224 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Zarif Türk
Herkese Merhaba Bugün sizlere
HM Alper Duran
HM Alper Duran
kaleminden
Zarif Türk
Zarif Türk
kitabının yorumu ile geldim 𓃢Bu kitap büyük atamız Oğuz Han'dan günümüze kadar Türklüğün ne olduğunu, Türk'ün İslâmsız, İslâm'ın da Türksüz olmayacağını tarihi gerçeklikler doğrultusunda kaleme alınmış bir kitaptır. Son bir asırdır birtakım çevrelerinin etkisiyle bu
Zarif Türk
Zarif TürkHM Alper Duran · İdeal Kültür Yayıncılık · 202318 okunma
144 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Öncelikle bugün verdiğimiz 5 şehit ve bu ülke bu vatan için verdiğimiz tüm şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Kitabı temmuzda okumama rağmen incelemeyi şimdi yazıyorum. Öncelikle "akp olmasa pkk bitmezdi" bu yorum, tamamen sıcakta oturan ve oturması gereken bölgesiyle düşünen üç iq satılmış gazeteci ve her
Sorgu Odasında Apo
Sorgu Odasında ApoHasan Atilla Uğur · Destek · 2022151 okunma
Reklam
Herkese Çinli Prenses var bize yok!
Bilge Kağan, resmi bir ziyafet düzenlemiş, hatunu, Tonyukuk ve Kül Tegin ile birlikte diğer devlet adamları ile çadırın içinde daire biçiminde oturuyordu; Çinli elçi Yüan Chen袁振’ı karşıladığında derhal evlilik meselelerini gündeme getirdi. Bu konuda oyalandığını düşünüyordu. Çinli elçi Yüan Chen’a “Tibetliler吐蕃 köpek neslinden gelmeler, T’ang
Göktürkler arasında dolaşan Budist rahipler Bilge Kağan'ı Budizm'e geçmeye ikna etmişlerdi. Bu büyük bir değişim olabilirdi. Vezir Bilge Tonyukuk, bu inancın Türklerin yaşam tarzına büsbütün aykırı olduğunu anlatarak Bilge Kağan'ı ikna etti. Bu noktada Tonyukuk'u Budizm'in inanç içeriği değil, tapınak yapma ve ruhban yetiştirme özelliği rahatsız etmişti çünkü böyle bir hâlin gerçekleşmesi doğrudan yerleşik hayatı zorunlu hâle getirecekti ki o zaten kale ve sur fikrine karşı olduğunu daha önce de ortaya koymuştu. Böylece Budizm ikinci defa olarak Türkleri teğet geçti.
Sayfa 84 - Yeditepe Yayınevi 1. Baskı Ekim 2022Kitabı okudu
682'de Aşina soyundan İlteriş Kutluk Kağan'ın çıkışı Göktürkler için yepyeni bir hareket oldu. Bu esnada onun yanında ünlü vezir Bilge Tonyukuk bulunuyordu. Bu zeki ve bilge kişinin İlteriş'e katılması onun sadece askerî değil stratejik gücünü de arttırmıştı. Artık kurt başlı bayrağın dalgalanmaya başladığı haberi her tarafa daha güçlü duyuluyordu. Bu hadise tıpkı Ergenekon'dan çıkış gibiydi. Destanda dağlarla çevrili bir alandan çıkan Türklerden bahsediliyordu. İşte tam da bu noktada Türkler, Çin tarafından çepeçevre kuşatılmış, esir edilmiş ve darlığa sürüklenmişken şimdi tıpkı destandaki gibi demir dağı delip çıkıyorlardı. Göktürk Devleti yeniden doğuyordu.
Sayfa 75 - Yeditepe Yayınevi 1. Baskı Ekim 2022Kitabı okudu
Ünlü kumandan ve devlet adamı Kül Tegin, II. Gök Türk Devleti'ni 716-734 yılları arasında idare eden Bilge Kağan'ın kardeşidir. Babaları Kutlug Kağan (682-691) öldüğünde Kül Tegin yedi yaşında, ağabeyi Bilge ise sekiz yaşında olduğu için, amcaları Kapgan (692-716) tahta geçti. Hükümdarlığının ilk yıllarında devletini güçlendirme
Sayfa 108 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okudu
Reklam
Çinliler; Bilge Kağan, Vezir Tonyukuk ve Kültegin’i nasıl anlatmışlardır. Burada başka bir konuyu da açıklamak gerekir. O da Çinlilerin özellikle onu ”Bilge” olarak tanımlaması ve bunun için takdir etmesidir. Tonyukuk’u stratejist, Kül Tegin’i olağanüstü savaşçı olarak tasvir ederken, Bilge Kağan’ı gerçekten bilge, barış yanlısı, dostluğa değer veren biri olarak anlatmışlardır. —Ahmet Taşağıl—
Kapgan Kağan; ağabeyi kadar olmasa da Vezir Tonyukuk'un bilgeliğinden istifade ediyordu. Ağabeyinin oğulları Bilge ve Kül ülkeyi zenginleştirmede en büyük destekçisiydi. Hele Kül... Yüreği ve bileğiyle Türklüğün övüncüydü.
