Uzun zaman önce yazdığım bir kaç satırdı aşagıda okuyacaklarınız… Rasim Özdenören’in KUYU adlı kitabını okumuştum ve bu cümleleri yazmak gelmişti içimden. Bu seferde yine okuyunca yeniden paylaşmak geldi içimden 🫠 “Hepimizin bir kuyusu var eminim. Eğilip içine doğru bağırıp sesimizin yankilanmasini dinlediğimiz, bazen içine istemeyerek sevdiğimiz ya da sevmediğimiz insanlari gömdüğümüz ya da çaresizce bakışları görüp kurtarmaya çalıstığımız...Kimilerinin kuyuları korkutur insanı dipsiz bucaksızdır. Kimisi de umutla bakar bi ses bi ışık duyup görebilir miyim diye. Kuyudan gelen her sesi Yusuf’tan sanar... Yaklaşsın o ses, çıksın o kuyudan tüm dünyaya yayılsın ister. Kendisine umut olduğu gibi başkasına da umut olsun diye... Ama beklemek, sabretmek, ışık tutmak gerekir kuyuya...Bazen de bağıra bağıra ümit dolu şarkılar söylemek.Tam da şu an elimde fenerim kuyuma ışık tuttum bekliyorum, sabırla, metanetle... O ses o Yusuf’tan gelsin diye...
Hayaller birikmişti masamda Kayıplar birikmişti Yarın başlarımlar dudaklarımda Yollarımda hep bi sakınlar birikmişti Şöyle bir bakıyorum da tekrar Görememişim bakmakla yetinmişim insanlara Her aralanan kapıda kuyruğa girerlermiş Buldukları her çatlağın üstünde debelenirlermiş Görememişim İnsanoğlu bencildir hem nasıl bencildir ki Bazen keşke
Reklam
"Yarın itibariyle başlar Alevi düşmanlığı"
"Alevi miyim değilim, kalender bi alevi hocanın elinde yetiştim, ayrıca bana göre tek bi ırk vardır zaten oda ; İNSAN. Her Ramazan ayında oruçtan dolayı yine bi alevi düşmanlığı başlar, bi diğer konuda "Alevilerin yemeği yenmez" olur! Yav arkadaş illa da bir şeylerin yemek istemiyorsanız eğer önce haklarını yemeyin. Dünyaya kötülük penceresinden bakanlar, anlayamaz Alevi'lerin aşkını. Düşkünler yanamaz bu aşkın ateşiyle, sürekli iftira atarak bastırmaya çalışır. Alevilik çoğunluk olarak insanı merkez alır. Kırmaz bir kalbi, incitmez dostu. Doğaya saygı duyar, hayvana sahip çıkar. Kalbi kurum bağlamışların, asla anlayamayacağı bir Alevi duası paylaşacağım. Bir ölünün arkasından okunan duanın içerisinde ki insan sevgisine, barışa olan hasrete, dikkat edin. Yoldan çıkmışlar anlamaz yolcunun derdini ! "Erenler, canlar, dostlar, yârenler Yüzümüz yerde, özümüz dârda Elimiz bağlı, yüreğimiz dağlı Gözümüz yaşlı, bağrımız ateşli Yaşam bitimli, acılar bitimsiz Yer anamız, gök atamız Doğada doğduk, topraktan var olduk Bir tende can bulduk, bir bilinçle özgür olduk. Kişi kötü demeyelim, işi kötü diyelim Bağışlamak en büyük emek Emeğiniz varsa bağışlayın Toprak ana bir canı bağrına basıyor Ateş külde söner, acı yürekte diner. Acı paylaşıldıkça azalır, Sevgi paylaşıldıkça çoğalır. Acılar azalsın, sevgiler artsın. Kinler bitsin, dostluklar pekişsin. Yeni yaşamlarda yeni çiçekler yeşersin. Allah kalanlara uzun esenlik dolu yaşam versin. Erenlerin, evliyaların ruhu sinsin Gerçeğin demine HÛ! :)
D.A.Ç
insan olmanın her zaman için kendinden başka bir şeye, ya da bir insana-gerçekleştirilecek bir anlama, karşılaşılacak bir insana, hizmet edilecek bir davaya, ya da sevilecek bir insana- yönelmek olduğu yolundaki antik ant- ropolojik gerçeğini anlıyorum İnsan, sadece varoluşundaki bu kendini aşmayı gerçekleştirdiği zaman gerçekten insan, ya da
A.T Mühürlenmiş Zaman
Insanoğlu bıkıp usanmadan, kendisiyle dünya arasında bir ilişki kurar, bu dünyayı sahiplenmek, sezgisel olarak algıladığı idealiyle bu dünya arasında bir uyum sağlamak için yanıp tutuşur. Bu isteğin yerine geti- rilemez olması, insanların hoşnutsuzluğunun ve kendi benliğindeki eksikliğin yarattığı acının bitip tükenmeyen bir kaynağını oluşturur.
