Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Abraham ve Isaiah'ın Tanrıları bir tek olmanın gerektirdiği niteliklere sahiptir. Buna rağmen aralarında farklılıklar da bulunmaktadır. Birincisi eğitimsiz, ilkel bir göçebe kabilesinin şefiyken, ikincisi bin yıl sonra dünyanın önemli kültür merkezlerinden birinde yaşayan evrensel bir düşünürdür. Tanrı kavramının gelişimi bir ulusun gelişim
Sayfa 26 - Say YayınlarıKitabı okudu
Ağlamıyorsun bari gülmekten utan ...
Adem ve Havva yasak ağaçtan tattıklarında avret yerleri kendilerine belirivermiş bir şekilde utançla açılan yerlerini örtme telaşıyla kaçışmaya başlarlar. Svend Brinkmann bu anlatıdaki utancı insan olmanın en temel saiki olarak görür. Ona göre Adem ve Havva "bilgi ağacının meyvesi"ni yedikten sonra iyiyi ve kötüyü anladıklarından çıplaklıklarından dolayı utanmaya başlamışlardır, çünkü "utanç, sayesinde kendimizi başkalarının gördüğü gibi görür ve aslında kim olduğumuzu tayin ederiz." Ve bu yüzden de "insanlık, utanç vasıtasıyla sunulan ahlaklılıkla iç içe geçmiştir."
Reklam
Yasak Elma
Elma aslında bilgi ağacının meyvesi. Yani onu yiyen doğru ve yanlışı birbirinden ayırmayı öğreniyor. Neden Tanrı insanların bilgi edinmesini istemiyor olabilir? Acaba masumiyet ve huzurun korunmasının ancak cehalet sayesinde mümkün olabileceğini ima ediyor olabilir mi? Öykü cennetten kovulma ile sona ermez. Tanrı, "Artık Adem doğru ve yanlışı biliyor bizden biri oldu," der.
Bilgi ağacının meyvesi,akademik gelenekte yenilmesi gereken bir meyvedir kesinlikle.Metaforik anlamda "yiyerek" kazanılan bu bilgi,cennetten kovulmaniza neden olmaz.En azından akademik kanı ve gelenek böyle der.
_Eristik Diyalektik: Haklı çıkmak ve kazanmak amacıyla yapılan tartışma sanatıdır. Önemli olan doğru değil dinleyiciyi ikna etmektir. Eris, yunan mitolojisinde anlaşmazlık tanrıçasıdır. _Diyalektik bir konuşma sanatıdır. Onun aracılığıyla bir şey çürütülür ya da ispatlanır ve bu konuşmacıların soru ve cevaplarıyla yapılır. Diyalektiğin görevi,
Bilgi ağacının meyvesi bir kez koparıldıktan sonra, cennete giden yol sonsuza dek kapatılmıştır.
Reklam
Evrim, insanı, dünyayı sadece antroposantrik bir şekilde değil, üstelik kendi benliklerimizi düşünme tarzımızı yansıtırcasına ayrı ayrı gören, kesin bir şekilde soyutlayıcı bir yaratığa dönüştürdü. Empresyonistlerden -yahut onların Vaftizci Yahya'sı William Turner'dan- önceki neredeyse tüm sanatımız, fonun karmaşıklığından kurtulmuş bireysel şeylerin kesin sınırlarına, benzersiz kimliklerine merakımızı açığa vurur. Bu, bir nesneyi çevresinden ayırma ve bizi ona konsantre etme gücü, görsel sanatların daha gerçekçi tarafındaki tüm yargılarımızın kesin bir kriteridir; ve bunun tamamen aynısı değilse de çok benzeri, mikroskop ve teleskop gibi optik aletlerden istediğimiz şey, yani büyütme, daha keskin odaklanma, daha iyi ayırt etme, sıradan şeylerden ayırmadır. Bilimin büyük bir kısmı bu amaca adanmıştır: Spesifik mekanizmaları ve ekolojileri açıklayan, yani kısacası, kümenin içinde birbirinden ayırt edilmez görünen şeyleri diğerlerinden ayıracak ve düzenleyecek özel etiketler bulmak. Çiçeklerin yahut ağaçların isimleri ve tabiatları konusunda en basit bilgi bile bu ayırt etme ya da bireyselleştirme işlemini başlatır ve bizi bütünsel gerçeklikten antroposantrizme doğru bir adım yaklaştırır; yani düşünsel olarak fotoğraf kadrajının bir eşdeğeri yerine geçer. Bir şeyleri görme, kavrama ve yaşama konusunda bazı olanakları yok eder ya da perdeler. Ve Uppsala'daki bilgi ağacının acı meyvesi budur.
Sayfa 28 - PdfKitabı okudu
İNSAN VE İKİ AĞAÇ
Tanrı'nın sonsuz planı, Tanrı'nın tasarısı bizlere Kutsal Yazılar'ın 66 kitabı aracılığıyla açıklanır. Kutsal Yazılar'ın en başında Tanrı'nın kendisini ifade etmek için, yaratmanın merkezi olarak insanı yarattığını görürüz. Tanrı tasarısında, insanın, Tanrı'yı, Tanrı'nın tüm evreninin merkezi olarak ifade
Sayfa 101 - Akarsu YayınlarıKitabı okudu
Peki, insanoğlunun anlamaya ve öğrenmeye yönelik her çabasınn altından kâinatı ve içindeki karmaşık varlıkları tanımlayan başka bir matematik dalının çıkması sinir bozucu bir aldatmaca mı acaba? Yoksa matematik, sadece profesörün elinde olan fakat öğrencilere verilmeyen ve böylece öğretmenin daha zeki görünmesini sağlayan gizli bir cevap anahtarı mı? Ya da dinsel bir mecaz kullanacak olursak, matematik bilgi ağacının en kutsal meyvesi mi yoksa?
Sayfa 20
Yılanın konuşması insanlarda arzular uyandırmış, daha önce tanımadıkları anlaşılan bir beklenti yaratmıştır. Bunu izleyen pasajın bir hırs duygusu veya bilgi edinme isteğini kışkırtmak yerine, duyusal algının büyüsüne yönelmesi dikkat çekicidir: “Ve kadın baktı, ağacın meyvesi yenilebilir görünüyordu, ağacın gözalıcı ve çekici olduğunu fark etti,
Reklam
İnsanoğlu ancak bilgi ağacıyla yaşam ağacının meyvelerini yiyebilirse Tannı haline dönüşebilir. Bilgi ağacının meyvesi insanoğluna Tanrı'nın erdemlerini, yaşam ağacının meyvesiyse Tanrı'nın ölümsüzlüğünü vermektedir.
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.