Aklının korunması için Tanrı’ya ilk yalvaran insanın dileği yerine getirildi. O günden bu yana insanın aklı, Tanrı tarafından korundu. Belki bir kasada, belki de cennette. Çünkü aklın, insan bedeninden kaçabileceği beş delik ve akıl yoksunu bedende delilik vardı. Akıl, insandan korundu. İnsan, beş duyulu bir hayvan oldu. Bedeni ölümlü, aklı korunan beş duyulu bir hayvan. Tanrı’nın insan olarak doğacağı güne kadar böyle sürecek. Aklı, insanla öldüğü gün öpüşecek. Hayattakilerse son ana kadar koklayacak, duyacak, görecek, tadacak, dokunacak ama asla düşünemeyecek. Çünkü aklı alınmış insana bırakılmış olan beyin, sahibine sadece hayal veren bir organdır. Var olanın üzerine kurulan hayaller. Oysa akıl, yoktan düşünce yaratır. Yoktan var etmek bir düşünce, yoktan var ettiğini düşünmek bir hayaldir. İnsan düşünmez, düşündüğünü hayal eder. Akıl sadece Tanrı, beyinse bir çocuk tarafından bile korunabilir. İnsanı koruyansa ölümdür. Bir hayal organıyla yaşadığı sürece kendine zarar verecek olan insanı sonsuz acıdan kurtaran ölüm, doğumdan üstündür.
İkinci grup PSİKOPAT ÇOCUKLARI içerir. Ahlaki delilik vakalarında hastalık, ya doğuştandır ya da beyin kısımlarındaki yaralanma ya da hastalık sonucu oluşan organik bir hasar kaynaklıdır. Bu gibi vakalar tedavi edilemezler. Bazen bu çocuklar suçlu haline gelir ve içlerinde alışkanlık haline gelecek suç tohumları vardır.
Reklam
"Belki de kalırım," dedim. "Belki de seninle gelirim; ben özgürüm." Zorba, başını salladı: "Hayır, özgür değilsin," dedi. "Senin bağlı bulunduğun ip, öbür insanlarınkinden biraz daha uzun; hepsi bu kadar! Senin patron, uzun ipin var, gidip geliyor, kendini özgür sanıyorsun. İpi koparmadın mıydı da..." Zorba'nın sözleri, içimdeki açık bir yaraya dokunup acıttıkları için inatla, "Bir gün koparacağım!" dedim. "Güç, patron, çok güç! Bunun için delilik gerek, delilik, duyuyor musun? Ya hep, ya hiç! Ama sende beyin var, ve seni bu yiyecek."
Sayfa 288 - Can YayınlarıKitabı okudu
Aklının korunması için Tanrı’ya ilk yalvaran insanın dileği yerine getirildi. O günden bu yana insanın aklı, tanrı tarafından korundu. Belki bir kasada, belki de cennette. Çünkü aklın, insan bedeninden kaçabileceği beş delik ve akıl yoksunu bedende delilik vardı. Akıl insandan korundu. İnsan, beş duygulu bir hayvan oldu. Bedeni ölümlü, aklı korunan, beş duyulu bir hayvan. Tanrının insan olarak doğacak güne kadar böyle sürecek. Aklı, insanla öldüğü gün öpüşecek. Hayattakiler son ana kadar koklayacak, duyacak, görecek, tadacak, dokunacak ama asla düşünmeyecek. Çünkü aklı alınmış insana bırakılmış olan beyin, sahibine sadece hayal veren bir organdır. Var olanın üzerine kurulan hayaller oysa akıl, yoktan düşünce yaratır. Yoktan var etmek bir düşünce, yoktan var ettiğini düşünmek bir hayaldir. İnsan düşünmez, düşündüğünü hayal eder. Akıl sadece tanrı, beyinse bir çocuk tarafından korunabilir. İnsanı koruyansa ölümdür. Bir hayal organıyla yaşadığı sürece kendine zarar verecek olan insanın sonsuz acıdan kurtaran ölüm, doğumdan üstündür. “Amin!”
