"Kimi vuracaksın ? !.."
"Kimi vuracaksın ? !!! ..."
youtu.be/CC1rEJGCkSg
"BURADA VURULACAK BIR ADAM VARDI ONU DA "BEN" VURDUM ! .."
#Spoiler
Hakkı yenmiş bir yazar ... ben yemişim mesela , çok geç kalmışım okumakta demek isterim öncelikle ...
Kerim Korcan'dan bahsederken ... Orhan Kemalden
Terbiye denen bir nane vardır ki onu bakkaldan dirhemle satmazlar!...
Adam ol biraz! ...
Sana her zaman söylüyoruz boyunca konuş. Bundan başka İstambol yok! Aç gözünü, topu topu bir tanedir İstambol!"
Bell 1880 yılında “Şimdiye kadar yaptığım en büyük icat; telefondan da büyük,” dediği icadı yaptı. Bell’in görüşleri o zamanlar yaygın olarak kabul görmese de, şimdi birçok insan fotofonu, telefon sinyallerinin fiber optikle iletilmesinin ve günümüz telsiz telefonlarının öncüsü olarak değerlendirmektedir.
Bell balayı seyahatinde
Hasete karşı savunma çoğu zaman nesnenin değersizleştirilmesi biçimini alır. Bozma, kirletme ve değersizleştirmenin hasetin içkin öğeleri olduğunu söylemiştim. Değersizleştirilen nesne, haset duyulacak bir nesne olmaktan da çıkar. Bu yöntem kısa sürede idealleştirilmiş nesneye de uygulanır: değersizleştirilir ve böylece artık idealleştirilmesi de imkansızlaşır. İdealleştirmenin çöküşünün ne kadar kısa sürede gerçekleşeceğini belirleyen etken, hasetin şiddetidir.
Sayfa 74 - Metis yayınları, 7. Basım temmuz 2021, Çev: Orhan Koçak, Yavuz ErtenKitabı okudu
Kafaları karıştıran ve Osmanlıların Türklerden hazzetmediği intibaını yaratan önemli delillerden biri de Osmanlı kaynaklarında rastladığımız "etrâk-ı bî-idrâk" (idraksız, aptal Türkler. Ar. tek. Türk, coğ, Etrâk) ifadesidir. Aslında Türkler için nâkısü'l-idrâk (idrakları eksik) ya da nâ-bekâr (başıboş) gibi başka küçültücü sıfatlar da
" Hasete karşı savunma çoğu zaman nesnenin değersizleştirilmesi biçimini alır. Bozma, kirletme ve değersizleştirmenin hasetin içkin öğeleri olduğunu söylemiştim. Değersizleştirilen nesne, haset duyulacak bir nesne olmaktan da çıkar."