Dersi dinlerken kafamda yazılan hikâyeler, o hikâyenin yansıması, yansıyanın nasıl anlaşıldığı, aslında hikâyenin kahramanının hikayesinin farkında olmadığı için anlaşılana nasıl bir tepki verdiği... derken, böyle böyle beyin error veriyor.
Kızıl Karma, Jean-Christophe Grangé'nin şimdiye dek yazdığı en kapsamlı kitap. Birçok konuda bilgi içeriyor, buna cinayet eşlik ediyor ve polis soruşturmasıyla ilerliyor fakat kitap o kadar ayrıntılı yazılmış ki polisiye kısmı gölgede kalıyor. Şöyle ki; Hintlilerin birbirinden farklı inanışları detaylı işlenmiş. Doğu mistisizmi, maocular,
CHP'nin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu:
"Dedem, Hz.Muhammed’in ismi diye bana Ekrem ismini verdi."
Bir gün gelecek senden daha müslümanız diyecekler! Dediği gibi çıktı.
Hayat, üzerinde konuşuldukça kaybedilen bir zaman parçası, çokluğun ortasında ve hiçliğe yakın.
Okumayın, yazmayın, düşünmeyin ama yaşayın: bir reçete aramayın işte yahu; koşun, çalışın, düşün yeniden ayağa kalkın, gülün, sarılın, üzülün, ağlayın; sabit olmaktan ve aynı kalmaktan iyidir, diyelim ve sözü bu güzel kitaplarla farkındalığımızı
Vayy Vaelin vayy demek istiyorum, sen nelere kadirmişsin...
Serinin ilk kitabı olmasına rağmen kurgusu, akıcılığı ve örgüsü (ki baya beyin zorlayan bir örgüsü var bazı sayfalarda beynim error verdi) çok güzel ve özeldi. Müthiş bir merak ve heyecanla sayfaların hızlıca akmasını ve hikayenin tamamlanmasını istiyorum ve bunu yaşarken de müthiş bir keyif alıyorum. Adeta bir çeşit Game of Thrones okuyorum da Vaelinde bir nevi Jon Snow. Aman sonları benzemesin diyerekten okumaya devam ediyorum. En azından şimdilik Vaelin'in bir halası olmadığına eminim buda bana yeter ;))
Kan ŞarkısıAnthony Ryan · İthaki Yayınları · 2014189 okunma
Facebook'ta aradığı zaman bu kitaplardaki geri zekâli sloganları milyonlarca kişinin "like"ladığını, binlerce kişinin de cevap verdiğini görüyordu. Cümle ne kadar adiyse, cevaplar da o kadar çok oluyordu. Mesela "Bırakıp gideni beyin unuturda kalp unuturmu?" gibi bir cümle yazıldığında, binlerce kişi, "Unutmaaaazzzz, unutaaamazzzz!" diye çığlık çığlığa cevap yetiştiriyordu. (da'nın ve mu'nun bitişik yazılmasından rahatsız olan tek kişi yoktu aralarında elbette.) Bazıları da bu zekâ ürünü aforizmaya yine zekâ ürünü başka bir aforizmayla cevap vermeye çalışarak, "Kalp unutmadığı zaman error verir!" ya da "Bırakanı bırak; layık olana bak!" "Gidenle gitme, gelenle gel!" gibi mesajlar yazıyorlardı. Bazıları da bu sayfalar üzerinden vefasız sevgiliye ya sitem ediyor ya da öfke kusuyordu: "Gül gibi sevgilimi ayartanlar Allahından bulsun inşallah!" "O karının enginarında çıbanlar çıksın!" "Rabbim uyuz versin de tırnak vermesin." "Bakalım sana yâr olacakmı sürtük." "Gecenin bu saatinde nerdesin Gülşeniiim, gel, geel, offfff."
İnsanın hesap vereceği bir makamı yoksa zâlimleşir.
Namaz kılan insan ölmeden önce ölen, yapıp ettiklerini iki de bir gözden geçiren, muhasebe yapan insandır. Namaz, başıboşluğun yani şeytanın vesveselerinden kurtulmanın biricik yöntemidir.
Tarih kitapları okuduktan sonra benim beyin error veriyor :)))
Eyyübiler yıkıldıktan sonra ardından Memlük devleti kuruluyor, bazı tarihçilere göre ilk Sultan Salih Eyyüb'ün eşi Şecerüddür, bazı tarihçilere göre ise İzzeddin Aybek. Ancak bu adam da eşi olan Şecerüddür'ün kıskançlığına kurban gitti ve öldürüldü, öldürülme sebebi başka