Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kitaplarda: «Bilge kişilerle konuşuruz, eylem de budalalarla konuştumuz gibi.» Tabii, kitaplarımızı seçmeyi bilirsek. Yazının ünlü bir yerinde de şöyle der: Bazı kitaplar tatmak içindir, bazısı yutmak, bazısı da çiğnenip sindirilmek için.»
Bilge Kağan Yazıtı
tizligig sökürtümiz başlıgıg yüküntürtümiz ... eçümiz apamız tutmış yer suv idisiz kalmazun teyin. "Güçlülere diz çöktürdük, mağrurlara secde ettirdik ... Atalarımızın dedelerimizin sahip olduğu topraklar sahipsiz kalmasın diye.
Sayfa 125 - Kesit YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Gerçek adı Siddharta (amacını gerçekleştiren) soyadı Gautama,Çakyamuni (Çakyas ailesinden gelen bilge) Budha'nın anlamı ise aydın, uyanık olan'dır. Bütün Hint bilimciler Budha'nın doğum tarihi olarak İ.Ö 560'ı kabul ederler; seksen yıl yaşadığına göre 480'e doğru ölmüştür.
Cam ile Taş
Gözlerinle dilin arasına gerili uçurumu seviyorum. Kekeme özgürlüğünü seviyorum. Susuşundaki hıncı seviyorum. Kalbinde ürperen kışı seviyorum. Ellerindeki bilge zamanı denizi yağmurdan korumaya çalışan çocukluğunu seviyorum.
Mutluluk insanı tamamen korur muydu? Böylesine dokunulmaz, böylesine bilge yapar mıydı?
BİLGE ÖĞRETMEN ve BAHÇIVAN...
Ehil ve bilge öğretmenler bahçıvanları taklit eder. Gelişigüzel kıyaslamaz, her bitkinin doğasını kabul eder. Meyve veya çiçek vermesi için acele etmez ve hepsine aynı miktarda su vermez, çünkü herkese eşit davranmanın adalet olmadığını bilir. "Eğitmek doğru tepki vermektir."
Sayfa 210Kitabı okudu
Reklam
Bilge, varoluşun dehşet verici ve sorgulanabilir karakterinin farkındadır, yanılsamalarla yaşamak, varoluşun dehşet verici karakterini yanlış anlamak istemez, aynı trajik yaşam vizyonuna sahip aptal ise dünyevi gerçeklerle yetinmez, fiziksel olarak hasta ve depresyonda geçirdiği süre boyunca bir tür inanç geliştirir, bu onun dünya hayatını anlamlı hale getirecektir, öyle ki yanılsamanın gerekliliğine, insanın ötesinde ve üstünde bir şeye, durmadan çabaladığına, hatta tapındığına fakat yeryüzünde hiçbir zaman elde edemeyeceği inancının gerekliliğine inanır, imanı o kadar güçlüdür ki, gerçek inancının dışında olsa bile gerçekle kalmaktansa inandığı ile kalmayı tercih ederdi. Bilge ve aptal genelde yanılsamanın kavşağında ayrı yollara giderler, ancak ikisi de gerçeği aynı şekilde anlar; ikisi de gerçek umutsuzlukla yüzleşir fakat birisi için hayatta kalmak, illüzyonu kucaklamak anlamına gelirken diğeri için hayatta kalmak, sonuçta yanılsamanın reddedilmesi anlamına gelir.
Ne yapsanız çaresiz Kendinizden sonraya kalmayacaksınız Zaman yenecek sizi O telaşsız bilge, o silahsız güç Silecek yüzünüzden kibirinizi Hükmünüz ömrünüzle sınırlı olacak Öldüğünüz gün unutulacaksınız.
Hiçbir din yasaklamamış aşkı, hiçbir bilge yahut öğreti de. Ama biz kendimize yasaklamışız nedense.
Sayfa 116
Daha doğmadı, ana rahmine bile düşmedi, çok güzel kokuyor, bilge ve alımlı, şeyhi var aşkın yolunda.
Reklam
Bilmemek denemeye davet eder. Cehalet bir düştür ve merak eden düş, bir kuvvettir. Bilmek bazen alıkoyar ve sıklıkla da bir işten vazgeçmeyi önerir. Gama bilge olsaydı Fırtınalar Burnu karşısında geri adım atacaktı. Kristof Kolomb gökbilimci olsaydı Amerika'yı keşfedemeyecekti.
Sayfa 275 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Hiçbir bilge anlamaz neler hazırlar o . çünkü Böyle ister seni öyelesine seven en üstün Tanrı
Hiçbir bilge anlamaz neler hazırlar o . çünkü Böyle ister seni öyelesine seven en üstün Tanrı
Yine de, bir tür dehanın işçi sınıfından kişilerde olduğu gibi, kadınlar arasında da var olmuş olması gerekirdi, diye düşünüyorum. Nitekim zaman zaman Emily Brontë ya da Robert Burns gibi pırıl pırıl ışıyan birileri çıkmış ve bir dehanın var olduğunu kanıtlamıştır ama bu asla kayda geçmemiştir. Yine de, ne vakit sindirilip susturulmuş bir cadı, içine şeytan girmiş bir hatun, şifalı otlar satan bir bilge kadın ya da çok hatırı sayılır bir adamın annesi hakkında bir yazı çıksa, heba edilen bir romancının, bastırılan bir şairin, sesini duyuramayan ve ünlü olamayan bir Jane Austen'ın ve Tanrı vergisi yeteneğinin ıstırabına dayanamayıp kafayı üşüten, çorak tarlalarda ve orada burada yüzünü şekilden şekile sokarak ve el kol hareketleri yaparak dolaşan bir Emily Brontë'nin izlerine rastladığımızı düşünürüm. Hatta imzasını atmamakla birlikte, sürüyle şiir yazmış olan Anonim'in de, çoğunlukla bir kadın olduğu gibi bir tahminde bulunmaya bile cüret edebilirim. Sanırım Edward Fitzgerald da, hikâyeli şiirleri ve halk şarkılarını yaratan, bunları çocuklarına mırıldanan ve yün eğirdiği uzun kış gecelerini o sayede avutanların kadınlar olabileceğini söylemişti.
Onların inancına göre zamanın akıp gitmesinin amacı bir insanın daha mükemmel, daha bilge hale gelmesi ve kendi varoluşunu dile getirmede daha başarılı olmasıydı. Bu nedenle bu yıl geçen yıldan daha iyi bir insan olduğuna inanan ve bundan sadece kendi emin olan kişi, bir şenlik düzenlenmesini talep ediyordu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.