"Gerçek korkak mutluluktan bile korkar. Pamuk yün bile yaralar onu. Neşeden bile incinir."
Sayfa 52
"İnsanların değerlendirilmesi açısından şaşırtıcı olan nokta şu: Bizim dışımızda, kendine özgü nitelikleriyle değerlendirilmeyen hiçbir şey, hiçbir varlık yok. Bir atı güçlü ve çevik olduğu için överiz, Ama koşumları nedeniyle övmeyiz. Bir tazıyı tasması nedeniyle değil, çevikliği nedeniyle severiz; bir şahin uçarken kanatlarını iyi kullandığı için övülür; kolanları, çıngırakları nedeniyle değil. Neden insan söz konusu olduğunda onun sahip olduğu şeyleri değerlendirerek düşünmüyoruz, buna göre karar vermiyoruz peki? Keyfi yerinde, güzel bir şatosu var, itibarlı ve zengin: Bütün bunlar dışarıdakı ve çevresindeki şeyler; onda olan şeyler değil. Görmeden bir kedi satın almazsınız; bir at satın almak için pazarlık yaparken atın koşumlarını çıkartırsınız; çıplak, örtüsüz halde incelersiniz hayvanı. Eskiden prenslere at satarken çok gerekli olmayan uzuvları örtülürmüş. Burada amaç alıcının atın güzel tüyleriyle ve geniş sağrısıyla oyalanıp vakit kaybetmemesi; özellikle en önemli uzuvları olan bacakları, ayakları, gözleriyle ilgilenmesidir. Peki insan neden sarılmış, sarmalanmış, paketlenmiş bir halde inceleniyor? İnsan, bize, kesinlikle kendine ait olmayan şeyleri göstermeye dikkat eder ve onu gerçek anlamda değerlendirebileceğimiz taraflarını saklar bizden. Sizin aradığınız kının değil, kılıcın değeridir; kınından çıkardığınızda gördüğünüz kılıca belki bir kuruş bile vermezsiniz."
Sayfa 292 - Alfa Yayınları
Reklam
Gözler insanın aynasıdır
Kimi gözler hakikate cevaptır. Kimi gözler mürşittir. Kimi gözler irşat eder muhatabını. Kimi gözler öldürmekten beter anlar insanı. Kimi gözler aynasıdır kalbin. Kimi gözler ok oktur, maktulünü bir bakışıyla kurban eder. Kimi gözler namludur. Bakışlarında patlamaya hazır fişekler saklar hep. Kimi gözler sobadır, iç ısıtır. Kimi gözler kutup yıldızıdır. Karşısında durmanız gereken yeri gösterir size. Kimi gözler kuyudur. Bakışlarla yüzünde yürür, gözlerine düşersiniz. Ancak gözyaşıyla doldurursunuz kuyusunu. Kimi gözler karadeliktir. Karadelik gözlere düşeni Yakup bile bulamaz.
Sayfa 48
Emperyalist milliyetçilik yok olmaya mahkûmdur.
Türkçülük cereyanının gitgide iki kola ayrıldığını iddia etmek istiyorum. Bu iki cereyanı şimdi moda olan tabirlerle tarif etmek istersek, birisine "demokratik Türkçülük", diğerine "emperyalist Türkçülük" diyebiliriz. Demokratik milliyetçilik hakka dayalı ve sırf savunma amaçlıdır; gasp edilen hakkı almaya, gasp edilmek istenilen hakkı müdafaaya çalışır. Emperyalist milliyetçilik ise saldırı amaçlıdır, diğerlerinin hukukuna tecavüzü bile caiz görerek kendi milliyetini takviyeye çalışır. Saldırı amaçlı milliyetçilik dünyada henüz bitmiş değildir. Fakat zannediyorum ki bu tür milliyetçilik er geç yok olmaya mahkûmdur; Rusların, Avusturyalıların, Almanların başına gelen, bir gün olup diğer emperyalistlerin de başına gelecektir…
Sadece içimdeki eteği toplanmış dağın küskünlüğünü paylaşmak, bir nebze bile olsa o çöküntünün altında boşluk oluşturup rahat bir soluk almak istiyorum.
Ben de..
