"Kalp atışının elektriksel yoğunluğu (EKG) beynin elektriksel yoğunluğundan (EEG) 60 kat fazladır.
Bu yüzden kalbimizle, beynimizle yaydığımızdan çok daha büyük bir enerji yayarız."
Öğretmen Okulu'na yarım dönem için geçmiştim ama adaptasyon sorunu yaşamaktan öte keşiflerdeydim. Bu zorunlu geçiş beni heyecanlandırmıştı. Okulda yatılı kalan, ailelerinden uzak, birbirine sığınmış ya da birbirine karşı bileylenmişler, çete halinde dolaşanlar, kenarlarda silik silik zaman say ıp, bir an önce köylerine dönmeyi bekleyenler, kızlara cesurca takılanlar ... Kollarının altındaki kitapları daha bir görünsün diye en üste koyup siyasiyim mesajı verenler, kendisini bekleyen ailesi hakkında ayaküstü yalanlar atanlar, yoksul olup zengin görünenler. . . Yani bir istasyon da buluşmuş yüzlerce yabancı yolcunun, bu kısa ve zorunlu birliktelik esnasında pek de sırlar vermeden, ama yolculuğun konforunu ve güvenliğini bozmamaya gayret ederek kompartımanlardaki yerlerini almaları gibi bir şeydi Öğretmen Okulu ... Herkesin tavuğuyla, keçisiyle, sepetiyle bindiği köy dolmuşuna benzemiyordu. Ki geldiğim okul öyleydi. Sırlara çok da yer yoktu. Çevre köylerden gelen öğrencilerin ana babasını, kaç dönüm tarlası olduğunu bilirdin.
Bu bilgi, hiç kimseye farklı davranma, farklı olma şansı vermezdi. Hele de köylülüğün acımasızlığıyla yan yana gelin ce ... Babalarının lakaplarını bildiğimiz çocuklar neyin gizemine dursundu?
Ey çaresiz, sabırlı ol. Dünyanın çaresizliği çabuk geçer. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem, Hz. Aişe'ye şöyle buyurdu:
"Ya Aişe, dünyanın acılığını, ahiretin iyiliği için iç."
Çalış, geçmişte verilen hükme güvenme; orada isminin hangi defterde yazıldığını bilemezsin. Şaki veya said olduğunu göremezsin. Bu sır, İlâhî bilgi hazinesinde saklıdır; karışma, karışacak olursan dinden çıkarsın.
Çalış, yapacağın işler acı gelse de yap. Geçmişte verilen hüküm, seni ilgilendirmesin.
Yapacağın işlere bak. O derin bilgiyi ne sen ne de başkası bilir. Buna kader bahsi denir. Kader ilmini ne sen tam bilirsin ne de başkaları...
Allah yoluna baş koyanlar, dünya yatağını dürdüler ve Allah'ın huzurunda durdular. Hep günlerini onun uğruna harcadılar…