Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İçimiz dışımız politika ama bil bakalım ne eksik Farabi amca...
Farabi’ye göre insan sosyal-politik bir varlıktır. İnsanın bir toplumun içinde var olması ve yaşamında politika olması o bireyin yetkinleşmesi ve mutlu olmasını sağlar.
Sayfa 94 - Destek Yayınları | Felsefe: 23Kitabı okudu
Reklam
İşte karşı karşıyasın. İşte o da senin gibi; elli ayaklı, kaşlı gözlü, sıhhatli hasta, sarışın esmer, kafası var, saçları var, kirpikleri var, yalan söyleyen ağzı var. Yüzünde küçük küçük kavga, taş, düşme izleri. Yaramaz bir çocukluğun her şeysi, ufak ufak her şeysi. İşte elleri, parmakları, işte ayakları. Kim bu? İnsanoğlu! Senin gibi tıpkı
Yılan UykusuKitabı okudu
Pek de şaşılacak bir tespit değil herhalde? Kıkırdıyor. Sana veriyorum. Neyi veriyorsun? Kontrolü Nikki. Ne istediğini söyle. Tam olarak ne istediğini söyle. Senin dışında mı? Nerene dokunmamı istersin? Ne hızla? Göğüs uçlarını ısırmamı mı istersin yoksa kulaklannı mı? Dilimi o enfes deliğine daldırmamı mı istersin? Söyle Nikki. Bana ne
Sayfa 164
Aşksızlıktan cılızdır düşlerim. Gece gündüz birbirine bitişiyor. Bir liseyi tüketmektir gidiyor. Beklemenin kurgusu. Umut. Uçsuz gerilimi beklemenin. Fakat bu bahar çok orospu. Gece çökmese artık, herkesler yatmasa. Ellerim sigaramı bir isli yalnızlığa yakmasa. Yalnızlığı duymasa kulaklarım. Köpekler ulumasa. Bir yıkasam şu belleğimi, bu düşünmek olmasa. Yatınca uyuyabilsem, tavanlar konuşmasa... Vay orospu bahar vay, bunları da mı yapıcaktın bana? Ben tezelden aşık olsam iyi olacak! içimde bir sever küf ve penisilin gibi. Günlerden pazartesi, Çarşambadayız. Çarşambanın ortasından bil bakalım ne akar? Dananın kuyruğuna işkence var gönlümde. Açılıp açılıp yeniden okunan mektuplar gibiyim. Derim bana dar geliyor. Çarşambanın baharı meger ne yangin bir türkü.
Ağabeylerden biri hastanenin bahçesinde dolaştırdı beni. Sonra ne gördüm bil bakalim! Bir uçurtma! İlk kez senle birlikte görmüştüm geçen yıl. Ben ne olduğunu bilememiştim de sen demiştin uçurtma diye. Kocamandı senle gördüğümüz. Bizim gögümüzdeydi hem. Bu seferki o kadar büyük değildi. Ama maviydi onun gibi. Ağabeye dedim ki: "Bak, uçurtma kaçmış!" "Hani bakayım! Nereden kaçmış?" "Bizim göğümüzden kaçmış. Ama sakın onu vur-ma!" Ağabeyin gözleri doldu ben böyle deyince. Bana simit aldi. Babam gibi. Ağabey uçurtmayı vurmadı. Belki annemi de vurmazdı. O uçurtma nasil kaçmış İnci?
Sayfa 85 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ağabeylerden biri hastanenin bahçesinde dolaş­tırdı beni. Sonra ne gördüm bil bakalım ! Bir uçurtma !
Azizim üstelik geçecegin el de kimin olur olsun pek de el değil, seni esir edip kendi senden bin beter hali ile hükümran olacak, sen zaaf ve hile içinde ve kendi aleyhine, benliğin aleyhine tanıklık ile suçlu olacaksın. İnsan insanı hep yanlış tanır lehine ya da aleyhine, muhakkak yanlış tanır, üstelik çoğu zaman tanıtanın da suçu değildir bu. Sendeki mevcut nasıl bir tanımaya izin veriyorsa o şekil tanırsın, çok da üstelemezsin. Bir insan hakkında yedi milyar kişi tanıklık etse yedi milyar yalan duyarsın, bakalım bunların sonu ne olacak, ben de merak ediyorum. İnsan ne yaptığını bilse neden yaptığını bilmiyor, yaptığının başka yerde veya insanda aldığı yolu, haliyle ne büyüklükte, ne hasarda bir şey yaptığını da bilmiyor, basit şeyler düşünerek büyük şeyler yapıyor. Biz en iyisi ahiret İşlerini dünyada halletmeye, kendi kendimize teraziler kurup sahte tartılar yapmaya boş verelim Azizim, boş. Bu da kibirdir belki. Hatta kibir insanın bilmediği her şeydeki cevabıdır. Bilmiyor musun, fikrin bile mi yok, kibirdendir de yüzde doksan doğrudur. Kendini bil demişler doğrudur ama bil de bağıra bağıra söyleme, insan her bildiğini söylese ne olur değil mi, kendin bil, zaten hakkıyla bilirsen ağzını da açmazsın anlıyor musun?
