328 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
1. Dünya savaşı sonrası Almanya'sında doğan ve ardından, soykırıma dönüşen Nazi milliyetçiliği akımına doğrudan yada dolaylı yoldan katılan kadınların yaşadıkları ve yaptikları, belgelere ve sağ kalan kurbanların ifadelerine dayandırılarak anlatılmış... Hitler ve yandaşlarının, Yahudi düşmanliğinin ve saf Aryan ırkından oluşan bir imparatorluk kurma hayallerinin çerçevesinde, başlarda kadinlar sadece üreme aracı olarak görülurken daha sonraları; sekreterlerin, öğretmenlerin ve hemşirelerin soykırıma isteyerek ve ya zorla nasıl dahil edildiğine geniş olarak yer verilmiş... Sayıları kesin olarak bilinmeyen bu kadınlardan yola çıkarak bütün Alman kadinlarini suçlamak doğru olmaz elbette... Fakat hangi ideoloji veya beyin yikama çalismasi, annelik iç güdüsüne sahip bir kadinin masum çocuklari öldürmesine sebep olabilir ki :((( diye soruyorum kendi kendime... Kitabı okurken bir cok sahnesinde sinir oldum... Kitabin çevirisi için Ebru Sürmeli ve 'kotonkitap'ada ayrica tesekkür etmek isterim. Hic sıkmayan bir anlatıma sahipti. Yahudi soykiriminda kadınların rollerini merak edenlere ve bu döneme ilgisi olanlara mutlaka tavsiye ederim... okunulması gereken bir kitap diye düşünüyorum...
Hitler'in Şirret Kadınları
Hitler'in Şirret KadınlarıWendy Lower · Koton Kitap · 201445 okunma
271 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap henüz Türkiye'de "Subliminal Mesaj" nedir duyulmamışken inanılmaz çarpıcı bilgi ve örneklerle doluydu. Sorun şu ki bu kitabı bulmak çok zor. Amerika'nın dünya üzerinde oynadığı bilimsel alt yapıyı anlatıyor. Ayrıca kitap yazarı Kim Keith'in ölümü de ayrıca şüphe uyandıran bir durum maalesef.
Amerikan Derin Devleti ve Beyin Yıkama Operasyonları
Amerikan Derin Devleti ve Beyin Yıkama OperasyonlarıJim Keith · Nokta Kitap · 200614 okunma
Reklam
215 syf.
8/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Öncelikle şunu belirtmeliyim: kitap sigarayı bıraktırmıyor; kitap sigarayı kafamızda bitiriyor ve kendimiz zorlanmadan bırakıyoruz. Ama şu bir gerçek; kitap kafamızda büyüttüğümüz sigaranın hayatımızdan silip atmamız için ciddi bir destek sağlıyor. Kesinlikle bilindik yasaklayıcı, aşağılayıcı bir tutum izlemiyor, hatta sigara içersek başımıza gelecek hastalıklarla boğmuyor bağımlıyı. Hatta kitabı bitirmeden sigarayı bırakmamamızı istiyor ve okurken ara ara sigara içmemizi hatırlatıyor. Öyle ki o hatırlatmalarda sigara içesiniz gelmiyor ve yavaş yavaş mantığını yitiriyorsunuz. İçimizdeki nikotin canavarını ve kafamızdaki büyük yaratığı yani beyin yıkama ve yanılsamalarımızın farkına vardırıyor. İçine düştüğümüz tuzaktan çıkış yolunu gösteriyor ve kurtulmamız için cesaretlendiriyor, motive ediyor. Kitabın sonunda kendinizi özgür hissediyorsunuz. Sağlıklı günler için ümitle doluyorsunuz. Sigaradan muzdarip herkesin okumasında fayda görüyorum. YAŞASIN ! ARTIK ÖZGÜRÜM ! Yorumuyla bu kitabı okumama vesile olan Hacı Bey'e ayrıca teşekkür etmeliyim. Yalnız şöyle bir durum var: "Sigaradan kurtulurken 1000k'ya müptela oluyoruz." Bununda var mı kolay bir yolu ? :) Saygılar...
Sigarayı Bırakmanın Kolay Yolu
Sigarayı Bırakmanın Kolay YoluAllen Carr · Butik Yayınevi · 2009752 okunma
Düşünce, mutlular için bir lüks, eksiklik duyan için ihtiyaç. Kitapla hayat, nazarî bilgi ile günlük rutin arasındaki uçurum doldurulmadıkça, tefekkür iki kutuptan birine yönelecektir : Ütopya veya beyin yıkama.
352 syf.
9/10 puan verdi
Romanın, distopik dünyasında tüm yetkilerin merkezileştirildiği, devlete mutlak itaat beklenen diktatörlükvari yönetiminde korku, propaganda ve beyin yıkama ile halk ve hayatları kontrol edilmektedir. Bireysel özgürlüklere izin verilmez ve bireyin yaşamının tüm alanları yine devlet kontrolüne bırakılır. 1984 adlı kitabımız genel olarak çok fazla
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,2bin okunma
450 syf.