Kapgan Kağan; ağabeyi kadar olmasa da Vezir Tonyukuk'un bilgeliğinden istifade ediyordu. Ağabeyinin oğulları Bilge ve Kül ülkeyi zenginleştirmede en büyük destekçisiydi. Hele Kül... Yüreği ve bileğiyle Türklüğün övüncüydü.
Vezir Bilge Tonyukuk 723 yılında devlet meclisinde, kentler inşa ederek yerleşmeyi planlayan Kağan'a itiraz ediyor. ''Biz şehirlerde yaşayamayız'' diyor ve ekliyor; ''Çünkü sayımız az ve düşman geldiğinde onlarla savaşabiliyoruz ancak çok kalabalıklarsa geri çekilmesini de biliyoruz. Eğer şehirlere yerleşirsek kaçamayız, yok oluruz.''
Reklam
2.Taş (Doğu Cephesi) - Vezir Tonyukuk Kitâbesi
Kapağan Kağan… Gece uyumadı, gündüz oturmadı. Kızıl kanımı dökerek, kara terimi akıtarak işimi gücümü hep ona verdim. Öncüleri yine uzaklara gönderdim; hisarları, gözcüleri çoğalttım; basılan düşmanı getirdim; kağanım ile seferlere çıktık. Tanrı korusun, bu Türk milletinin içinde silahlı düşman dolaştırmadım, damgalı at koşturtmadım. İlteriş Kağan kazanmasaydı, onun ardından ben kazanmasaydım il yine, millet yine yok olacaktı. O kazandığı için, ardından ben kazandığım için il yine il oldu, millet yine millet oldu. Ben artık yaşlandım, kocadım. Her hangi bir yerdeki kağan sahibi bir millete benim gibisi olsa ne sıkıntıları olabilir? Türk Bilge Kağan ilinde yazdırdım. Ben Bilge Tonyukuk.”
2.Taş (Güney Cephesi) - Vezir Tonyukuk Kitâbesi
Demir Kapı’ya kadar gittik. Oradan geri döndük. İni İl Kağan’a… Tacikler, Toharlar… ondan berideki Suk başlı Soğdak kavmi hep gelip baş eğdi. Türk milletinin Demir Kapı’ya , Tinsi Oğlu denen dağa ulaştığı hiç vâki değildi. O yere, ben Bilge Tonyukuk ulaştırdığım için sarı altın, beyaz gümüş, kızıl yak öküzü, eğri deve, mal sıkıntısızca getirdik. İlteriş kağan, bilgisinden dolayı, yiğitliğinden dolayı Çin ile on yedi defa savaştı. Kıtaylarla yedi defa savaştı. Oğuzlarla beş defa savaştı. Bu savaşlarda da danışmanı hep ben idim. Kumandanı da yine ben idim. İlteriş Kağan’a, Türk’ün hakim kağanına, Türk’ün bilgili kağanına.”
2.Taş (Batı Cephesi) - Vezir Tonyukuk Kitâbesi
“Haberciyi getirdiler. Sözü şöyle idi: Yarış ovasında yüz bin asker toplandı dedi. Bu sözü işitince beyler, hep birlikte geri dönelim, zayıfın utancı daha iyidir dediler. Ben şöyle dedim; ben, Bilge Tonyukuk: Altun Ormanını aşarak geldik, İrtiş ırmağını geçerek geldik. Gelenler yiğit dediler duymadılar; tanrı, Umay, mukaddes yer su üzerine çöküverdi. Niçin kaçıyoruz? Çok diye niçin korkuyoruz? Azız diye niçin kendimizi küçümsüyoruz? Hücum edelim dedim. Hücum ettik ve yağmaladık. İkinci gün ateş gibi kızıp geldiler. Savaştık. Bizden iki ucu, yarısı fazla idi. Tanrı yarlığadığı için çok diye korkmadık ve savaştık. Tarduş şadına kadar kovalayıp dağıttık. Kağanını tuttuk; yabgusunu, şadını orada öldürdük. Elli kadar er yakaladık. Hem o gece halkına haber gönderdik. O haberi işitip On Ok beyleri, halkı hep geldi, baş eğdi. Halkın birazı kaçmıştı. Gelen beyleri ve halkı düzenleyip toplayarak, On Ok ordusunu yürüttüm. Biz de yürüdük. Anı’yı geçtik. İnci ırmağını geçerek Tinsi oğlu denen ebedi Ek dağını aşırdım.”
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.