Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Aşk dediğin ölmek değil midir biraz da? Bile bile yanmak, istekle ateşe atılmak?"
Sayfa 129 - Omca YayınlarıKitabı okudu
115 syf.
·
Puan vermedi
Kelimelerin büyülü dünyasında bir yolculuğa çıkmak ister misiniz ? "Gidenler hatırlamaz, kalanlar unutmaz asla. Bazen sebepsiz, bazen anlamsız gidişler. Geride kalanlara dair hatırlanan tek şey hatıralardır aslında. Geriye hatıralar kalır, yaşanmışlıklar ve yaşanmamış olanlar." Bizi Hatırla'da uzun ve kısa şiirlerin yanısıra
Bizi Hatırla
Bizi HatırlaHasan Karataş · Lora Yayıncılık · 20248 okunma
Reklam
Oysa eşyayı dahi incitme demişti büyüklerimiz..
İncitmemek için ne çok incindik. Oysa bizi incitenler, incinmez; bilmiyorduk, Yusuf değiliz, boğuluruz biz bu kuyularda geç öğrendik... Yusuf değiliz, zindanlar bizi hasta eder geç öğrendik.. Kenan değiliz; Mısır'a hasret nasıl yaşanır, bu hasretler bizi aşar geç öğrendik.. Süleyman değiliz, bu efendilik bizi yer yutar, efendi köleyken, köle
Bilmem hangi âlemden bu toprağa düşeli; Yataklara serildim, cam kırığı döşeli… Kafam bir cenk meydanı, kokusu kan ve barut, Elindeyse düşünme, gücün yeterse unut! Takılıyor yerdeki gölgelere ayağım; Sanki arz delinecek ve ben yutulacağım. Bana yanmak düşüyor, yangın görsem resimde; Yaşıyorum zamanın koptuğu bir kesimde. Alırken dilenciyim, verirken de borçluyum; Kalmadı eşya ile aramda hiçbir uyum. Taş taş üstüne koysam, bozuk diyorlar, devir! Bir ok çeksem, diyorlar; peşinden koş ve çevir! Nefes alırken bile inkisar ve pişmanlık; Kimse edemez bana, benim kadar düşmanlık.
“Benim ailem öldü Ulaş. Sebebini bile bilmiyorum. Kimi suçlamam lazım bilmiyorum. Kaçıyorum ama kimden kaçmam lazım bilmiyorum.”
“Sence ölmek nasıl bir şey Ulaş? Yanarak ölsen bile üşür müsün acaba? Kabir soğuk bir yer mi? Çok soğuk çünkü burası.”
Reklam
64 syf.
10/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Yüreğime bir taş geldi oturdu. Niye böyle oluyor. Tarifi zor bir kitap ama deneyeceğim. Ernaux'un bizi yine toplumsal bellek yazın stiliyle tanıştırdığı, en acımasızından bir bilinç akışıyla buluşturduğu kitaplarından biri. Nedir toplumsal bellek? İçinde yaşadığı toplumun bıraktığı hatıraları tamamen yansıtmak. Tamamen mi ? Tamamen. Ben, onun bizim hepimizin de yaşadığı ama birbirimize anlatmaya yanaşmadığı sıradanlıklarımızı gözler önüne sermesine hayranım. Bana yalnız olmadığım hissi veriyor. Öte yandan, bu dürüstlük, kendi içimde sakladığım duyguları alıp gün yüzüne çıkarıyor. Yüzleştiriyor. Şairin "Tutun ve yüzleştirin hayatları." dediği. İçim yanmak pahasına okuduğum bir kadınsın Ernauxcum. Seviyorum. Konuya dair: Kendi annesinin ölümünün ardından ona dair hatırladığı, düşündüğü, sevdiği, sevmediği, anladığı, anlamadığı her şey. Toplumun kadına dair ataerkil fikirleri, ahlaki sandıkları, öteledikleri, değiştirdikleri, değiştirmiş gibi yaptıkları. Aslında aynı zamanda müthiş bir toplumun kadına bakış açısı eleştirisi. Benim diyen modernin bile içinde gizlediği kadın ayrımcılığı fikirleri. Dan dan diye önümüze döküyor bu kitapta hepsini. Aynısını babası açısından anlattığı Babamın Yeri isimli de bir romanı var. O da etkileyiciydi. Ama bu beni daha bir dağladı.