9/10 puan verdi
expectokitabum.blogspot.com.tr/2017/01/richell... İşte benim tutkunu olduğum seri. Nedense ilk seriye nazaran bu seriyi daha çok beğendim. Bence nedeni Adrian. İlk kitapta ruh kullanıcılarından biri olan ve Rose'a olan aşkından pek de karşılık alamayan Adrian bu seride yine imkansız bir aşka tutularak bir simyacıya aşık oluyor. Simyacılar her ne kadar vampirlere yardım etse de onlardan hem korkuyor hem de pek hazzetmiyorlar. Bizim ana karakterimiz Simyacı Sydney de öyle düşünüyordu ama sonra ilk seride Rose ve Adrian'la karşılaştı. Kendisinin başrol olduğu Kanbağı serisinde ise Adrian'la birçok maceraya atıldı. Ona aşık oldu. Kendi güçlerini keşfetti ve güçlü bir cadı oldu. Başta bunların hepsinden korkuyor ve tiksiniyordu. Ancak olaylar onu öyle bir noktaya getirdi ki aslında bunların onun bir parçası olduğunu anladı. Simyacı iken alanında çok başarılıydı, kurallara uyuyor ve ondan istenilenleri yapıyordu. Ancak bulunduğu sistemin o kadar güvenli olmadığını fark ettiğinde onun için çok geçti. Yakalandı ve inanılmaz işkencelerden geçti. Tıpkı G. Orwell'ın 1984'ündeki gibi birçok beyin yıkama işlemlerine katlanmak zorunda kaldı. Ancak ne o Adrian'dan ne de Adrian ondan vazgeçti. Gerçekten duraksız okuyabileceğiniz inanılmaz bir seriydi. Kitaptaki öğretmenler, cadılar başlı başına bir olaydı. özellikle Adrian ile gittiği büyük bir cadı vardı. O sahnelerde gerçekten çok eğlendim. Sydney'in zekası ve Adrian'ın hayallerine olan düşkünlüğü resmen birbirini tamamlayan bir çiftti bu ikili.
Kanbağı
KanbağıRichelle Mead · Artemis Yayınları · 2011370 okunma
Reklam
Üniversiteler yabancı dil ve yabancı düşünce kalıplarına göre eğitim vererek, medya da yabancı haber ve yorum odaklarından aktarmacılık yaparak, farkına varmadan ya da bilinçli biçimde bu beyin yıkama girişimleriyle işbirliğine girmiş oluyor.
"Her işin başı budur. Bu içten örgütleme, çürütme işini ele alırsak, insanlar buna beyin yıkama diyorlar, karıncaların beyinlerini yıkayabilirsek, onlara karıncalıklarını unutturabilirsek, her şeyi kazandık demektir. Bu düzen kıyamete kadar sürer, siz de biz de karıncaların sırtından, onların alın terleriyle cennet bir dünya yaşarız, değil mi?"
Sayfa 40 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Pazar tektanriciligi esasına dayanan sistem, şiddeti ve cinayeti, kaçmayı ve uyusturucuyu ve ( 130 desibellik Rocklardan tutun, bir genci her çeşit tenkit zihniyetinden boşaltıp sersemlestirmeye ve hayvanlaştirmaya kadar götüren) bütün beyin yıkama şekillerini doğurmaktadır. Bu sistem, her türlü kültürun yikicisi ve yok edicisidir.
319 syf.
8/10 puan verdi
"İnsan neye inanıyorsa hayat odur."
Tarikatların insan zihnini nasıl ele geçirdiğini bizatihi tarikat içinde yaşamış bir kadının gözünden anlatan bir kitap. Son derece sade anlatımı ve gerçek hayat hikayesi oluşu kitabı okunmaya değer kılıyor. Beyin yıkama ile insan zihnini düşünemeyen sadece söyleneni yapan varlıklar haline getirerek bireyin yaptığı her eylemin kutsal olduğuna inanmasının insan varlığını karakterini kişiliğini nasıl yok ettiğini anlatan doktora çalışması olarak hazırlanmış bir eser. Günümüzde de hala bu tarikatların varlığını sorunsuzca sürdürüyor olamaları ve insanların hala bu tarikatların taraftarları olmaları ise toplum için tam bir trajedidir. Kitaptan anladığım felsefi düşünce "insan ne inanıyorsa hayat odur". Bu uğurda yapılamayacak hiç bir şey yoktur. Cemaatlerin ve tarikatların iç yüzünü bizatihi içinde yaşamış ve kendini kurtarmayı başarmış bir kadından dinleyebilirsiniz. İyi okumalar.
Kutsal Fahişeler
Kutsal FahişelerMiriam Williams · Varlık Yayınları · 199983 okunma
Reklam
432 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bir gün uyanıp aynadaki yüzün kendine ait olmadığını gören Lizzy'nin,delilikle gerçeklik arası yolculuğu. Devlet sırları,gizli operasyonlar,kimyasal beyin yıkama deneyleri ve politik entrikalar. "Gölge Kadın" türün meraklıları için heyecan verici bir gerçeğe yolculuk romanı.
Gölge Kadın
Gölge KadınLinda Howard · Martı Yayınları · 2015340 okunma
Resim