çürüyüp toprağa karışırken adının anıldığını mı hissedeceksin, seni alkışlayan ellerin sesini mi duyacaksın, seni göklere çıkaran yazıları mı okuyacaksın?
Hayatta güçlü olacaksın, çünkü gerçek yasa güçtür. Adil olmanın, haklı olmanın, ahlaklı olmanın, merhametli olmanın hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Kötüye kullanılsa bile, insanların önünde eğildiği tek değer güçtür.
“… en azından o çoksesliliğin ruhu korunduğu için Beyoğlu, bu ülkenin, bu kentin en özgür, en renkli bölgelerinden biri olmayı sürdürüyor. “
Bence bu alıntı kitabın adının neden “Beyoğlu Rapsodisi” olduğunu açıklıyor. Yüzyıllardır birçok farklı ulustan insanın ayak bastığı ve birçok farklı dilin konuşulduğu kadim şehir İstanbul ve güzel semti Beyoğlu. Nam-ı değer Pera.
Kitabı kısaca özetleyecek olursak:
Roman çocukluktan beri yakın arkadaş olan Kenan, Selim ve Nihat’ın hayatlarını ele alıyor. Selim’in ağzından okuduğumuz kitap başta sıkıcı gelse de Ahmet Ümit biz okurlarının ilgisini çekmeyi iyi biliyor.
Karakter olarak farklı olan bu üç arkadaş, tıpkı Beyoğlu’ndaki diğer insanlar gibi tüm farklılıklarına rağmen bir uyum yakalayabilmişler. Diğer ikisinden daha farklı olan Kenan, yaşamayı seven kendisini sürekli bir şeylerle meşgul etmeyi becerebilen ortaya güzel eserler bırakmayı isteyen biri. Bu amaçla da başladığı fotoğrafçılık bu üç arkadaşın hayatını sıradanlıktan çıkartıyor. Bu üç arkadas ile birlikte okuyucuyu da katilin peşinden koşturan yazar sonunda vay be dedirtebiliyor.
Ve son olarak:
Bir incelemede “ sakın son sayfaya bakmayın spoiler yersiniz “ diye bir uyarı okumuştum. O incelemeyi yazan kişiye teşekkür ederim. Bence siz de dikkat edin aman diyeyim.
Beyoğlu RapsodisiAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 201927.3k okunma