İnsan geriye dönüp baktığında zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor. Herkes bir anda büyüdüm zannediyor ama işin aslı büyürken çok şey kaybediyor. Ben kazanarak büyüyemeyeceğimi büyüdükten sonra öğrendim. Ne kazanırsanız kazanın büyüdüğünüzde çocukluğunuzu kaybediyorsunuz. Ve dünyanın en kötü çocukluğu bile özleniyor. En azından ben çok özlüyorum.
Reklam
Aslında 12 Eylül'de tüm devrimciler sahipsiz kaldı. Mezanmıza bile doğru dürüst sahip çıkamadık. Serdar So­yergin'in mezarına 25 yıl sonra sahip çıkabildik.
Sabırsız bir saatçi günün tadını çıkarmak istedi, hareketleri hızlandırdı, tempoyu artırdı… Bir saati 45 dakikada tamamlayan bir saat icat etti. Hayali, bütün rekorları altüst edecek bir saat yapmaktı: Bir saati yarım saatte tamamlayan bir saat. Sıkıcı insanlarla geçirdiğiniz akşamlar için birebirdi. Saatinize baklp, "Ooo vakit gelmiş bile! Kalkmamız lazım" diyebileceğiniz bir icat.
Asıl sorun, başkalarının zihninden geçenleri, hatta kendi zihnimizi bile gerçekte olduğundan daha iyi anladığımızı düşünmemizdir.
Bizim kudretimizin ulaştığı yerlere, onun hayalleri bile erişemez.
Sayfa 25 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
En yakınımız gelip filânca ile husûmetini anlattığında bile “bir de o tarafı dinlemek lâzım,” diyebilmeliyiz ve bunu dediğimiz için küsen yakınımıza küsmeliyiz.
Sayfa 198 - İz Bırakan Kalemler (İBK) Yayınevi, 1. Baskı, Ekim 2023Kitabı okuyor
Şöhret Kaygısı
""Şöhret kaygısı aynı zamanda en sert, en hırçın ve en inatçı budalalıktır. "Quia etiam bene proficientes animos tentare non cessat erdem yolunda gelişme kaydedenleri de ayartır.) Akıl övünmeyi açıkça eleştirir ve ifşa eder ama içimize öyle bir yerleşmiştir ki övünme, ondan gerçekten kurtulabilen var mıdır, çok merak ediyorum. Her şeyi söyleyip, vazgeçmek için her şeyi yaptığınıza inandığınızda, sizin kararlılığınıza karşı öyle derin bir arzu yaratır ki çok az direnme şansınız olur. Çünkü Cicero'nun dediği gibi, onunla mücadele edenler bile, bu konuda yazdıkları kitaplarda adlarının mutlaka göze çarpıcı yazılmasını ister ve küçümsedikleri, hor gördükleri bir olgudan şan şöhret çıkarmak isterler!""
Sayfa 289 - Alfa Yayınları
Hekim, hastanın iyileşeceğine inanmıyorsa, tek başına bu inanç bile emeklerini boşa çıkartmaya neden olurdu.
Sayfa 119 - dharma yayınlarıKitabı okudu
Ayrılık konuşması...
Ruth: " Kendi Özgür irademle söylüyorum. Beni o kadar küçük düşürdün ki arkadaşlarımla bile karşılaşmaya utanır oldum. Biliyorum arkamdan hep beni eleştiriyorlar. Sana söyleyebileceğim tek şey bu. Beni çok üzdün; seni bir daha görmek istemiyorum." Martin: " Arkadaşlar! Dedikodu! Gazetelerin yalan yanlış haberleri! Bu tür şeyler aşktan güçlü olamaz! İnansam inansam beni hiç sevmemiş olduğuna inanırım."
Sayfa 398 - Türkiye iş BankasıKitabı okuyor
Serdar Soyergin'in Son Mektubu
Onlar unutulmadı. Bizler de unutamadık. Nasıl 1971 'lerin intikamı alındı unutulmadıysa 1980'lerde unutulmayacak­tır. Çünkü devrimci mücadele ölenlerle sönmez. Biz bir ölürüz, bin doğarız. Çünkü faşist askeri cunta bizim tabiki kellemizi isteyecek­tir. Biz ölürken bile başımız dik yürürüz
Resim