Sağduyu
Oysa bir incelemeyi kendi başına yaptığında, her zaman var olan, arı, ölümsüz ve hiç değişmeden aynı kalan şeylere doğru yükselerek, herhangi bir engelle karşılaşmaması durumunda, onlara yakınlığı yüzünden hep yanlarında kalır. İşte o zaman sağa sola savrulması biter, o şeylerle temas ettiği için kimliğini hiç yitirmez ve onlarla birlikte hep aynı kalır. İşte ruhun bu haline sağduyu denir.
Sayfa 121 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
_Edebini kaybeden kimse, kötülükten zevk alır. _Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır. _Adaletli olmak herkese eşit davranmak değildir, herkesin durumuna, konumuna göre davranmaktır. _Arzular ve duygular arabayı çeken iki at, akılsa onları yönlendiren arabacı olmalıdır. _Müziğin insanı götüreceği yer güzellik sevgisidir. _Görünen değişiyor,
Reklam
Hitler’in emir subayı hava albayı Von Below, sığınağı 30 Nisan gününün ilk çeyrek saatinde terketti. Von Below sekiz yıldan beri Hitler’in yakınında bulunuyordu. Bu sebepledir ki, Hitler’le Eva Braun’un evlenmelerinden sonra düzenlenen merasime davet edilmiş ve Hitler’in özel vasiyetnamesini de şahit sıfatıyla imzalamıştı. Hitler’den şahsî
Sağduyu üzerine;
“Oysa ruh bir incelemeyi kendi başına yaptığında, her zaman var olan, arı, ölümsüz ve hiç değişmeden aynı kalan şeylere doğru yükselerek, herhangi bir engelle karşılaşması durumunda, onlara yakınlığı yüzünden hep yanlarında kalır. İşte o zaman sağa sola savrulması biter, o şeylerle temas ettiği için kimliğini hiç yitirmez ve onlarla birlikte hep aynı kalır. İşte ruhun bu hâline sağduyu denir.”
Sayfa 121 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Logos
Herakleitos her şeyden önce bir Logos'a inanıyordu. Kitabının ilk tümcesi, bütün olup bitenlerin seyrini belirlediğini söylediği bu Logos'un doğru oldugunu ya da ger- çekten var olduğunu agırbaşlı bir tonda ortaya koyar. Gigon'un da ileri sürdüğü gibi Logos'tan aynı anlamda söz eden diger fragmanların da kitabın giriş bölümüne
Sayfa 426Kitabı okudu
Ülke Savunması İçin Sadece Kendine Güvenmek, Ülke Namusunu Başkalarına Emanet Etmemek Gerçek zafer, Mehmet Akif'in; "Şu Boğaz harbi nedir, var mı ki dünyada eşi?" diye eşsizlikle nitelediği, 15 Mart 1915 günü kazanılan deniz savaşıdır….. Bilindiği gibi Boğazlar komutanı Cevat Paşa'nın; üstün savaş zekâsı sayesinde, karanlık limana "yine geniş su geçitlerinde ilk kez uyguladığı” dört buçuk metre derine ve kıyıya paralel olarak döşediği mayınlar sayesinde, hem de askerini manen üstün derecede yüreklendirmesiyle kazanıldı... Asla bilinmeyen ise; savaşın ilk gününde başarısını belgeleyen bu komutanın yerine bir hafta sonra niçin Alman Liman Von Sanders ve daha başka Alman general ve albayların Çanakkale'ye getirildiğidir. Hâlbuki bütün uzmanlarca iddia edilmektedir ki: “Şayet Cevat Paşa göreve devam etseydi: 15 Mart günü yapılan deniz savaşı yarım gün sürmüş, bizim ordumuzdan 58 şehit, 74 yaralı, 9 top, bir tabya kaybına karşılık Akdeniz Sefer Gücü'nün üç savaş gemisi batmış, çok güvendiği üç büyük zırhlısı kullanılmaz hâle gelerek, bin yüz küsur asker kaybetmiştir... Cevat Paşa'nın olası bir kara çıkartmasına karşı, düşmanı anında geri püskürtecek plânı vardı; kara savaşı yedi ay yerine iki günde biter, iki yüz otuz beş bin kayıp yerine azami bin şehitle savaşı bitirirdik..."
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
Harbe niçin girdik
İki hikaye işittim. Masal olmadığı için anlatayım: Cemal Paşa artık ordu kumandanı değildir... -Paşam, söyler misiniz, bu harbe niçin girdik? Ve üç dört yıl içinde bunalttığı bir nefesi boşaltmış gibi ohlayarak bekledi. lşte cevap: - Aylık vermek için! Ve ilave etti: - Hazine tamtakırdı. Para bulabilmek için ya bir tarafa boyun eğmeli, ya öbür tarafla birleşmeli idik. Kırtasiye ve maaş imparatorluğunun tarihi işte böyle biter. Bu fıkranın belki büyük bir değeri olmayacaktı, eğer sonraları şu hikayeyi işitmeseydim: ... Sakarya'ya yaklaşıyoruz. Bir millet olarak kalmak için harp etmek ve muzaffer olmak lazımdır. Tam o zaman da maliye durmuştur. İlim, ihtisas ve tecrübe, Mustafa Kemal' e hükmünü söylüyor: - Hazine'de para kalmamıştır, bulmak ihtimali de yoktur. İlim, ihtisas, tecrübe ... Büyük kelimeler, büyük ve korkunç! Verdiği kararda şu: Türk milleti istiklalini ödeyemez! Aylık vermek için harbi bırakmak lazımdı. Mustafa Kemal'in kararı bu değildi. Vatan ve istiklali idi. Ve en iyi kanunu arayıp buldu: "Milletin nesi var, nesi yoksa yüzde kırkını vatan savunması için verecektir." Sakarya, Dumlupınar, İzmir ve Lozan ... hepsini böyle ödedik.
