Bilbo'nun, Aragorn hakkındaki gerçekleri öğrenince yazdığı mısralar
Altın olan her şey parlamaz,
Her gezgin yitirmemiştir yolunu,
Gücü olan yaşlı kolay kolay solmaz,
Derindeki kök atlatır donu.
Küllerden bir ateş dirilecek,
Bir ışık fırlayacak gölgelerden,
Kırılan kılıç yenilenecek,
Şimdi taçsız olan, kral olacak yeniden.
Sayfa 246 - metis
Ardından zor ve korkunç bir şey sormanın zamanı geldiğini düşündü. Söylediği şuydu :
Bu şey yutar tüm şeyleri :
Kuşları, hayvanları, ağaçları, çiçekleri;
Kemirir demiri , ısırır çeliği;
Un ufak eder sert taşları;
Öldürür kralları, harap eder kasabaları,
Ve yerle bir eder yüce dağları.
Bilbo kendisine yaklaşan gözleri seçebiliyordu. "Bana daha fazla zaman ver! Bana zaman ver!" diye bağırmak istedi. "Zaman! Zaman!"
Sayfa 126
"Ama-” dedi Bilbo.
“Ona zaman yok,” dedi büyücü.
“Ama-” dedi Bilbo yine.
“Ona da zaman yok! Koş bakalım!”
Sayfa 49
Bölüm II - Geçmişin Gölgesi
"Bilbo'nun elinde fırsatı varken o iğrenç yaratığı bıçaklamamış olması ne acınası bir şey !"
"Acınası mı? Bilbo'nun elini Gollum'un üzerine inmekten alıkoyan Acıma duygusuydu.Acıma ve Merhamet: Nedensiz yere vurmamak. Ve Bilbo bunun ödülünü de âlâsıyla gördü, Frodo.
Sayfa 82 - Metis YayınlarıKitabı okudu
- Bir Güç Yüzüğü kendi başının çaresine bakar Frodo. Yüzük haince sahibinin parmağından düşebilir, ama sahibi hiçbir zaman onu terk edemez. Olsa olsa, yüzüğü bir başkasına emanet etmek düşüncesiyle kendini kandırıp durur -bunu da ancak ilk devrelerde yapabilir, yüzük onu yeni yeni ele geçirmeye başladığı zamanlarda. Ama bildiğim kadarıyla yüzüğün
Sayfa 68Kitabı okuyor
Bir müddet kalmak yorgun olduğu için Bilbo'nun hoşuna giderdi. Haziranda, yıldızların altında elfçe şarkılar söylemek kaçırılacak bir şey değildi, hele de böyle şeylere değer veriyorsanız.
"On dakikan kaldı. Koşman gerekecek," dedi Gandalf.
"Ama-" dedi Bilbo.
"Ona zaman yok," dedi büyücü,
"Ama-" dedi Bilbo yine.
"Ona da zaman yok! Koş bakalım!"
Buna belki zor inanacaksınız ama zavallı Bilbo gerçekten iyice afallamıştı. Şimdiye dek tüm düşüncesi ve enerjisi Dağ’a ulaşıp girişi bulmaya yoğunlaşmıştı. Hiç zahmet edip, hazinenin nasıl dışarı çıkartılacağı, hele kendi payına düşecek kısmın tüm o yoldan nasıl geri götürülüp Tepealtı’daki Çıkın Çıkmazı’na ulaştırılacağını düşünmemişti.
Sayfa 256Kitabı okudu