Hani Mecnun Leyla'nın öldüğünü öğrendikten sonra bahçede ağlayarak kürekle çukur açmaya çabalarken "Baba beni göm buraya" diye yalvarmıştı... Hani Ezel yeniden Eyşan'ı gördüğünde dengesini kaybetmişti... Hani Ramiz Dayı, "Herkesi yenebilirim ama seni yenemiyorum" deyip Selma'nın kapısında diz çökmüştü... Hani Keje, Eşkıya'yı tekrar görene kadar otuz beş yıl tek kelime konuşmamıştı... Hani İzzet Günay, Türkan Şoray'a "Sevgi de yetmiyormuş, çok eskiden rastlaşacaktık" demişti... Hani Ecevit ölürken Ahu'ya "İşin garibi ne biliyor musun, hayatımda başıma gelen en güzel şey bu. Ölüyorum ve sen yanımdasın" demişti... Hani Savcı Esra, Behzat Komiser'e "Mutsuz olalım, ne var? Biz de mutsuz olalım. Ben seninle mutsuzluğa da varım." demişti... Hani Bilal Ahu'ya "Ahu'm sen anlamadın. Ben sana gelemem ki yaram var diye. Benim yaram sensin" demişti... Hani Eylül veda mektubunda Yavuz'a "Belki bir gün bir şiirin içinde rastlaşırız seninle" demişti... Böyle işte kalbi elinde atanlar kimseye yetemedi, buna üzülüyorum en çok...
★ARAF★ "Yanlızlığın kuyusundayım, sevdiklerim itti beni o çukura..." Ya "Yusuf" gibi tutunacağım bir yıldızın kuyruğuna, kurtulacağım bu çukurdan, Yada gözyaşlarım ile dolduracağım kuyumu, "Firavun" gibi kendi kendimi, kendi okyanusum da boğacağım... Acım dinene kadar saklayacağım, paklayacağım ruhumu orada.. Bir "Musa" olup, denizi ikiye bölene kadar içimdeki sel dinmeyecek.. Ya "Mevlana" gibi, dönüp dönüp sekiz çizeceğim etrafımda. Yada "Süleyman" gibi bekleyeceğim koltuğumda, asa kolumun altında.. Ya "İsa" gibi kendimi çarmıha gerip elimi ayağımı çivileyeceğim., Yada "Tanrı" beni görecek, Semaya çekecek.. Ya "Bilal-i Habeşî" gibi göğsüm de bir taş ile yaşayacağım, Yada bir "Ebubekir" tutacak elimden, bağırıp haykıracağım içimdeki Ezanı... Ya "Habil" olacağım "Kabile" öleceğim.. Yada "Kabil" olup, içimdeki habilleri öldürüp ilk cinayetimi işleyeceğim.. İki seçenekten biriyim.. Gülmedi yüzüme bir felek.. Ve "Cennet" ile "Cehennem'in" arasındayım.. "Beni bulmanız için artık ölmeniz gerek."
Reklam
552 syf.
1/10 puan verdi
Bu ülkede yetkili biri olsaydım kesinlikle toplatıp yasaklayacağım kitaplar arasında olurdu. Böylesine ayrılıkçı bir anlatım böylesine bir nefret dili görmedim. Açık bir kadınsanız 'satılık, fahişe, teşhirci' oluyorsunuz. Yazarın açık kadınlara ya özentisi var ya da aşırı bir nefreti var galiba. Kitapta 30-40 kere 'mini etek' geçiyor. Neden? Bilal'in annesi ile ilişkisi beni öldürdü, Freud mezarında ters döndü, bu nasıl bir saplantı ve bunu nasıl normal gibi anlatır aklım almadı. Kitapta 'seni sosyalist, komünist aşağılık' diye aşağılamaya çalışıp da Huzur Sokağı'nda tam bir komün kurulması da böyle bir yazarcık'a yakışan bir çelişki olurdu zaten. Bir diğer konuda İslâmiyetin Hz. Muhammed döneminden daha hızlı yayılması. Maşallah ne ikna kabiliyeti varmış bu insanlarda. Zira biri bana kitaptaki gibi 'şu kılığına bak, Batı özentisi, pantolonlu bilmem ne' dese değilsem bırak müslüman olmayı saçını başını yolarım onun :)) Biz açık kadınlar gördüğümüz her erkeği baştan çıkarmaya çalışmıyoruz, inanmazsınız ama çoğunlukla iyi hissetmek için güzel giyinip makyaj falan yapıyoruz. Kitabı okuyup da yanlış algılara düşmeyelim... Çok çok sinirliyim ben okudum siz okumayın. Berbat ötesi berbat...
