Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ey özünün sırlarına akıl ermeyen; Suçumuza, duamıza önem vermeyen; Günahtan sarhoştum, ama dilekten ayık; Umudumu rahmetine bağlamışım ben. Büyükse de isyanım, kötülüklerim, Yüce Allah’dan umut kesmiş değilim; Bugün sarhoş ve harap ölsem de yarın Rahmete kavuşur elbet kemiklerim. Allah’ım bir geçim kapısı açıver bana; Kimseye minnetsiz yaşamak
2.kitap32.bölümden
“Hayır, bilmiyor; ona çalma diyorlar ama o çalıştığı fabrikanın sahibinin onun ücretini ödemeyerek emeğini çaldığını, hükümetinse memurlarının eliyle rüşvet alarak hiç durmadan onu soyduğunu görüyor.” İgnatiy Nikiforoviç, kayınbiraderinin sözlerini sakin bir biçimde: “Buna da anarşizm denir,” diye tanımladı. “Ne dendiğini bilmiyorum, ama böyle
Reklam
168 syf.
10/10 puan verdi
HÜSEYİN AVNİ CİNOZOĞLU'NUN "Taşra Berberi" İncelemesi
ÇAĞDAŞ EDEBİYATTA BİR ANTİ KAHRAMAN: ADEM YOKSUN. POLAT ONAT TUTUNAMAYANLAR VE BEYAZ GECELER iLE BİRLİKTE BENZER İRTİFALARA SAHİP MUHTEŞEM BİR ESERLE 2013 DAMGASINI VURACAK BELLİ Kİ. Hüseyin Peker'e, Orhan Pamuk'un YENİ HAYAT ve diğer Bazı romanlarının zayıf eserler olduğunu Orhan Pamuk'un dünya edebiyatına SELİM IŞIK,
İntihar Etmiş Bir Taşra Berberinin Şiir Kitabı ve Önsözü
İntihar Etmiş Bir Taşra Berberinin Şiir Kitabı ve ÖnsözüPolat Onat · Yasakmeyve Yayınevi · 201215 okunma
IX Evime hür, başın dik olarak, Evimin kadını olarak gir (Aynı şiirden) Liza’nın önünde şaşkın, bitkin, iğrenç derecede bozulmuş bir halde duruyordum; galiba bir yandan gülümsüyor, bir yandan da tıpkı önceden, can sıkıntıları arasında düşündüğüm gibi pamuklu, hırpani sabahlığının önünü kavuşturmaya çalışıyordum. Apollon bir iki dakika durduktan
Babam öyle bir şamar vururdu ki feleğim şaşardı. Annem, sabreder sabreder ve en sonunda canı yandığında ağzımızın ortasına öyle bir geçirirdi ki yerin dibine geçtiğimizi sanırdık. Oradan öğrendik sabrın sonunda geleni. Orta okula da gittik, haylazdık, hocalarımızın sabrını çok sınadık ama hiçbir zaman haylazlığımız "hayvanlığımız" olmadı. Küfür de ettik, kaba da konuştuk ama kadın-kız takımının yanında, büyüklerin huzurunda, toplum içinde ne küfür ettik ne de ağzımızdan onlara saygısız bir laf çıktı. Beğen ya da beğenme, en azından bir ahlak sahibiydik. Yaptığımız hatalar yüzünden ergenliğin arkasına sığınmadık. Haddimizi bildik, bilemediğimizde de bildiren büyüklerimiz oldu. Geniş, serbest büyümedik. Çok matah değiliz, evet. Ama çok şükür ne hırsız ne arsız ne de ahlaksız olduk. Bu yüzden yeni gelen bu nesile aşina değiliz biz. Gençleri çok severiz, pırıl pırıldırlar, birçoğu bizim kuşaktan ortalama olarak daha da zekidirler eminim ama bizim kuşaktan daha çok ahlak sahibi değiller. Ve nesiller gittikçe bu ahlaki değerleri kaybediyor. Benim gördüğüm, bildiğim, aklımın yettiği bu kadar...
HİNTLİ KÖLENİN AŞKI Zengin bir adamın Hintli bir kölesi vardı. Onu beslemiş, büyütmüş, adeta ölüyken diriltmişti. Bilgi ve edep belletmiş, gönlünde hüner ışığını yakmıştı. Çocukluğundan beri nazla yetiştirilmiş, o iyilikçi adam, onu lütuf kucağında büyütmüştü. Bu zengin adamında güzel, gümüş bedenli, yaradılışı ahlakı hoş bir kızı vardı. Kız,
Reklam
Bakara Suresi, 35. ayet: Ve dedik ki: "Ey Adem, sen ve eşin cennette yerleş. İkiniz de ondan, neresinden dilerseniz, bol bol yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz." Bakara Suresi, 49. ayet: Sizi, dayanılmaz işkencelere uğrattıklarında, Firavun ailesinin elinden kurtardığımızı hatırlayın. Onlar, kadınlarınızı diri
bildik hırsız zaman
zamana ne rüşvet ne rica ne de bir emir işliyordu, dairesel turlarını atıyorlardi aylakça.
Sayfa 18 - Venedik yayinlari, bir çöküşün öyküsü
´´Profesör, onay belgemi verin yalvarırım´´,
dedim sesimde neredeyse acınası bir titremeyle. ´´Hay hay!´´ Elindeki anahtarları şıngırdatarak masanın bir çekmecesini açtı ve(bildik ifadelerle, iki aylık tedavi sürecini kabul edip, bu süreçte klinikte tutulmayı taahhüt ettiğimi vs beyan ettiğim) onay belgemi verdi. Kağıdı titreyen ellerimle alıp cebime koyarken geveledim: ´´Teşekkür
Sayfa 132Kitabı okudu