Ana-Beyit mezarlığının bir efsanesi, Juan-Juanlar'ın bozkırı işgal ettikleri çağlara dayanan bir hikayesi vardı: Sarı-Özek'i işgal eden Juan-Juanlar tutsaklara korkunç işkenceler yaparlarmış. Bazen de onları komşu ülkelere köle olarak satarlarmış. Satılanlar şanslı sayılırmış, çünkü bunlar bazen bir fırsatını bulup kaçar, ülkelerine dönerek
GURBETÇİ ŞÂİR SERVET YÜKSEL'İN DUYGU SÜZGECİNDEN SÜZÜLEN ŞİİRLER
M. NİHAT MALKOÇ
“Aman ha, gönül kırıp; kırılmaya değer mi?
Boş şeylerin peşinde yorulmaya değer mi?
Ne kaldı elimizde baharından, yazından?...
Bu dünya çiçek olsa derilmeye değer mi?”
(“Değer mi?”- Servet YÜKSEL)
Gönül telimizi
HULÂSATÜ’L-HAKÂYIK VE MEKTÛBÂT-I HÂCE MUHAMMED LUTFÎ
M. NİHAT MALKOÇ
“Hulâsatü’l Hakâyık” Erzurumlu Hâce Muhammed Lutfî(Alvarlı Efe Hazretleri)’nin en önemli eseridir. Bu kitapta Efe Hazretlerinin birbirinden derin mânâlı âşıkâne, ârifâne, âlimâne, mürşidâne şiirleri bir araya getirilmiştir. Bu şiirlere baktığımızda çoğunun Divan
İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Cengiz Aytmatov’un Gün Olur Asra Bedel kitabı bazı yayınevlerinde Gün Uzar Yüzyıl Olur şeklinde çevrilmiştir. İçeriği ile ismi bütünleşik böylesine kitaplara çok nadir rastlanır diye düşünüyorum. Gün uzar yüzyıl olur. Bir gün bir insana nasıl yüzyıl gelebilir diye düşünüldüğünde elbette akla bir ölüm gelir ve o an geldiğinde insan kendini zamandan
İsmiyle müsemma bir kitaptır Gün Olur Asra Bedel. Demiryolunda işçi olan Yedigey'in arkadaşı Kazangap'ı gömmek için atalarının mezarlığı olan Ana-Beyit'e doğru yola çıkmasıyla başlar ve kitabın arkasında da bahsedildiği gibi o gün Yedigey için asra bedel bir gün olur.
Kitap iki farklı ana hikaye üzerinden ilerliyor. Birincisinde Yedigey'in otuz
Hanginiz bilir, benim kadar,
Karpuzdan fener yapmasını;
Sedefli hançerle, üstüne,
Gülcemal resmi çizmesini;
Beyit düzmesini;
Mektup yazmasını;
Yatmasını,
Kalkmasını;
Bunca yılın Halime'sini
Hanginiz bilir, benim kadar,
Memnun etmesini?
Değirmende ağartmadık biz bu sakalı!
(Gülüşmeler)
Buna Oktay [Rifat] fena halde içerledi.
Ben her şeyi oradan indiriyorum sanki.
O zamanlar karpuz alıyor yedek subay alayında gizlice. Hanginiz bilir diyordu, karpuzun içini yiyip benim gibi Orhan'a kabuğundan fener yaptığımı...
(Gülüşmeler)
Nil kıyısında dolaşırken bana bir fil çobanı çok güzel bir beyit okumuştu, onu hiç unutmam:
Hani bir gün çiğneyip geçtiğiniz karıncalar var ya, işte aynen bunun gibi sizi de filler ezer geçer.
Gün Olur Asra Bedel, Cengiz Aytmatov'un 1991 yılında basılmış, geleneklerini korumaya çalışan insanları anlatan bir romanıdır. Romanın ana karakteri Yedigey'dir ve roman, Yedigey'in en yakın dostu olan Kazangap'ın cenazesini Sarı Özek'ten Ana Beyit Mezarlığına götürdükleri süre zarfında geçer. Bu süre zarfında Yedigey geçmişteki acı-tatlı bütün anıları, hatıraları düşünür ve geçmişteki yaşadıkları tüm anıları anlatır bize. Roman yüzyıllar sürmüş gibi görünse de aslında sadece Sarı Özekten Ana Beyit Mezarlığına gidilen bir günden ibarettir. Bu yüzden romanın adı Gün Olur Asra Bedel'dir. Bugüne dair anlattığı olaylardan biri ise kozmonotların Dünya dışı bir gezegen keşfetmesi ve o gezegene davet edilmeleridir. Bu bölüm ise romana bilim kurgu havası katıyor. Cengiz Aytmatov bu romanında insanların mankurtlaşmaya başladığını ele alır ve anlatım gücüyle insanları mankurt olmaktan kurtaralım mesajını vermektedir.
'' Bişnev, dinle...Sana Hakk'ın hitabı geliyormuş gibi dinle. Bu duyuşa işaret etmek için 'Bişnev' diyorum ve söze 'be' ile başlıyorum. Zira dinlemek bu mananın besmelesidir.''
diye başlıyor 18 beyitin ne dediği..her beyitte 'dinle ney'den' boyutunda ney'in kamışlıktan başlayarak ve insanla benzerlikleri ve aşk anlatılıyor..18 beyit insanı manada hoş bir gezintiye çıkarıyor..herkes kendi manasına ve içinde saklanan sırra göre anlayacaktır..bende müthiş bir tad bıraktı..tabiri caizse ruhumun da dinlediğini hissettirip yuyup yıkadı..yaklaşık bir yıl önce almış olmama rağmen şimdi okuyabilir olmam da tesadüf değil diye düşündüm..nitekim her kitabın bir okuma zamanı var ve kitap bizi çağırıyor diye düşünenlerdenim..
okuyun..içinizdeki sırrı dinleyin..dünya toprağına ekilen kendinizin nasıl büyüdüğünü nasıl bir tohum olduğunuzu ve ne meyve verdiğinizi görmeye çalışın..
DinleM. Fatih Çıtlak · Sufi Kitap · 2022121 okunma
Kitap hakkında inceleme yapmadan önce sancılı birkaç saat yaşadım. "Nasıl bir giriş yapmalıyım? " "Acaba okuduğum her satırda hissettiğim duyguyu nasıl anlatabilirim? " "Peki tüm olayları yaşadığımız hayatla bağdaştırdığımı? " Cidden tüm bunları düşünmek beni yoruyor. Tabi bunda siteye hâlâ alışamamamın etkisi
"Yüreğim son fırtınanın bütün dehşetini hissetmiş gibi, dudaklarımdan şu acı beyit döküldü:
Kırımdan çıkmış bir bulut
Hey yâr karşıya yağacak,
Aytır da ağlarım..."