Sayfa 353Kitabı okudu
Kur'an'ın Meydan Okuması
‎‫فَلَمَّا جَاءَهُمُ الْحَقُّ مِنْ عِنْدِنَا‬‎ Bu suretle tarafımızdan kendilerine hak (o hakk olan Kur'ân) geldiği vakit tezekkür etmediler de ‎‫قَالُوا لَوْلا أُوتِيَ مِثْلَ مَا أُوتِيَ مُوسَى‬‎ Musa'ya verilen gibisi verilse ya!" dediler. أولم يَكْفُرُوا بما أوتى موسى من قبل Ya bundan evvel Musa'ya verilene küfretmediler de
Sayfa 213 - 6.cild 28/48Kitabı okuyor
3.cilt
575. İbni Ömer radıyallâhu anhümâ şöyle dedi: Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem omuzumu tutarak şöyle buyurdu: “Dünyada tıpkı bir garip hatta bir yolcu gibi davran!” ... Vatanından, aile ocağından ayrı düşmüş bir garibin aklı fikri hep öz yurdunda ve sevdiklerinde olur. Sen de bu dünyada kendini bir garip say ve asıl yurdun olan âhireti
Reklam
Sonra ne gördüm bil bakalım. Bir uçurtma... İlk kez senle birlikte görmüştüm geçen yıl. Ben ne olduğunu bilememiştim de sen demiştin uçurtma diye. Kocamandı bizim gördüğümüz, bizim göğümüzdeydi hem. Bu o kadar büyük değildi ama maviydi onun gibi. Abiye dedim ki: -Bak, uçurtma kaçmış. +Hani bakayım? Nerden kaçmış? -Bizim göğümüzden kaçmış ama sakın onu vurma.
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Bil ki; tembelliğin baskın olduğu kişi için mücâhede ve riyâzetle uğraşmak, nefis terbiyesi ile meşgul olmak ve ahlâkı güzelleştirmek için gayret göstermek ağır gelir. Onun nefsi kusurlu, eksik ve pisliğe bulaştığı için, bu mücâdeleyi vermesine müsamaha göstermez. O kişi ahlâkın değişmeyeceğini, insanın doğasının değişmesinin mümkün olmadığını
Ercan Kesal
Artık hiç kimsenin bir başkasını düşünecek hali yok. Kimsenin bir başkasıyla işi yok. Bu yüzden çok yalnız ve çaresiziz. Üstelik yeryüzünün sanki bizden öncesinin olmadığını, bizden sonra da olmayacağını zanneden zavallılar haline getirildiğimizi düşünüyorum. Kapitalizm sürekli olarak "ne kadar önemlisin sen, hayır demesini bil, sen çok kıymetlisin" diyor. Ya, bir " evet " de bakalım önce. Ne zaman yoruldun da " hayır" demek zamanı geldi.
İnsan insanı hep yanlış tanır lehine ya da aleyhine, muhakkak yanlış tanır, üstelik çoğu zaman tanıtanın da suçu değildir bu. Sendeki mevcut nasıl bir tanımaya izin veriyorsa o şekil tanırsın, çok da üstelemezsin. Bir insan hakkında yedi milyar kişi tanıklık etse yedi milyar yalan duyarsın, bakalım bunların sonu ne olacak, ben de merak ediyorum. Insan ne yaptığını bilse neden yaptığını bilmiyor, yaptığının başka yerde veya insanda aldığı yolu, haliyle ne büyüklükte, ne hasarda bir şey yaptığını da bilmiyor, basit şeyler düşünerek büyük şeyler yapıyor. Biz en iyisi ahiret işlerini dünyada halletmeye, kendi kendimize teraziler kurup sahte tartılar yapmaya boş verelim Azizim, boş. Bu da kibirdir belki. Hatta kibir insanın bilmediği her şeydeki cevabıdır. Bilmiyor musun, fikrin bile mi yok, kibirdendir de yüzde doksan doğrudur. Kendini bil demişler doğrudur ama bil de bağıra bağıra söyleme, insan her bildiğini söylese ne olur değil mi, kendin bil, zaten hakkıyla bilirsen ağzını da açmazsın anlıyor musun?" diye söyledi söyledi.
Sayfa 354Kitabı okudu
455 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.