Bir Kadın
Bir KadınAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20231,535 okunma
[...] Ne hamlık kolaydı ne de ateşte döne döne pişmek. Gençliğin alameti, her şeyi bildiğine vehmetmek, ziynetiyse görkemli bir cehaletti. Heyhat, bazı şeyler zamanla idrak ediliyor. Beşer şaşkınlığından sıyrıldığında genellikle de iş işten geçmiş oluyor. Hayat, sırayla giydiğimiz bir hırkaysa bile, başkasının çıkardığı, üstümüze bol geliyor. Bizden evvelkilerin tecrübelerini şıkır şıkır kuşanamıyoruz, herkes kendi ateşinde yanmak istiyor.
Sayfa 83 - hep kitapKitabı okudu
Mükemmelliyetçilik
Olumsuz bir puan "Kutsal Kase"yi aramaya saplandığınızı gösterir. Kendinizden mükemmeli beklersiniz, yanlışlar tabudur, başarısızlık ölümden beterdir, olumsuz duygular bile felakettir. Her zaman iyi görünmek, iyi hissetmek, iyi düşünmek zorundasınızdır. Mükemmelin biraz altında olmak cehennem ateşinde yanmak gibidir. ... Bir hedefe ulaştığınızda, daha uzaktaki başka bir hedef hemen sizi cezbeder; böylece, dağın tepesine ulaşma zevkine hiç varamazsınız. ... Gerçekdışı, mümkün olmayan kişisel standartlarla yaşıyorsunuzdur; ... Sorun performansınızda değil, onu ölçmeye çalıştığınız alette.
"Alaz hayatıma girdi ve bir şekilde çok fazla şeye sahip olmamı sağladı. Kendimi koruyacak eğitim, kalacak yer, güzel kıyafetler ve çeşit çeşit yemekler... Alaz ile birlikte bütün bunlar geldi. Gğzel dostluklar, anne ve baba da dahil birçok şeyi kendisiyle birlikte getirdi. En önemlisi, bana sevmeyi öğretti fakat mutlu değilim. Sahip olmadığım her şeyi bana verdi ama mutlu değilim çünkü bana verdiği tüm güzellikleri derin bir acıyla birlikte getirdi. Çektiğim acı ödülümden daha büyük olunca ödülün tüm cazibesi gölgede kalıyor," diyerek başımı tekrar cama yasladım. Daha azıyla yaşarken daha fazlasına sahip olmuştum. Daha fazla kolaylık ve daha az mutluluk. "Ve böylece hayatım ikiye bölğndü. Alaz'dan öncesi ve Alaz'dan sonrası," diye mırıldandıktan sonra gözlerimi yumdum. Alaz'ın sadece ismi bile kulapa yanmak gibi geliyordu. Zaten Alaz isminin anlamı da ateşti. Bir isim ancak bu kadar sahibini yansıtırdı.
Sayfa 140Kitabı okudu
Reklam
İstanbul'u Sevmek
İstanbul'u sevmek ölmek gibi birşey Bir ömür boyunca durmadan yanmak Erimek her gecesinde biraz daha Her sabah alev halinde uyanmak Anlaşılmaz,vazgeçilmez bir tutku bu şehir En hüzünlü şarkıdır söylediği dalgaların Bulamazsın çoğu gün bir dost yüzü arar da Dalıp gidersin köpüklü izlerine mavnaların İnsanlar bir seldir caddelerinde boz
Sayfa 240Kitabı okudu
“Hayat, sırayla giydiğimiz bir hırkaysa bile, başkasının çıkardığı, üstümüze bol geliyor. Bizden evvelkilerin tecrübelerini şıkır şıkır kuşanamıyoruz, herkes kendi ateşinde yanmak istiyor.”
Dermansız Cümle
Gamlı üç nokta ile sonu gelmeyen cümle; öfke duymuştu sözcüklerine. Kırk yıllık hatır değil, kırk satır vardı her bir sözcük payında. Su gibi aziz olmak değil, odun gibi yanmak düşmüştü nasiplerine. Alevin sırrına bürünmüş, sükunetin dibine vurmuş virgül bile derman olamayışının derdinden unutur olmuştu sulh vazifesini. Dolunayın etkisinde kalmış bir dişi misali… Günah keçisinin testere olduğu bir ağacın yığılması gibi… Sırtında sözcük dolu çuvallı bir hamaldı cümle. Belki de bir kuş gibi… Ki kuşun yürürken ayaklarında, uçarken kanatlarında olan yükü; esasen omuzlarındaydı. Lakin kuş değildi cümle. Ne bir kanadı vardı ne de onu taşıyabilecek iki ayağı… Karahindiba olmak istemişti cümle. Bir anlık olsa bile… Karahindibalar gibi üzerindeki tomurcukları bir üfleme ile rüzgâr eşliğinde saçıp, gelecek baharda filizlenecek yeni karahindibalara gebe bir toprak bırakmak istemişti. Funda Çelik -Bişnev 2021 Yaz
910 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.