Müzik de istihza yok mu ‽
MÜZİK VE KUŞKUCULUK
Şüphe'yi bütün sanatlarda aradım; ama sanatta onu kılık
Şüphe'yi bütün sanatlarda aradım; ama sanatta onu kılık değiştirmiş, kaçak, ilhamın duralamalarından sıvışmış, dingin bir hamleden türemiş halde buldum sadece; ama müzikte bu biçim altında bile- aramaktan vazgeçtim onu; onda çiçek açamazdı: İstihzadan habersiz olduğundan, müzik, zihnin hinliklerinden değil Safdilliğin müşfik ya da ateşli nüanslarından doğar - yüceliğin zırvası, sonsuzun düşüncesizligi
Sayfa 101Kitabı okudu
Hayatın en memnun olduğu anında bile ruhundaki eksiklik hissi bir başka ihtiyaç ile dağlanıyordu; şimdi zannediyordu ki, bu ihtiyaç ancak böyle sıcak bir yakınlıkla, böyle dostça bir vefa ile tatmin edilecek...
Benim anam yoktur. Dayım ise her yıl ziyaretime gelir ve hemen her seferinde, hatta dış görünüşüm bakımından bile, beni güçlükle tanır. Oysa dayım zeki bir adamdır.
Geçmişte Birisiyle Olan Sohbetimizden Bir Kesit...
Azizim ben 20 yılını tasavvuf içinde geçirmiş biri olarak sizin bu anlattığınız menkıbeleri 20 yıl boyunca dinledim hatta daha fazlasını dinledim. Ama bu anlattıklarınızın Kur'ân ve Sünnette ki yerini gösterir misiniz? Yani hangi ayette Allah kendi güzelliğinin seyredilmesi için bizleri yarattığını beyan ediyor. Bunun aksine ayetlere baktığımızda Allah, bir çok ayette "ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım" buyuruyor.
Kur'ân'ı Kerim'in 6666 ayetinin hiç birinde Allah, sizin bahsettiğiniz gibi insanları "kendi güzelliğini seyretmesi" için yarattığına dair bir ifadeye rastlayamazsınız. Ve kezâ ehli sünnet alimlerinin kaleme aldığı Siyer eserlerin hiç birinde buna dair bir ifadeye de rastlayamazsınız. Yani efendimizin (sav) dahi böyle bir kavli bir sözü olmadığı gibi böyle bir ifadesine rastlayamazsınız.
İmam Tartuşi gibi ehli sünnette otoriter olan bir alim bile eserinde Sufiliğin sapıklık olduğunu sölüyor. Şimdi biz, Kur'an, Sünnet, ve Hadiste delili ve yeri olmayan tasavvuf menkıbelerini mi delil alacağız.
Tasavvuf bir itikad ve din değildir. Tasavvuf, kişinin hayatında zühd üzere yaşamasıdır. Yoksa şeyhin(in) her şeyi bilmesi değildir. Gaybı (geleceği) ve olacakları peygamberinin dahi bilmediğini Allah ayetlerinde buyuruyor iken bizim tasavvuf ehli neden şeyhlerine bu vasfı yükler?
Tasavvuf aşk da değildir. Tasavvuf, kişinin kendi nefsindeki kötü hasletlerini terketmesidir, onları iyiliğe tebdil etmeye gayret etmesidir.
Tasavvuf öyle uçma, kaçma ve aşk gibi saçma sapan şeyler değildir.
Vesselam...
“Aynı kitapları okumadığımıza eminim, her halükarda aynı hislerle okumuyoruzdur”
“Böyle düşünmenize üzüldüm ama öyleyse bile en azından konuşacak bir şeyler çıkar farklı görüşlerimizi tartışabiliriz”
Sayfa 101Kitabı okuyor