Sayfa 104Kitabı okudu
“Kimseyi başkalarının anlattığı hikayelere göre yargılama…”
Ruh bir şeyi incelemek için bazen görmenin, işitmenin ya da başka bir duygunun aracılığıyla bedeni kullanır, çünkü bir şeyi “bedenin aracılığıyla incelemek” aslında duyguların aracılığıyla incelemek anlamına gelir. Ruh bu durumda, beden tarafından aynı kalmaya şeyleri doğru sürüklenir ve onlara temas ettiği için sağa sola savrulur, altüst olur ve sarhoş olmuş gibi başı döner. Oysa bir incelemeyi kendi başına yaptığında , her zaman var olan, arı, ölümsüz ve hiç değişmeden aynı kalan şeyleri doğru yükselerek, herhangi bir engelle karşılaşmaması durumunda, onlara yakınlığı yüzünden hep yanlarında kalır. İşte o zaman sağa sola savrulması biter, o şeyleri temas ettiği için kimliğini hiç yitirmez ve onlarla birlikte hep aynı kalır. İşte ruhun bu haline “sağduyu” denir.
Sayfa 121Kitabı okudu
"...Ruh bir şeyi incelemek için bazen görmenin, işitmenin ya da başka bir duyunun aracılığıyla bedeni kullanır, çünkü bir şeyi "bedenin aracılığıyla incelemek" aslında duyuların aracılığıyla incelemek anlamına gelir. Ruh bu durumda, beden tarafından aynı kalmayan şeylere doğru sürüklenir ve onlara temas ettigi için sağa sola savrulur, altüst olur ve sarhoş olmuş gibi başı döner. ... Oysa bir incelemeyi kendi başına yaptığında, her zaman var olan, arı, ölümsüz ve hiç değişmeden aynı kalan şeylere doğru yükselerek, herhangi bir engelle karşılaşmaması durumunda, onlara yakınlığı yüzünden hep yanlarında kalır. İste o zaman sağa sola savrulması biter, o şeylerle temas ettiği için kimliğini hiç yitirmez ve onlarla birlikte hep aynı kalır. İşte ruhun bu hâline sağduyu denir."
Phaidon'un Ekhekrates'le konuşması, Sokrates'in yaşamının son anlarının anlatımıyla sonlandırılır. İnsanın hayata nasıl yaklaşması gerektiği ile ölümü nasıl karşılaması gerektiğini bilen Sokrates korkusuzca ve özgür bir biçimde hayata veda eder. Diyalog Phaidon'un şu sözleriyle biter: "İşte Ekhekrates, dostumuzun ve tanıdığımız insanlar içinde, çağdaşlarının en iyisi, en doğrusu ve en adili olduğunu söyleyebileceğimiz insanın sonu böyle oldu.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Eleştirel ve Alternatif Eğitim: Sınavlar, Çokkültürlülük ve Diğer Sorunlar
1. Giriş Türkiye’nin eğitim sisteminde, sorunlar açısından yok yok. Böyle olunca, toplumun tepkisizliğine şaşmamak gerekiyor. ‘Okulsuz toplum’ tartışmaları açısından bakarsak (bkz. Baker, 2006; İllich, 2006), kapitalist okullar, toplumsal benzeştirme (asimilasyon) rolünü başarıyla gerçekleştirmektedirler. Okullar, geçmişte, toplumsal mücadelenin
Son
İki hikâye işittim. Masal olmadığı için anlatayım: Cemal Paşa artık ordu kumandanı değildir. Mütareke yakındır. Artık, harbe niçin girdiğimiz tartışılabilir, büyük adamların küçük adamları adam yerine saymak ve onlarla görüşmek sırası gelmiştir. Arkadaşım Y. K. bahriye çatanası içinde Büyükada'ya giderken sordu: -Paşam, söyler misiniz, bu
Sayfa 110Kitabı okudu
... ve bir kitap daha biter
''... göğsüne vurarak kalbine seslendi, dayan kalbim, bir zamanlar daha büyük kötülüklere dayanmıştın...''
Sayfa 143 - KÜLTÜR YAYINLARIKitabı okudu
“— Ruh bir şeyi incelemek için bazen görmenin, işitmenin ya da başka bir duyunun aracılığıyla bedeni kullanır, çünkü bir şeyi "bedenin aracılığıyla incelemek" aslında duyuların aracılığıyla incelemek anlamına gelir. Ruh bu durumda, beden tarafından aynı kalmayan şeylere doğru sürüklenir ve onlara temas ettiği için sağa sola savrulur, altüst olur ve sarhoş olmuş gibi başı döner. — Kesinlikle. — Oysa bir incelemeyi kendi başına yaptığında, her zaman var olan, arı, ölümsüz ve hiç değişmeden aynı kalan şeylere doğru yükselerek, herhangi bir engelle karşılaşmaması durumunda, onlara yakınlığı yüzünden hep yanlarında kalır. İşte o zaman sağa sola savrulması biter, o şeylerle temas ettiği için kimliğini hiç yitirmez ve onlarla birlikte hep aynı kalır. İşte ruhun bu hâline sağduyu denir.”
Sayfa 121 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.