Sayfa 123
Aklının korunması için Tanrı’ya ilk yalvaran insanın dileği yerine getirildi. O günden bu yana insanın aklı, Tanrı tarafından korundu. Belki bir kasada, belki de cennette. Çünkü aklın, insan bedeninden kaçabileceği beş delik ve akıl yoksunu bedende delilik vardı. Akıl, insandan korundu. İnsan, beş duyulu bir hayvan oldu. Bedeni ölümlü, aklı korunan, beş duyulu bir hayvan. Tanrı’nın insan olarak doğacağı güne kadar böyle sürecek. Aklı, insanla öldüğü gün öpüşecek. Hayattakilerse son ana kadar koklayacak, duyacak, görecek, tadacak, dokunacak ama asla düşünemeyecek. Çünkü aklı alınmış insana bırakılmış olan beyin, sahibine sadece hayal veren bir organdır. Var olanın üzerine kurulan hayaller. Oysa akıl, yoktan düşünce yaratır. Yoktan var etmek bir düşünce, yoktan var ettiğini düşünmek bir hayaldir. İnsan düşünmez, düşündüğünü hayal eder. Akıl sadece Tanrı, beyinse bir çocuk tarafından korunabilir. İnsanı koruyansa ölümdür. Bir hayal organıyla yaşadığı sürece kendine zarar verecek olan insanı sonsuz acıdan kurtaran ölüm, doğumdan üstündür.
“Hayır, özgür değilsin,” dedi. “Senin bağlı bulunduğun ip, öbür insanlarınkinden biraz daha uzun; hepsi bu kadar! Senin patron, uzun ipin var, gidip geliyor, kendini özgür sanıyorsun. İpi koparmadın mıydı da...” Zorba’nın sözleri, içimdeki açık bir yaraya dokunup acıttıkları için inatla, “Bir gün koparacağım!” dedim. “Güç, patron, çok güç! Bunun için delilik gerek, delilik, duyuyor musun? Ya hep ya hiç! Ama sende beyin var ve seni bu yiyecek. Aklın bakkal senin, defter tutuyor, bu kadar verdim, bu kadar aldım; kâr şu kadar, zarara bu kadar diye yazıyor. Yani, iyi bir sahip, her işi sermiyor, her zaman arkayı kolluyor. Hayır, ipi koparmıyor rezil, onu sıkı sıkı elinde tutuyor, kaçırırsa mahvoldu demektir zavallı, mahvoldu demektir! Ama, ipi koparmadıkça, hayatın ne tadı vardır, söyler misin bana? Papatya papatyacıktır; rom değil ki dünyayı altüst etsin!”
Reklam
Profesör geviş getiriciliği
Bu çağın en tipik özelliği, içinde yaşayan düşünürlerin artık düşünmemeleriymiş. Bilimin ve tarihin yardımcı elemanlarından oluşan, milyonluk bir ordu varmış. Fakat insan bu tür bir şey söylerse, deli ilan edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalırmış. Göz keskinliği gibi kulak keskinliği de anında delilik olarak damgalanıyormuş. Günümüzde keskin gözlere ihtiyaç olmadığı gibi, keskin kulaklara da ihtiyaç yokmuş, birisi keskin duyuyor ya da keskin görüyorsa ortadan kaldırılır, hapsedilir, tecrit edilir, hapis ve tecrit ile mahvedilirmiş. Toplum kendini akıl hastası denilenlerden sürekli koruyarak parlak fikirlerden de sürekli korumuş olur. Toplum yalnızca ahmakça dalgınlıklara acıkmış, başka hiçbir şeye değil. İnsanlar rahat bırakılmak istiyor ve hiçbir şeyden kulak ve beyin kadar nefret etmiyorlar.
268 syf.
10/10 puan verdi
Okurken çok keyif aldığım, birçok farklı konu başlığı içeren, ufak açıcı bir bilim ve psikoloji kitabı oldu benim için bu kitap. İncelemenin sonuna kimi bu kitapla benzer olduğu için kimi de bu kitapta ele alınan konular üzerine çalışmalar, örnekler sunduğu veya o başlıklarla ilgili olduğu için bazı kitaplar yazacağım. Kitap 7 bölüm halinde
Beyin Daha Fazlasını İster
Beyin Daha Fazlasını İsterDaniel Z. Lieberman · Epsilon Yayınevi · 037 okunma
Alman filozof Arthur Schopenhauer'in yazdığı gibi, "Rüyalar kısa süreli deliliktir ve delilik de uzun bir rüyadır."
