Yarın Yok/Ayşe Kulin
Ayşe Kulin'in yazdığı otobiyografi, biyografik, tarihi romanlarını okurken heyecan ve keyifle okuduğumu hatırlıyorum. Son bir kaç yıldır tarzını değiştirerek distopik, bilim kurgu tarzında romanlar çıkarttı. Her yazar her türde başarılı olmayabilir. Ayse Kulin de bu tarz yazdığında eskiden aldığım tadı kitaplarında yakalayamıyorum.
Bu kitabında da günümüzden yüzlerce yıl sonrasındaki dünyadayız. Iklimlerin değiştiği, doğal kaynakların tükendiği, biyolojik silah olarak üretilen bir virüse çare aranmakta...
Konusu ilgi çekici ama, kurguda başarılı değil. Ayrıca kitabın başlarında gereksiz yere konulan virgüller de okurken ayrı bir rahatsızlık verdi.
Yarattığı karakterleri sevemedim. Olay örgüsündeki kopukluklar, sonunun özensizce oldu bittiye getirilmesi yüzünden kitap hoşuma gitmedi.
Nerde o eski Ayşe Kulin'in kalemi derken yazara saygısızlık etmek istemem.
Hatalarından öğren fakat sakın onları alışkanlık haline getirme.
Oysa zaman ne ki?
Saat denen aletin sürüp giden tıkırtısı mı? Günlerin geceye, gecenin güne evrilmesi mi?
Gelip geçen mevsimler mi? Ad değiştiren yıllar mı?
İnsanlık, insanlığını bilene kocaman bir ailedir.!
"Dilinize ilk geleni söylemeden önce iki kere düşünün ama aklınıza ilk gelen düşünceye güvenin, beklediğiniz mesaj size her zaman ilk düşünceyle gelecektir."
Demişler insan nasıl sabreder;
Demiş ki ;
Unutur sabreder .
Bu en güzelidir.
Kabul eder sabreder, bu en doğrusudur.
Vazgeçer sabreder bu en zorudur.
Bir de Allah’a havale eder sabreder bu en yücesidir …