşıyoruz diye.Günlük olarak yaptığımız rutin eylemlerin - konuşmak, yemek yemek, yürümek, kendini ifade edebilmek- aslında ne kadar büyük birer armağan olduğunu, çevremize karşı daha duyarlı olunması gerektiğini anlatan bir kitap.