Sayfa 160 - EpsilonKitabı okudu
192 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
❝Fiziğin Dahi'sinin Aforizmaları❞
Albert Einstein
Albert Einstein
denilince akla gelen ilk şey meşhur formülü: E= mxc2 dir. Matematik ve Felsefe yaşamı ve evreni daha iyi anlamamızı sağlayan bilimlerdir. Bilim dünyasına katkılarından dolayı Newton, Tesla ve Einstein'in yerleri bende ayrıdır... "Matematik Tanrının, dünyayı yaratmak için kullandığı
Aforizmalar
AforizmalarAlbert Einstein · Zeplin Kitap · 2018467 okunma
Reklam
68 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
6.KOĞUŞ - Kitap İncelemesi
Kim kime göre ; neye göre ‘’Akıllı’’ . . . Kim kime göre ; neye göre ‘’Deli’’ . . . İçeridekiler (Akıl Hastanelerinde Yatanlar) mı ‘’Akıllı’’? Dışarıdakiler mi ‘’Deli’’? Deliler ülkesinde akıl, bir kusur sayılır; Akıllılar ülkesinde ise delilik anormal karşılanır. Her iki taraf da kendini “Akıllı” görüyor; her iki taraf da karşı tarafı
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202268,8bin okunma
215 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İnsan, iyiliğe yakın olan bir kötüydü.
Hakan Günday'dan okuduğum ikinci kitap. İlk olarak yıllar önce "Az" isimli romanını okumuştum. Şimdi ise Azil'i okudum. Azil'i okurken Asil'in beyin kıvrımlarında zihinsel yolculuklar yapıp ruhundaki fırtınalara şahitlik ediyoruz resmen. Sürekli çalışan, üreten, düşünen, boş durmayan ve neticesinde kendini yok etmek isteyen bir zihin var. Kitap yazıyor, medyumluk yapıyor, ailesini tehdit ediyor, belgesel çekiyor, cinayet işliyor, aşık oluyor, acı çekiyor... Ama en çok kendiyle savaşıyor, kendini alt etmeye çalışıyor, kendinden kaçıyor, kendini yok etmeye çalışıyor. Çok yetenekli fakat ailesi tarafından çocukken aptal olarak tanımlanan aslında delilik ile dahilik arasında gidip gelen bir karakter Asil. Hakan Günday, Asil karakterini oluştururken kendini mi anlattı acaba diye düşünmedim değil. Neden olmasın. Kitabı genel anlamda beğendim fakat yer yer zihnen yorucu geldi. Durup dinlenmek istedim. Onun haricinde edebi ve felsefi yönü kuvvetli bir eserdi.
Azil
AzilHakan Günday · Doğan Kitap · 20248,9bin okunma
" ‘Belki de kalırım,’ dedim. ‘Belki de seninle gelirim; ben özgürüm.’ Zorba, başını salladı. ‘Hayır, özgür değilsin,’ dedi. ‘Senin bağlı bulunduğun ip, öbür insanlarınkinden biraz daha uzun; hepsi bu kadar! Senin patron, uzun ipin var, gidip geliyor, kendini özgür sanıyorsun. İpi koparmadın mıydı da..’ Zorba'nın sözleri, içimdeki açık bir yaraya dokunup. acıttıkları için inatla, ‘Bir gün koparacağım!’ dedim. ‘Güç, patron, çok güç! Bunun için delilik gerek, delilik, duyuyor musun? Ya hep ya hiç! Ama sende beyin var ve seni bu yiyecek. Aklın bakkal senin, defter tutuyor, bu kadar verdim, bu kadar aldım; kâr şu kadar, zarara bu kadar diye yazıyor. Yani, iyi bir sahip, her isi sermiyor, her zaman arkayı kolluyor. Hayır, ipi koparmıyor rezil, onu sıkı sıkı elinde tutuyor, kaçırırsa mahvoldu demektir zavalı, mahvoldu demektir! Ama, ipi koparmadıkça, hayatın ne tadı vardır, söyler misin bana? Papatya papatyacıktır; rom değil ki dünyayı altüst etsin!’ Sustu. İçmek için içki doldurdu, ama vazgeçti. ‘Kusura bakma, patron, ben köylüyüm; çamurların ayaklara yapıştığı gibi, sözler de benim dişlerime yapışıyor; sözleri eğirip incelik haline sokamıyorum; yapamıyorum, ama sen anlarsın.’ “
Sayfa 336Kitabı okudu
Genel Kültür, İdealizm, Materyalizm…
_Evrimsel Psikoloji_ _Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor. _Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
''bo. torbası .elal .engör''- nihat genç-7.XII.23
Uluslararası şirketler, sermaye, her dönem kendilerine bilim adamı kisvesi altında Celal Şengör gibi ruhsuz duygusuz empatisiz vatansız azgın canavarları bulup konuşturur! Yediği haltlarla medya maymunluğuyla çığır açan Celal Şengör, bu sefer de ‘çevrecileri kovun, defolsunlar, madenden anlamazlar’ dedi, hey büyük Allahım sen bize sabır
300 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.