Montero

124 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Reklam
İsrail ve Yahudiler, aslında Müslümanların "kurulu düzeni" bozma ve yeniden kurma yönündeki asli iddiasını kötürümleştirme amacı taşıyan şeytani bir yapının vekili olarak bu coğrafyadalar. Bu vekalet savaşını yürütürken Yahudilerin de burada bir açıdan "istismar" edildiğini düşünebiliriz. Çünkü her türden dini, devleti, aileyi, ahlâkî ilkeleri kendisine tehdit olarak gören bu yapı, Yahudi teolojisini istismar ederek onları, İslam dünyasını, daimî bir çatışma içinde tutmak üzere kendisi için araçsallaştırıyor. Araçsallaşmış haliyle Siyonizm, Biden'ın İsrail ziyaretinde itiraf ettiği gibi mensup olmak için Yahudi olmayı bile gerektirmeyen tümüyle seküler bir ideolojidir ve Yahudiler için bir yer bulma iddiası Filistin'le sınırlı değildir, Yahudi teolojisinin istismarıyla tayin edilmiş somut bir coğrafya olarak Arz-ı Mev'ûd, yani vadedilmiş topraklardır. Vekil Siyonist ideolojinin hakimiyeti altına almayı umduğu vadedilmiş topraklar neresi? Müslümanların oraya yerleşmek suretiyle cihan hakimiyeti elde ettiği ve tekliflerini insanlığa tarif ve temsil ettiği topraklar...

Reader Follow Recommendations

See All
536 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 18 days
İlerleme Fikrinin Tarihi
İlerleme Fikrinin TarihiRobert Nisbet
9/10 · 2 reads
Reklam
Montero

Montero

, started reading a book
Ortaçağ Felsefesi
Ortaçağ FelsefesiAlain De Libera
7.8/10 · 32 reads
Otorite tarafından ortaya konduğu için ona inansak da; canımız yanmadığı, sıkışmadığı ya da daralmadığı sürece kalbimiz, midemiz ya da ciğerlerimiz olup olmadığını bilmeyiz. İç organlarımızın varlığını ortaya koyan, fiziksel acı, hatta rahatsızlıktır. Manevi acıda da daralmada da aynı şey geçerlidir, çünkü o acıyana kadar bir ruha sahip olduğumuzun farkına varmayız.
Sayfa 214Kitabı okudu
Acıdan başka gerçek sevgi yoktur ve bu dünyada ya acı olan sevgiyi ya da mutluluğu seçmek gerekir. Sevgi ise bizi sevginin kendinden başka bir mutluluğa ve umudunun trajik tesellisi müphem olan bir mutluluğa ulaştırmaz. Aşk mutluluğa ulaştığı andan itibaren tatmin olur ve arzu etmeyi bırakır çünkü o artık aşk değildir. Tatmine ulaşmış olanlar, mutlu olanlar, sevmezler; şaşkınlığın yanında yer alarak gelenekler içinde uyuklarlar. Alışkanlık edinmek bir anlamda artık var olmayı bırakmaktır. Bir insanın acıya, yani sahip olduğu kedere katlanmak için ne kadar çok kapasitesi varsa o insan o kadar insani yani o kadar ilahidir.
Sayfa 208Kitabı okudu
"İki insandan biri, gerçek Tanrı'ya samimiyetsizlikle dua ederse ve öteki sonsuzluğun tüm tutkusuyla bir puta dua ederse, aslında bir puta dua eden ilki olurken, ikincisi Tanrı'ya gerçekten dua etmektedir," diyor Kierkegaard. Esas Tanrı'nın, gerçekten dua edilen ve gerçekten özlem duyulan olduğunu söylemek daha doğru olur. Hatta batıl inancın kendi bile teolojiden daha aydınlatıcı olabilir. Upuzun sakalları ve bembeyaz saçları olan, dünya küresini elinde tutarak bulutlar arasından beliren ihtiyar baba figürü, teodisedeki ens realissimum (en hakiki varlık) fikrinden daha canlı ve gerçekçidir.
Sayfa 182Kitabı okudu
Yaşam sorunu ya da ekmek kavgası dediğimiz şeyler çözüme ulaşsaydı, varlığı sürdürmek için daha güçlü bir mücadele ortaya çıkacağından yeryüzü cehenneme dönerdi.
Reklam
İtiraf etmeliyim ki, hakikatten, itiraf etmek ne kadar zor olsa da, gençlik dönemlerimin safiyane inanç günlerinde, cehennem işkencelerinin açıklanışı bana ne kadar korkunç gelirse gelsin ondan asla tedirgin olmadım ve bir hiç olmanın cehennemden daha korkutucu olduğunu hissettim hep.
Kutsal metinler tıpkı hitap ettiği insan gibi insanın dilini kullanarak tarihin içerisinde varlık gösterir ve ortaya çıktıkları zamanda Varlığın o anki yorumunu içerirler. Bu yüzden varlığın bir yorumu olarak kutsal metinler, farklı bir hakikat ve kesinlik arayışındaki objektif bilim diliyle incelenemez. Aksi halde ya Tanrı'nın varlığı metinler aracılığıyla elbette ki "kanıtlanamaz" ve Tanrı'nın mevcut (presence) olmadığına ulaşılır ya da "Bilim Tanrı'ya iman etmeyi gerektirir" gibi ucube yargılara ulaşılır. Bilim iman etmeyi de Tanrı'yı inkâr etmeyi de gerektirmez, çünkü tamamen mevcudiyeti kullanmak üzerine kurulu olan pozitif bilimler, bizi Varlığa ulaştırmaz, aksine Heidegger'in de çarpıcı bir şekilde söylediği gibi, ancak Varlığı unutturabilir.
245 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.