Huzur Sokağı
Huzur SokağıŞule Yüksel Şenler · Timaş Yayınları · 202115.9k okunma
Tarih / 13 Mayıs 1992 İsrail askerleri 19 yaşındaki Filistin'li Bilal Achmed'i İki bacağından vurarak alıp götürdüler, Bilal'i 5 gün sonra sarılı bir halde cenazesini getirdiler, Ailesi Bilal'i mezara koyacakken üzerindeki örtü açılır, Ceset, göbekten boyuna kadar birbirine dikilmiş haldeydi. Bilal'in Böbrekleri, karaciğeri ve Hayati organları alınmıştı. 1992'de İsrail sağlık bakanı Ehud Olmert organ nakli için kampanyalar yapıyor Gazetelere ilanlar veriyordu, Hastanelerde organ nakli bekleyen yahudiler vardı, Ama İsrail'de organ bağışı yok denecek kadar azdı, Kimse yanaşmıyordu çünkü Musevilikte yasaktı. Tamda o günlerde Batı Şeria ve Gazze'deki köylerde Filistinli genç erkekler kaybolmaya başladı. Günler sonra İsrail askerleri kimi cesetleri parçalanmış halde ölü olarak geri getiriyordu. Filistinli Bilal o yıl kaybolan ve sonra çeşitli şekillerde öldürülen 133 Filistinliden biriydi. Hepsinin organları çalınmıştı... Bugün İsrail Dünyanın en büyük organ ve deri bankasına sahip.
Bak güzel kızım. Dünyayı tanımaya devam ediyoruz. Bugün sıcak ve soğuğu öğreneceğiz. Her şeyin fazlası zarar tabi; ama soğuk havadan korkma, soğuk yüreklerden kork. Hayatın boyunca karşına binlerce insan çıkacak belki. Sen sadece yüreklerine bakacaksın. Kimininki sıcak, kimininki soğuk olacak. Soğumuş yüreklerin kaybedecek bir şeyi olmaz kızım. Çünkü duygular kaynatır kalbi. Yanındaki insanlar üzgün olabilir, sevinçli olabilir, kırgın olabilir. Bu duygular, sıcak tutar kalplerini. Duygulu insandan korkma kızım. Duyguları alınmış insanlara da yaklaşma. Çünkü en çok onlar üzer, onlar yorar seni. Bir de başını her zaman böyle göğsüne yaslayabilirsin babanın. Seninle daha da sıcak çünkü kalbim. Bilâl Sami Gökdemir
164 syf.
6/10 puan verdi
Yaradana Sığınıp Yapılan Bir Yorumlama :)
Ateistin kutsal kitabı mı olur kardeş? Kitapsız değil mi bunlar yahu? Dur biraz başa saralım. "Bütün çocuklar ateisttir, tanrı fikri onlarda yoktur." // Baron D'Holbach Kitapta geçen bu alıntı ile başlayalım. Okula başlar başlamaz aynı sene yaz tatilinde, çoğu çocuk gibi camiye Kuran kursuna gönderildim. Küçükken de Allah ismi hep
Ateistin Kutsal Kitabı
Ateistin Kutsal KitabıJoan Konner · Notos Kitap · 2011334 okunma
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.