Beni Beni - Sefo
Bu sen değilsin, karşılaştığım da Bu sen değilsin ve bu benim hatamsa Ey, hatırlasan da hatırlamasan da Oh, sana sorsam beni, beni, beni Unutamadım o gözlerini, ya Söyleyemiyorum özlediğimi, oh Biliyorum bu durum çok tehlikeli (tehlikeli) Bir adım at, söyle bana beni, beni, oh İnadına yakıyorum gemileri (gemileri) Bir adım at söyle bana beni, beni
Reklam
Bir katre içen çeşme-i pür-hûn-ı fenâdan, Başın alamaz bir dahî bârân-ı belâdan. Yokluk kanıyla dolu çeşmeden bir damla içen, Bir daha belâ yağmurundan kurtulamaz. Âsûde olam dersen eğer gelme cihâne, Meydâne düşen kurtulamaz seng-i kazâdan.
Benim Hikayelerim IV FİNAL
Böyle bizimkisi de ondan sebep; Her hikayenin bir sonu var yani, geldik bizim hikayenin de sonuna. Bazen gerçeklerden ne kadar korksanda onlardan ne kadar kaçmak istesen de zamanı belirsiz bir anı yüzüne tokat gibi çarpıyor bildiğin bütün gerçekleri.Umursamamak olan biteni; memleketi, dostları, öleni, düşeni yani hiç hiç umursamamak. Bakınca
“Öyle çok çabaladın ki, sana daha çok çabala demenin hiç bi anlamı olmazdı. Pes etmek istemenin sebebi, zayıf olman ya da bunalımda olman değildi. Dünyaya karşı umut dolu ve beklenti sahibi olmandı. Şimdi seni nihayet anlayabildim.”
Birbiriyle Bağlantılı Kavramlar
( Düşünce-Frekans-Müzik-Burç-Bilim-Büyü-Tılsım-Nazar ) _ DÜŞÜNCE _ _Buda: Her şey düşüncedir. Ne düşünüyorsak o oluruz. Bize düşüncelerimiz şekil verir. Hepimiz düşüncelerimizden doğarız. Bu dünyayı yaratan, zihnimizdir. Bu dünyayı bir hava kabarcığı, bir serap gibi düşün. Dünyayı böyle gören kişiyi ölüm görmez. Biz, içselliğimizin meyvesiyiz.
Reklam
Gecenin kızıla düştüğü an ve an göğün mavisinde , umutlara kanat çırparım dostum. Yorgun yaşamın pazılarına takıldı aklım . Tenim emek kokar , Bir dosta dair dertleşmek varya : Yenilmiş bir hayatın Yarım yamalık düşleri arasında yalnızlığıma haykıryorum dost yürek. Mevsim hep hüzünlü, hiç bahar gelmdi. ... gülüşler çiçek
187 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.