Richard Bach Bir romanında "kolay hayat hiçbir şey öğretmez" der. Hayatı değerli ve anlamlı kılan, karşına çıkan zorluklardır ve senin zorluklara karşı direncin.
Kitabın kahramanı Fugui, bir insanın karşılaşacağı tüm zorluklarla karşılaşıyor, önce topraklarını sonra sevdiklerini kaybediyor. Okudukça "daha ne olabilir ki" diyorsunuz, oluyor... Ama "yaşamak" için direniyor, pes etmiyor Fugui, tüm zorluklara, acılara göğüs geriyor.
Fugui bir ağacın altında oturup hikâyesini anlatmaya başlayınca, karşımda bir Çinli belirdi, Çin impararluk filmlerinde gördüğüm, üstü başı perişan, ağzında diş olmayan, başı kel, hafif kamburumsu, ama hep gülümseyen bir yüz. Fugui'nin kendi adını verdiği öküzüne bahsettiği diğer öküzlerin adlarını kavrayınca daha bir can kulağı ile dinledim onu. Özellikle iki yerde (okuyanlar tahmin edecektir), olayı birden aktarması sonucu şaşırıp kaldım. Okuduğum son cümleleri bi daha okudum, boğazdaki düğüm ile. Bir noktadan sonra ise hüzünden çok, Fugui'nin samimiyeti ve sıcaklığı yer etmeye başladı içimde. Ve onun, her şeye rağmen "yaşamak" için didinmesi.
Yu Hua ile tanışma kitabıydı Yaşamak. Sade ama bir o kadar etkileyici bir havası var kitabın. Bu arada ilk basıldığında Çin'de yasaklandığına şaşmamalı. Çünkü Fugui'nin hayat hikâyesini dinlerken Çin'deki iktidar savaşlarına tanık oluyor, iktidar değişiklikliklerine rağmen Çin köylüsünün garibanlığı, çaresizliği hep aynı kaldığını görüyorsunuz.
Tavsiyemdir. Kitapla kalın📚📚. Sağlıcakla .
.